Kıyametin Alameti Olur Mu?



Bir ramazanı daha geriye bıraktık. oruç ve ibadetlerinizin Allah’ın katında makbul olmasını temenni ederken, kıyametin alametleri konusunda dikkatinizi çekmek istedim. Dinimizin tek sahibi, tek amiri ve tek yetkilisi olan Allah c.c. kimseye bildirmediği bir şeyi, bizim veya  başka birilerinin bilmesi ya yalan, yada Allah’a attıkları iftiralar olur.

“Ğaybın anahtarları Allah’ın katındadır, ğaybı Ondan başkası bilmez.” (maide6/59) ayetine göre hakkında, bize bir ilim verilmediği bir şeyi konuşmamız doğru olmaz. Velev’ki peygamber olsun, kurallar aynıdır.
 
“Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah kafirlere yol göstermez” (maide 5/67)

Yukarıdaki ayettede olduğu gibi peygamberimiz sadece Kur’andan konuşur ve sadece Kur’an-ı okurdu. Özellikle gelecekle alakalı gayb bilgisinin, mutlaka Allah tarafından bildirilmesi gerekir. Peygamberimiz Kur’ana dayandırmadığı hiçbir sözü ve hiçbir hükmü söylememiştir. Lütfen bizde söylemeyelim. Çünkü Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor;
 
“Eğer O (Muhammed), Bize karşı, ona (Kuran’a) bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra onun şah damarını koparırdık.” (hakka 69/44-46)

Dolayısıyla aşağıda yazılı ayetleri dikkatli okuduktan sonra zihnimiz ve vicdanımızın sesine bir kulak verelim! Kur’an-ı inceden inceye düşünelim, ilahi mesajın ne demek istediğini anlamaya çalışalım;
 
“Sana, kıyamet saatinin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar, de ki: "Onu ancak Rabbim bilir, onun vaktini, O’ndan başka belirtecek yoktur. Göklerin ve yerin, ağırlığını kaldıramayacağı o saat, sizlere ansızın gelecektir." Sen sanki öğrenmişsin gibi sana soruyorlar, de ki: "Onu bilmek ancak Allah’a mahsustur, ama insanların çoğu bu gerçeği bilmezler."  De ki: "Ben, Allah’ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben ğaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim."  (A’raf7/187,188)

“Senden kıyametin ne zaman gelip çatacağını sorarlar. Sen nerede, onun vaktini söylemek nerede?! Onun nihaî ilmi yalnız Rabbine aittir. Sana düşen sadece ondan korkanı uyarmaktır.”  (naziat 79/42,43,44,45)

“Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. (Kıyamet) Saatin(in) emri de yalnızca (süratli) göz açıp kapama gibidir veya daha yakındır. Şüphesiz, Allah her şeye güç yetirendir.” (nahl 16/77)

“İnsanlar senden kıyametin zamanını soruyorlar; de ki: "Onun bilgisi ancak Allah katındadır; ne bilirsin, belki de zamanı yakındır." (ahzab 33/63)

•Okuduğumuz ayetlere direk muhatab olan Nebi, yine bu ayetleri bize ulaştıran Allahın resülü, kıyametin zamanı, saati ve alameti ile alakalı ne söyleyebilir ki? Mesela şöyle ’’meryem oğlu isa gökten inmeden kıyamet kopmaz’’ ve yine ’’Çöldeki çobanlar yüksek bina yarışına girmeden evvel kıyamet kopmaz’’ derse bilinmeyen yani mechul bir saatte olsa bile dahi bir zaman tayin etmiş olmaz mı? Bir olasılık ileri sürmüş olmuyor mu?  Oysa yukardaki ve onun gibi daha almadığımız birçok ayette, ansızın, hatta çok yakın olduğunu söylerken rabbimizin söylemleri, peygamberi ile çelişir duruma düşerdi. Ama bu aşağıdaki ayetten sonra, kıyametin alametini geldiğini söyleyen Allah’a, peygamberimiz (haşa!) “gelmedi “ veya “yetmedi” deyip yeni alametler’mi türetti?
 
“Onlar, kıyâmetin gelmesinden, apansızın başlarına kopuvermesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Gerçekten de alâmetleri geldi; onlara gelip çatınca ibret almaları neye yarar?“ (muhammed 47/18)

Şüphesiz Allah ve elçisi doğru söyler, bizde buna iman ederiz. Okurlardan şöyle bir soru yöneltilirse; Resül’e iman eden siz, peygamberin dediğine niye inanmazsınız? O zaman cevabım şudur;  Resül demek elçi demektir. Allahın resülü demek, Allahın elçisi demektir. Elçinin görevi Allah tarafından kendisine bildirilen kuranı, olduğu gibi katıksız ve noksansız anlatmaktır. Evet, eğer kuran var diyorsa vardır, yok diyorsa yoktur. Resulullah da bir beşer ve bir nebi olarak elbette bir şeyler söylemiştir. Söylediği şeyin ğayb bilgisi ise, Kuran’a muhalif olabilmesi asla ve kat’a düşünülemez. Eğer böyle bir söz duyar veya işitirseniz sakın Kuran’a sunmadan ve sormadan amel etmeyin, iman etmeyin. Yok, eğer söylediği İslam dini ile alakalı ise, onun mutlaka Kur’anda bir dayanağı vardır. Kur’andaki hükmü, referans gösterilirse sorun yok.
 
Saygıdeğer okur!  Ben bize bugüne dek hurafelerle anlatılan pekçok şeyi, Kur’anda bulamadım. Şayet siz bulur ve bize iletirseniz, çok dualara mazhar olacaksınız.
 
Allahın selamı üzerinize ve Bayramınız mubarek olsun.