İŞTE 1 MAYIS İŞTE TAKSİM MEYDANI

1977 yılının 1 Mayıs’ı idi. Daha 9 yaşında bir çocuktum. Annemle beraber komşuya gitmiştik. Birden acı haber geldi. Annemler aralarında konuşmaya başlamışlardı. Taksim’deki 1 Mayıs gösterilerinde çıkan çatışma ve arbede de 30 küsur kişi ölmüştü.

Evet çocuktum ama çocuksu gözlerle ertesi günkü gazeteleri babamla beraber iş yerinde okudum. Yine çocuksu aklımla bir başlık dikkatimi çekmişti; iki Maocu grubun birbirine girdiği Taksim Kazancı yokuşunda 33 kişi öldü. Acaba dedim Maocu ne demek? İki Maocu grubun neden birbirine girdiğini ve niçin 33 arkadaşlarını öldürdüklerini anlayamamıştım. Aradan yıllar geçti ve ben büyüdükçe büyülü bir kelime dikkatimi çekti. Kontra-gerilla. Böyle bir teşkilat varmış derinlerde. Maaşını CIA verirmiş. 1950’lerden sonra NATO’ya bağlı ülkelerde örgütlenmişmiş… Bazı sivil parti ve kuruluşları varmış yönlendirdiği. Onlar sızarlarmış miting alanlarına, kalabalık yerlere; karışıklık çıkarır toplu cinayetler işlerlermiş. Benzer örgütlerden daha önce Yunanistan, İtalya, İspanya ve Almanya’da da varmış. Onlarda Büyük Biraderin desteğiyle oraları karıştırırlarmış. Fakat Almanya’dan başlayarak sırası ile lavedilmiş. Ben 40’ı geçtim. Bizim ülkemize yeni sıra gelmiş. Bizim ülkemizin de temizlenme vakti gelmiş. Çetelerden, cuntacılardan, derin-merin ilişkilerden arındırılacakmış.

İşte o gün bugün 33 yıldır bu meydan işçilerimize ve siyasilere yasakmış. 33 sene sonra orada işlenen cinayeti düzenleyen örgüt (KGT veya ETÖ) çökertilince bu meydanda mitinge açılmış. Pekiyi 33 sene açılmayınca hiç olay olmamış mı? Hem de her sene olmuş. Nice 1 Mayıslar kana bulanmış. Tahrik edilen göstericiler olay çıkarmış ve 33 yıldır bütün 1 Mayıslar zehir edilmiş.

Üstelik bu 1 Mayıs var ya; Öcü gibi gösterilen 1 Mayıs, ilk defa iki senedir resmi işçi bayramı olarak kutlandı. Hem de Taksim Meydanı’nda ve hiç olaysız. Hiç kan dökülmeden…

İşte 1 Mayıs,
İşte Taksim Meydanı…
İşçi Bayramı böyle kutlanır.