Çeşme de ki donanma batınca Sokullu Mehmet Paşa vezirlerine dedi ki;•onlar bizim donanmamızı batırmakla sakalımızı kestiler. Biz Kıbrıs’ ı onlardan alarak kollarını kestik. Kesilen sakal yerine daha gür çıkar. Ama kesilen kol bir daha gelmez. Biz Fenerbahçe’ye yenilince sakalımız kesiliyor ama avrupa şampiyonu olduğumuzda Fenerbahçe’nin kolu kesildi. Bunu stadyum içinde uyarlayabilirsiziniz.
Evet.Galatasaray 11 aralık 1999 dan beri Fenerbahçe’yi Kadıköy de yenemiyor. (ne ilginçtir ki bu tarih başyazarımız sn.mustafa albayrak ın da doğum günüdür?) Pekiyi o tarihten sonra ne oldu da Galatasaray bir daha Fenerbahçe’yi Kadıköy de yenemedi. Aynı stad da Aydınspor Fenerbahçe’ yi 6-1, İstanbulspor 3-0, Beşiktaş 9 kişi ve kalecisiz 4-3, Agahovalı Kayseri 4-1 yenerken Uefa ve Süper Cupa Şampiyonu Avrupa Fatihi Galatasaray neden Fenerbahçe’yi Kadıköy de yenememektedir. İşte meselenin tam da püf noktası burada. Bu tarihten (yani başyazarımızın 32nci doğum gününden sonra) ne olmuştur da Galatasaray Fenerbahçe’yi bir daha yenememiştir Kadıköy de. Herhalde başyazarımızın doğum gününe bağlayacak kadar batıl inanca sahip olduğumu düşünmüyorsunuz. Ama ne oldu da bu tarihten sonra Galatasaray –Fenerbahçe’yi bir daha Kadıköy de yenemedi. Nerdeyse 10 maç oldu ama beraberlik dahi alamadı. Bunun futbolla açıklanması düşünülemez. Şimdi bir an için bunun tam tersini düşünelim. Yani son 10 maçın tamamını Galatasaray’ın kazandığını düşünelim. Önce Galatasaray cephesinde ne değişirdi. Ben söyleyeyim. Hiç bir şey değişmezdi. Monaco da Real Madrid’i yenerek Süper Cupayı alan Galatasaray 10 maç üst üste Fenerbahçe’yi yenmesi Galatasaray’a hiçbir değer kazandırmazdı. Annesinin ligindeki ezeli rakibini 10 kez fazla yenmiş olacaktı. Yada 10 maç Kadıköy de yenildi, Galatasaray da ne değişti. Yine hiç. Siz Fenerbahçe’ye yenildiği için Teknik Direktörü değişen bir Galatasaray hatırlıyormusunuz? Ben hatırlamıyorum. 6-0 yenildiğimizde bile Teknik Direktör değişmedi. Pekala Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi 10 maç veya 5 maç üst üste yendiğini düşünün? Bırakın Aragonezi Zico’yu hatta Aziz Başkanı ve yönetimini! Galatasaray Kadıköy de Fenerbahçe’yi yensin Fenerbahçe’nin taraftar profili değişir. Kısaca bir Fenerbahçeli için en büyük saadet Galatasaray’ı yenmektir. Ama bir Galatasaraylı için en büyük saadet Avrupa da başarıdır. İsterseniz konuyu anlamamız için şöyle bir soru soralım? Normal bir Fenerbahçe taraftarına sorsak Fenerbahçenin tarihinden geçen seneki Zicolu Fenerbahçe’nin Chealse ile çeyrek finalde oynamasını mı tarihten silelim yoksa 6-0 lık maçımı tarihten silelim? %99.9’luk Fenerbahçe taraftar profili ‘’6-0 lık maç tarihte kalsın-çeyrek final maçı silinsin’’cevabını alırız. İsterseniz çevrenizdeki Fenerbahçeli kardeşlerimize bu soruyu sorunuz? Bakalım hangi cevabı verecekler. Fenerbahçe camiası-ki buna Hıncal Uluçun tabiri ile Fener mediası da dahildir. Galatasaray’ ı dünyanın en büyük takımı olarak görmektedir. Evet bir Fener.bahçeli için dünyanın en kuvetli takımı Galatasaraydır. Ve onu yenmelidir. Galatasaray’ ı mutlaka yenmeli ve mutlu olmalıdır. Yoksa taraftarını da kaybedecektir. %37 ye %31 olan Galatasaray taraftarının üstünlük oranı ki bu Avrupa da ki gurbetçilerimiz arasında %75’e %25 dir)-farkı daha da açılacaktır. Bakın ben bu ay ki yazımı aslında Hertha Berlin - Galatasaray maçında idim, normalde bu maçı yazacaktım. Ama sevgili Cemil Selçuk kardeşim ve arkadaşlarım niye Fenerbahçe - Galatasaray derbisini yazmadın? Baaak sizi 4-1 yendik demesinler diye ben de derby ile ilgili yazdım. Zaten adı Hakan Tanju soyadı Oktay olan birisinden başka türlü bir yazı da beklememeniz lazım. Bir Fenerbehçe konusu olmazsa Galatasaraylının ne anlamı kalır yada tam tersi bir Galatasaray lı olmazsa bir Fenerbahçelinin ne anlamı olabilir. Her şey zıttı ile gelişir. Bu rekabettir ki Kopenhag da Galatasaray’ı zirveye çıkarmıştır. Bu rekabettir ki Fenerbahçe’ye Roberto Carlos’ u aldırtmıştır. Hoş bir işe de yaramamıştır ama yine de Chp’nin çarşaf açılımlı gibi Fenerbahçe’ye de bir açılım getirmiştir. Bu arada itiraf edeyim son iki yılda Fenerbahçe’yi dünya da bayağı tanımaya başladılar. Hatta yolda yürürken Türk olduğumu anlayan bir Alman siz David de Souza’nın oynadığı ve müthiş goller atan o takımın ülkesinden misiniz diye sormuştu!!! Hani Çin’e, Kenya’ya, Mısır’a gittiğinizde soruyorlarya siz Hasan Şaş’ın, Hakan Şükür’ün ülkesinden mi geliyorsunuz? Diye soruyorlardı ya ? Şimdi de bana siz David de Souza’nın ülkesinden mi geliyorsunuz diyorlar ben de gurur duyuyorum! Ben Fatih Terim’in yerin de olsam David’i Türk yapıp Aurello gibi milli takımda oynatırım. Neyse bu kadar muhabbeti derinleştirmeyelim; İmparatorunda işine karışmayalım. Hepinize Berlin den bol selam ve tur getirdim…
Bu yazı geçen sene Kadıköy’de oynanan ve Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı•4-1 yenmesi ile biten maçtan sonra yazılmıştır. Aynı düşüncelerde olduğumuzdan yine aynı yazıyı yayınlıyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın