DeÄŸerli bir öÄŸretmen kardeÅŸim, ÅŸöyle bir mesaj atmıştı: “Sen demokratken daha güzel bir insandın sana gıpta ederdim çok saygı duyardım. Saygı duymaya duyuyorum elbet, lakin AKP’li olduktan sonra senin için üzülüyorum. Onların ilk darbesini yiyecek kiÅŸi sensin. Devrimler önce kendi çocuklarını yermiÅŸ AKP’nin ilk tokadını sen yiyeceksin Güldalı ablam. Senin gibi demokratik bir ablamın bu haramileri savunmasını anlamıyorum beni silme beni aydınlat; yoksa sende mi nemalanıyorsun zira baÅŸka ÅŸey gelmiyor aklıma böyle ÅŸeriatçi, yobaz, hırsız bir güruhu savunmanın manası ne! Selam.”
Mesajı aldığımda, tatilde olduÄŸumdan gecikmiÅŸtim. Bu mesajda yazılanlarla aynı ÅŸeyi paylaÅŸacak çok kiÅŸi olduÄŸunu bildiÄŸimden, böyle bir yöntemi seçerek cevap veriyorum. Öncelikle bu kiÅŸisel bir yazı gibi durmakla beraber, benim gibi düÅŸünenler adına da kısmen yanıt olacağından; ülkenin, karşıtlıklar açısından naçizane, bir çeÅŸit fotoÄŸrafını sergilemeye çalışacağım.
Ä°lk okuduÄŸumda mesajı, ‘demokrat’ sözcüÄŸü dikkatimi çekti. Zaten, her ÅŸey bu sözcüklere kendi yüklediÄŸimiz anlamla baÅŸlıyordu. Yine ‘çaÄŸdaÅŸ’, ‘aydın /yobaz’, ‘özgür /lük’ ve ‘demokrasi’ gibi kavramlar her kesim tarafından karada havada bolca kullanıldığı halde, anlaÅŸamıyorsak nedir sorun?
Her parti lideri, kürsüden “demokrasi” nutukları çekiyorken “özgürlük” ve “halkların kardeÅŸliÄŸi” derken, aslında neyi diyor da, iletiÅŸimin en önemli aracı olan aynı sözcükler bile yetersiz kalıyor.
Durum buyken, insan hangi ortak zeminde buluÅŸabilir ki. Her kesimden insan, madem bu kadar iyi ÅŸeyler istiyor ve anlaÅŸamıyorsak ya milletçe zekâmızda sorun var ya da adı konulmamış bir hastalıktan muzdaripiz.
Elbette hiçbir topluluk homojen deÄŸildir. Ä°çlerinde, arsızı da olur, hırsızı da. Önemli olan, karşımıza çıktığında bunları ayıklamak, ölçüp biçip, hak ettiÄŸi yere göndermek.
Yolsuzluk neredeyse tüm dünyanın sorunu ve bunun önüne geçmek için de ÅŸeffaflaÅŸmak ve daha çok demokrasi gerekiyor. Peki bu, yolsuzluklardan ÅŸikayet edenler, gerçekten demokrasi istiyor mu, yoksa her devirde siyasette etkili olan bu söylemle, karşıtını yıpratarak, eski yolsuzluk günlerini mi özlüyor!
Bu ülkede, bir gecede boÅŸalan bankalar, Ä°SKÄ° skandalları, deprem paralarıyla ödenen maaÅŸlar, devalüasyonlarla voleyi vuranlar, her gün artan temel gıda ederleri, trafikte, devlet dairelerinde alenice alınan rüÅŸvetler, çok eski deÄŸil.
Yollar yol deÄŸil, alt yapı hizmeti yok, çöp yığınları, su ve elektrik kesintilerinin yanında, SSK yolsuzlukları, hamili kart yakinimdir vakaları da çok eski deÄŸil.
Tamamen bitti mi, hayır. Bitmesi acaba gerçekten tercih ediliyor mu? Duyarsınız, esnaf muhabbetlerinde, konu komÅŸu ayak üstü laflarken; “ bir tanıdık bakıyoruz, ÅŸu oÄŸlanın/kızın /damadın iÅŸini halletmek için” diye. Dinleyen de ama “bu doÄŸru deÄŸil” demiyor. Fırsatını bulan herkes, “adamını” arıyor ama yine herkes, pek masum rollerinde.
Ä°yi de bu politikacılar da özel imalat deÄŸiller ya, içimizden birileri ve zihniyeti de en az bizim kadar faydacılık peÅŸinde. Yobaz ve ÅŸeriatçı demiÅŸ kardeÅŸim bunlar için. Ä°çlerinde böyle olanlar vardır da, Åžeriatı getirmedikleri açık.
Ayrıca sunulan programda, diÄŸerlerinden çok ilerde olduÄŸunu görmüÅŸ, uygulamalarında da çoÄŸundan iyi olduÄŸunu düÅŸünüyorsam, üzülmeyin, kendi düÅŸen aÄŸlamaz! Nemalanma iÅŸine cevap vermeyi bile zûl sayarım, klavye sürçtü kabul ederek!
Åžimdi gelelim demokrat olup olmamaya! Demokrat olmak bendenizce, çeÅŸitli hak ve özgürlüklerde, tanıdıklarımın yanında, hiç bilmediÄŸim, aynı ülkede yaÅŸamaktan baÅŸka da ortak yanımın olmadığı her bireyle eÅŸit olmak. Hala öyleyim de acaba sorun, kavramı farklı okumamızda mı! Ya da belki sadece lafa deÄŸil, nispeten daha iyisini ifa edene bakıyorumdur.
Yaşı yirmilerde olan gençlerin, AK Parti’den çok iyisini beklemelerini, onu, geçmiÅŸi bilmedikleri için, daha kötü diye eleÅŸtirmelerini anlarım da onun dışındakileri asla anlayamam. Bazı uygulamaları yetersiz bulalım, eleÅŸtirelim ancak, “eski günleri aratıyor” söylemiyle karşı çıkmanın da art niyetli olduÄŸunu düÅŸünürüm.
AK Parti, bana-bize geldi. Biz AK Parti’ye gitmedik. Belki, bir kesim kiÅŸi ya da partilerin okuyamadığı budur. Biz hala yerimizdeyiz ve taleplerimiz bitmedi. AK Parti’den daha büyük bir hızla bize doÄŸru koÅŸana buyur ederiz. GörünüÅŸe göre, yine daha iyi koÅŸan da, AK Partili gençlerden çıkacak ve eksikleri de onlar tamamlayacaklar. Çünkü, diÄŸer tarafın gençleri, kavramları aksesuar olarak kullanırken, içerik analizine vakıf olamadılar.
AK Parti, bu ülkenin, bu coÄŸrafyanın, radikallerin, demokratların, saÄŸcıların, solcuların ve hatta kendilerinin bile turnusolüdür. Ä°ktidar da o, muhalefet de . Siyasi literatüre geçecek kadar da alışılmışın dışında bir parti. Büyük fotoÄŸrafa bakınca bir 15 yıl daha AK Parti var olacak gibi.
Kavramların içini doldurup uygulama azmiyle, onu yenebilirsiniz. BoÅŸ laf ve hamasetle deÄŸil…
Facebook Yorum
Yorum Yazın