Derbide kazanırsın, kaybedersin ama ilk 45 dakikanın 35’inde bu kadar kötü oynayamazsın! Galatasaray ilk 10 dakika çok iyi başladı, sonraki 10 dakika Beşiktaş’ın koca ilk yarıda kendi adına kötünün iyisini oynadığı, saman alevi gibi parladığı oyun periyoduydu. Tabii ki bu saman alevi periyodunda bile hem nicelik hem de nitelik açısından gol kaçırma rekorlarını kırmaya devam etti. Hadi Kenan Karaman’ın zaten Beşiktaş’ın ideal oyuncusu olduğunu iddia eden bir avuç kişi var, çoğu da Beşiktaş’ın ezeli rakiplerinin taraftarı. Peki ya Atiba’nın direkten dönen topundan sonra Alex Teixeira’nın kaçırdığı? Olacak iş değil! Devrenin kalanı ise “atamayana atar”lardan daha ötesinde bir Kerem Aktürkoğlu futbol şovu izledik. Beşiktaş’ın Josef’siz dengesiz, bölük pörçük orta sahası ve yamalı savunma hattı arasındaki boşlukları topla ilmek ilmek işledi. Kerem Aktürkoğlu ile beraber bir süredir takip ettiği Ersin’i de izlerken Lyon scoutu Ersin’e çok acımıştır, Kerem’e ayrılan bonservis ücretine gerekirse artı beş milyon ekleneceğini raporlarken Mostafa Mohamed’i de belki izleme listesine eklemiştir.
Karaveli etkilenmiş!
Medyadaki ‘’yanlış ve geç oyuncu değiştirdi’’ yazı ya da değerlendirmeleri Önder Karaveli’yi gereğinden fazla etkilemiş görünüyor. Bunu şunun için söylüyorum. Örneğin ilk 11’e Batshuayi/Larin ile başlasa ve skor aynı olsa 39’da bu ikiliyi Kenan ve Güven ile değiştirebilir miydi? Kendi adıma sanmam. Beri yandan Rıdvan Yılmaz yerine ikinci gol öncesi faul alma kolaycılığına kaçan ‘’transfer başarısı’’ tecrübeli Umut Meraş’ı tercihi de benzer bir probleme işaret ediyor kanımca. Maçta ikinci devre maç tempo kaybedip ‘’dalgalanmalar’’ ortadan kalkınca kontrol tamamen Galatasaray’a geçti. Ancak bu kez oyuna gönderilen Rıdvan ile oyunun çehresi bir anda değişti. Galatasaray sağ kanadını zorlayan Rıdvan arayışlarını bir golle neticelendirdi. Gol sonrası yükselen Beşiktaş isteği maçı baştaki tempoya döndürdü. Tedirgin Galatasaray fırsat kollarken beraberliği kurtarmaya çalışan Beşiktaş doğaçlamaya yöneldi.
Yokluk
Beşiktaş’ın elindeki hedefleri birer birer gidiyor. Nasıl gitmesin ki!.. Hocası yok. Her maç farklı kadro, deneme tahtasına dönen takım. Santrforu yok. Batshuayi, Larin, Güven yetersiz. Eksiği çok. Pjanic, Oğuzhan haftalardır kayıp. Yedek kulübesi ıssız. Gökhan, genç Emirhan ve diğerleri zorlamıyor. Liste kabarık. Tek artısı taraftarı. İyi gününde, kötü gününde hep yanında. Hal böyle olunca, Hatayspor önünde iki puan daha bırakıp, Avrupa hedefini de zora soktu. Ömer Erdoğan’ın ekibi, gücü ölçüsünde mücadele edip, bir puan almasını bildi. Kartal’ın hedefine ‘taş’ koydu.
Sen konuşmazsan taraftar konuşur
Hatay maçında Batshuayi’nin golden sonraki sevincinde eliyle tribünlere yaptığı ‘Çok konuşuyorsunuz’ göndermesi çok anlamsız. Premier Lig’de bile çok yüksek oranda gol atan uluslararası bir santrfor, dünyanın herhangi bir liginde bu kadar uzun süre ve ısrarla gol kaçırırsa eleştirilir. Sevgili Batshuayi, Beşiktaş, Hatayspor kalesine tam 22 şut girişiminde bulunup, 12 isabet sağlıyorken, maç 1-1 berabere bitiyor ve sahanın en çok şut çeken futbolcusu sen oluyorsan, üstelik bir de gole giden topu kafanla auta yönlendiriyorsan taraftar elbette konuşur. Sen sahada konuşamadığın için konuşur. Bu çok doğal. Beşiktaş taraftarı bu sezon forvet performanslarından dolayı çok yıprandı, üzüldü. Zira Batshuayi böyle de Larin uçuyor mu? Elbette hayır. Larin’in basit top kayıpları Beşiktaş’ı takım olarak geri koşmak zorunda bırakıyor. Beşiktaş’ın forvetleri çok formsuz, Larin yetersiz, Güven umursamaz, Alex güçsüz. Olan Ghezzal’in çabalarına oluyor.
Facebook Yorum
Yorum Yazın