Şu dakikadan sonra abartılı ve her mevzuda araya sıkıştırılan Doğu Türkistan Uygur Türkleri meselesi artık ABD Emperyalizminin iç cephenin tahkimini parçalamak için kullandığı bir aparat ve koçbaşıdır. Bunu samimi ve mazlumdan yana olan kardeşlerimizi tenzih ederek belirtiyorum.
Bilhassa Rabia Kadir denen şahısın ve aynı Fetullah Gülen gibi Amerika da, Asya halklarına karşı mevzilenmiş ve emperyalizme hizmet eden dişi fetölerin içimizdeki işbirlikçileri kadim İslam-Türk yurdu olan Doğu Türkistan’ımızın istismarını her yaptıklarında bunu suratlarına çarpacağız.
Atlantik ittifakının Rand Corperation ve Joe Biden’in talimatını emir telakki ederek sözde ‘’ömrümü CHP ile mücadeleyle geçirdim’’ diyen ama aslında CHP ile 2015’te istikşafi koalisyon için çırpınan içimizden çıkan son hainin ‘’Stratejik Çukurunda’’ bu koroya katılması manidardır.
1998’de hem de 28 Şubat’ın en hızlı dönemlerinde Harp Akademilerinde ders vermeye layık görülecek kadar NATO’ya bağlı olduğunu çok sonradan öğrendiğimiz bu son haine stratejik çukura karşı eski günlerin hatırına sabırlı ve mütevazı duruşumuz bundan sonra asla olmayacaktır.
Fullbright bursu ile yüksek lisansını ABD de yapmış Bilderberg üyesi emperyalizmin gönüllü mankurtuna da tavrımız aynı şekilde olacaktır. Bu kadar nankörlük ve hainlik artık sessiz geçiştirilemez. %1’er oyluk tabana oturacaklar diye değil bu tavrımız, nankörlüklerinedir...
Doğu Türkistan’da bir sorun yok mudur?
Tabii ki vardır. Olmaması zaten mümkün değil. Orası Özerk bir devlet olmakla birlikte 1949’dan beri Çin’in işgali altındadır. Lakin resmen BM tarafından Çin in bugünkü hudutları tanınmakta ve Türkiye’de bunu resmen kabul etmektedir. Bununla birlikte Çin Halk Cumhuriyeti meşru hudutları içerisinde sorunları olan Dindaş ve Soydaşlarımızı Okyanusun öte tarafından aldıkları talimatla istismar eden ve ABD-Çin ekonomik savaşını Türkiye ye taşımaya çalışmak tam bir alçaklık ve onursuzluktur.
Peki, ne yapacağız?
Daha evvel ‘’Rus uçağının düşürülmesi emrini ben verdim’’ diyen Loser siyasetçi; Rusya’yla savaşa sokamadığı ülkemizi zillet ittifakına dâhil olup 2023’te Konya’dan CHP milletvekilliğini garantileyip şimdi de stratejik çukurluğu ile Türkiye’yi Çin’le savaşa mı sokacak yoksa? Çin içinde bizi üzen, Dini tarihi, içtimai ve kültürel bu sorunu nasıl çözeceğiz? ABD’nin bile savaşmaya cesaret edemediği Çin’e buradan 7000 km öteden savaş mı açacağız yoksa bay stratejik çukur?
Şayet Çin’de dindaşlarımıza veya soydaşlarımıza bir ret-inkâr ve asimilasyon politikaları varsa (ki tekrar ediyorum NATO’cu ajanların söylediği şekli ile olmasa da vardır -olabilir diyorum) bunun çözümü 1945’te İsmet İnönü ve CHP Genel sekreteri Kasım Gülek’in yaptığı gibi bizi dört bir tarafımızdan kuşatmış olan Batı emperyalizmin tekrar kucağına oturtmak mıdır?
Çin’ e savaş mı ilan edeceğiz ey zillet ittifakı?
Türkiye’nin güneyindeki, Suriye’nin kuzeyindeki (ABD’nin KARA ORDUM dediği) terör örgütlerine, PKK/PYD ve YPG’ye on binlerce tır silah gönderen ABD’ye tek laf etmeyen ‘’edemeyen’’ zillet ittifakı ve onun yeni yamağı Serok Ahmet Çin’e ABD ağzı ile çemkirmektedir. Çin’de şayet bir sorun varsa bunun ilacı Çin’le kötü olmak değil aksine daha fazla siyasi, iktisadi, ticari, içtimai ve kültürel münasebetleri artırmaktır. ABD menfaatleri için Çin’e şövalyelik yapmamızı isteyenler bu ülkenin bu devletin düşmanlarıdırlar. Çin ile ticaret daha da artırılmalıdır. Çin’de daha fazla konsolosluğumuz olmalıdır. Etrafımızda ki NATO kuşatmasını yarmak için Çinin hem BM de hem de yerel ve bölgesel de desteği daha çok alınmalıdır. Suriye’de ülkemize karşı namlularını çevirmiş terör örgütlerine Çin değil sözde NATO’daki müttefiklerimiz destek vermekte ve tırlarla silahı sevk etmektedir. Dedeağaç’ta namluları üzerimize çeviren Çin değil ABD’dir. Ermenistan diasporası ile her sene 24 Nisanda tepemizde ‘’soykırım palavrasını’’ Demokles’in kılıcı gibi sallayan Çin değil ABD’dir.
İşte Ocak ayının 18’inde yayınlanan Rand Corperation raporu ve yine o günlerde New York Times’a yaptığı ziyarette Joe Biden’in yaptığı açıklamalarda bahsettiği ‘’muhalefeti Erdoğan’a karşı birleştireceğiz’’ ittifak gerçekleşmiştir. Ak Partiden ayrılan iki hainin CHP’ye ve zillet ittifakına yamanmasının sebebi de budur. Kaset operasyonuyla Genel başkanlığa oturan zatın son Genel Kurulunda ilan ettiği ‘’dostlarımızla iktidar olacağız’’ dediği işte bu ittifaktır. Öyle ise bu ülke münevverlerine düşen görev bu kirli ittifakı her ortamda ifşadır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın