Birinci sınıf bir gösteri oldu. Her yönüyle. Åženol GüneÅŸ bıraktığını açıkladığında söylediÄŸim bu oyun kimliÄŸini devam ettirebilecek bir teknik direktör bulunması gerektiÄŸiydi. Dün akÅŸam Sergen Yalçın bunu sergiledi. Trabzonspor’a kesin bir oyun üstünlüÄŸü saÄŸladılar. Baskı neredeyse maçın başından itibaren 3-0’dan dönen Benfica maçının 2. yarısındaki gibiydi. Trabzonspor çıkamadı. Mikel’in deÄŸeri yokluÄŸunda anlaşıldı diyebiliriz. Ancak düÅŸük skorlu bir oyun söz konusuysa Trabzonspor’un elindeki kaleci ve golcü performansı her ÅŸeyi belirleyebiliyor. Sörloth’un attığı 2 golü atabilecek çok az santrfor var. Sadece ligde deÄŸil, dünyada. Ekuban’ın pası olaÄŸanüstüydü ama Norveçli’nin pozisyon almak için gösterdiÄŸi güç inanılmaz. Ve tabii UÄŸurcan... Uzun yıllardır, oyuna bu kadar etki eden yerli kaleci görmemiÅŸtik.
“Önce atanın ve tutanın iyi olacak” futbolun en bilinen kliÅŸesi ancak dün gece bir kez daha gösterdi ki son derece mantıklı bir futbol önermesi. Dakikalar 83’ü gösterdiÄŸinde, BeÅŸiktaÅŸ tam 43 kez Trabzonspor ceza alanı içinde topla buluÅŸmuÅŸtu. Bu oyuncu grubu ile ancak bu kadar etkili oyun oynanabilir lakin bu bir kaç tanesi hariç ya yeteneÄŸi ya da oyun zekâsı yetersiz oyuncu grubu ile bu istatistiÄŸe raÄŸmen 3 puanı alamayabiliyorsun!
Sergen Yalçın bu kadroyla bu kadar yüksek kalite oyun oynatarak rüÅŸtünü bir kez daha ispatladı. CimÅŸir’in fizik kondisyonu yetersiz Sturridge’i kanatta oynatması riskti ama kadrosu, opsiyonları daha zengin tabii!
Bu oyunda futbol kalitesi buna derim arkadaÅŸ... BeÅŸiktaÅŸ zirveye ‘tutunma’, Trabzonspor ise liderlik avantajını sürdürme peÅŸindeydi. Bu maça biraz da psikolojik açıdan bakmak gerekir... Demem o ki, BeÅŸiktaÅŸ’ın kaybedeceÄŸi hiçbir ÅŸey yok, ama Trabzonspor’un hedeflerinin ne olduÄŸunu cümle-alem biliyor.
Kartal’ın galibiyet adına varını-yoÄŸunu ortaya koyması, müthiÅŸ bir mücadeleyi de beraberinde getirdi.
Ä°statistiklerin her yönü Kartal’dan yana... Topla oynama, üretme, gol kaçırma, ne sayarsanız sayın, Kartal lehine. Yani, istatistikler dünkü skor tabelasının tam tersi! Maç boyunca kaleci UÄŸurcan’ın kurtardıklarına bakın ne demek istediÄŸimiz anlaşılır. Kaldı ki BeÅŸiktaÅŸ, üretimde harika, gelin görün ki, tabelaya gol olarak yansımıyorsa neye yarar? Kartal, gol kaçırma rekoru kırdı dün, bu huyu adeta kronikleÅŸmiÅŸ arkadaÅŸ!
Gecenin sorusu
BeÅŸiktaÅŸ her maç bek oyuncularına dayalı “nafile orta yapma” oyunu oynuyor. Ä°sabet yüzdesi bu kadar düÅŸük, geri koÅŸma riski bir o kadar yüksek olan bu tarzda ısrarın anlamı nedir?
Maçın starı
UÄŸurcan ve Sörloth mükemmel oynadı. Boateng ve Elneny çok iyiydi, Gökhan Gönül ise bir kez daha Dani Alves’in Türkiye ÅŸubesi olduÄŸunu hatırlattı.
Maçın olayı
Maçın tamamı olaydı, lig ortalamasının çok üstünde bir tempo ile fiziksel ve teknik kapışmalara sahne oldu.
Sergen Yalçın’ın futbolculuÄŸundan bildiÄŸimiz bir kalite ve cüretinde bir oyun vardı, takım performansı olarak. Bireysel olarak ise bunun çok uzağında bir kalite vardı diyebiliriz. Hüseyin ÇimÅŸir’in ise kendi oyunculuÄŸundan bildiÄŸimiz kalitede bir takım seviyesi yoktu. Ancak onun elinde kendi pozisyonlarının ‘Sergenleri’ var.
Kısa Bir Mesaj
Sadece kalecileri ve santrforları deÄŸiÅŸtirsek, herhalde tarihin en büyük hezimetlerinden biri olurdu. Bu kadar fark yaratan bir ikili az bulunur. Sörloth ve UÄŸurcan özel isimler.
UÄŸurcan gibi özel bir kaleci yetiÅŸtirirsen kötü oynarken bile puan alabilirsin. UÄŸurcan’ı yetiÅŸtiren kaleci altyapısını, hocalarını veya en azından metodunu transfer etmeyi düÅŸünen oldu mu hiç?
Facebook Yorum
Yorum Yazın