"Başarısızlık bir seçenek değildir." Ed Harris
Bugün Beşiktaş , Türk futbolunun yegane dayanağıdır.. Beşiktaş'ın olmadığı bir Türkiye düşünün.. Ülke puanı sıkıntısıyla , UEFA'ya tek takımla ve Faroe Adaları'nın şampiyonu gibi ön eleme oynayarak gidebilecektik.." Ahmet YILDIRIM
Yıllardan beri milli takım kan kaybediyor.. Grubumuzda rakibimiz olabilecek tek takım olan Almanya ve onlardan 3 gol yedik...Malesef milli takım bilinci giderek kayboluyor.. Oğuz Çetin ve Hiddink'in yapmaya çalıştığı şey, geçen yıl şampiyonluğu şikeyle elde ettiği varsayılan savcılık raporuyla Avrupa'dan elenen Fenerbahçe'yle, yine aynı yıl 1-2 galibiyet fazla alarak kümede kalmayı başarabilen Galatasaray'ın karmasını oluşturmaktır..Ve malesef gelinen noktada Azerbeycan, Avusturya, Kazakistan ve Belçika gibi ülkelerin futbol takımlarıyla mücadele edebilmekten yoksun bir durum mevcut.. Bugün futboldan çok azda olsa anlayan birine sorun; Toraman'ı, İsmail Köybaşı'nı, Egemen'i ve Necip'i banko oynatır, diğer 7 futbolcuyuda farklı takımlardan seçer.. Beşiktaş'ın önü böyle kesilmez, Beşiktaş büyüklüğünden zerre kaybetmez, kaybeden hepimizin milli takımı olur.. Fenerbahçe ve Galatasaray’da oynayan bu milli oyuncularımız yıllardır daha Edirne'den öteye geçip top oynayamamıştır.. Bu takımlarımızın her ikisinin Edirne'yi geçip Avrupa'da 5 yılda attıkları toplam golü Beşiktaş geçen sene atmıştır.. Yazıktır, günahtır.. Milli takım bu milletin bağrından çıkmıştır, tıpkı Halkın Takımı Beşiktaş gibi..
Giriş paragrafını milli takımla ilgili yaptıktan sonra, bugün Beşiktaş'ın ülkemiz için ne kadar kritik değeri olduğunu anlamaya çalışalım..Bu yılda Beşiktaş İstanbul kulüplerinden Avrupa'da yoluna devam tek takımımız.. Önümüzdeki yıllarda Avrupa'da fazla sayıda kulüple mücadele edebilmemiz Beşiktaş'ın başarısına bağlı.. Geçen hafta gruplkarda oynanan ilk maçlarda, Tel Aviv'i 5-1 gibi farklı bir skorla yenerek , hem sokağı rahatlattı, hemde Orta Doğu'ya mesaj gönderdi.. Filistin halkının gönlünde taht kuran Beşiktaş, tarihi bir görevide yerine getirmenin mutluluğunu yaşadı..
Beşiktaş ülkesi için puanlar peşindeyken rakipleri de boş durmuyor.. Özellikle Galatasaray, şampiyon olabilmesinin imkansızlığını hissederek, Fenerbahçe'yle beraber Trabzonspor ve halkın gözbebeği Beşiktaş'ında bir alt ligde oynaması gerektiğini ifade etti.. Bu şekilde ancak şampiyon olabileceklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar.. Galatasaray'ın yapması gereken, hedeflemesi gereken şey, geçen yıl girmeye çalıştığı ilk 10'u yine tekrarlamasıdır.. Düşme hattından uzak bir yerde ligi bitirebilmeleri onlar için başarıdır.. Fenerbahçe'nin bu yılda ülke puanı açısından bir hedefi olmadığı için, kendilerinin lige daha sağlam basarak, şampiyonlukta iddialı olmak peşindeler.. Burada dikkat etmeleri gereken temel sorun, kesin teminat olmadan şampiyonluk gösterilerine katılmamalarıdır.. Bu hatayı son 2 yılda 2 kez yaptılar.. Daha dikkatli olmaları gerekir..
Beşiktaş'a halkın bu denli sevgi göstermesinin sebebi nedir? Beşiktaş'ta bir taraftar ruhu varken, bir kulüp geleneği varken, büyük diye tabir edilen diğer takımlarda neden kümeleşme olarak algılanır birliktelikler? Beşiktaşlı hayatı neden Tolstoy'un ifade ettiği gibi enerji, tazelik ve umut dolu yaşar? Hani büyük yazar ifadelerinde
"Gökyüzü ile uyum içinde olan hatıralarım, ümitlerim, saadetim ve kederim içimde bütünleşerek tek ve fevkalede bir duyguya dönüşüyordu."
"O kayıtsız tazelik, o sevgi özlemi, insanın çocukluğunda taşıdığı o sevgi kudreti geri gelir mi? En yüce iki erdemin, masum neşe ve şefkate duyulan sınırsız özlemin, hayarın en önemli kaynağı olduğu yıllardan daha iyi bir zaman olabilir mi?"
"Yalnızca derin bir sevgi duyma yeteneğine sahip insanlar derin keder duyabilirler; fakat bu insanların sevme isteği, acıya tepki oluşturur ve acılarını dindirir. İşte bu yüzden insan ruhu hayatta kalma konusunda bedenden daha natçıdır. Acı hiçbir zaman öldürmez."
"Hiç de üzgün değilim: Düşüncelerim geride bıraktıklarıma değil, bizi bekleyenlere yönelmişti. Şimdiye kadar düşüncelerimi dolduran acı dolu hatıralarla ilgili nesneler geride kaldıkça, bu hatıralar daha da silikleşiyor ve yerlerine enerji, tazelik ve umut dolu hayatın neşesine bırakıyordu." belirttiği gibi Beşiktaşlı'yı tasvir eder..
Hayat aslında 2 çeşit yaşanır.. Beşiktaşlı olarak ve diğer şekilde diye.. Beşiktaşlı olarak yaşamak Allah'ın bir insana vereceği en büyük güzelliklerden birisidir.. Farklı düşünceler zihnimi kemiriyor, Allah bu ayrıcalığı bahşetmeyerek farklı bir kulübün kümeleşmesinden oluşan topluluğun bir bireyide olabilirdim, o zaman bu hazzın, bu mutluluğun farkına hiçbir zaman varamayacaktım..
Facebook Yorum
Yorum Yazın