Aslında genel seçim değerlendirmesini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi de neticelendikten sonra yapacaktım... Ancak olayın yüksek yargıya yani YSK ya havale olması sebebi ile İstanbul seçimlerine de değinerek 31 Mart 2019 Mahalli seçimlerini değerlendirmek istiyorum. Daha önceki günlerde kısım kısım değerlendirmeler yapmış olsam da çok detaya girmemiştim. Şimdi bilhassa İstanbul’da alınan rakamlardan yola çıkarak, nasıl bir seçim geçirdik bir bakalım. Evet, bu seçimlerde Cumhur İttifakı, yaklaşık % 53’e varan, Ak Partide % 44 ü aşan rey oranlarına sahip oldu... İki kriterden hangisini ele alırsak alalım Ak Parti ve Cumhur İttifakı rakipleri olan CHP ve Millet İttifakına yüzde 50 ve yüzde 45 civarında bir fark atmış gözüküyor... Peki, Ak Partinin özelde, Cumhur İttifakının ise genelde bu ezici üstünlüklerine rağmen kamuoyunda ki hava nasıl?
Evet, aynı fikirdeyiz. Sanki CHP ve Millet İttifakı seçim zaferi kazanmış gibi değil mi? Yani görünen bu... Pek, ne belde ve belediye sayısı olarak ne de yüzde oransal olarak gerçeği yansıtmayan bu kanaat nasıl zuhur etti kamuoyunda? Açıklayalım o halde...
Evet, tüm bu kanaatin tek sebebi var. O da hepimizin bildiği gibi İstanbul. Şüphesiz İstanbul seçimleri, bu mahalli seçimlerde tüm Türkiye’nin önüne geçti. Gerçekten de gerek ekonomik gerek stratejik gerekse kültürel ve nüfus olarak, İstanbul çok mühimdir ve şairin dediği gibi bir ömre bedeldir. Tamam da 16 milyonluk da olsa tek şehir 82 milyonluk bir ülkenin önüne geçer mi? Evet geçti bile. Bunu nereden anlıyoruz? Avrupa veya Amerika gibi, bizden daha eski çok partili demokratik sistemlerde bırakın yüzde 50’yi, yüzde 1 dahi fazla rey alanın zafer kabul edildiği seçim sonuçları biz de nasıl tam tersi bir hal alabiliyor... Yani 1. partiden yüzde 50 daha az oy almış 2. Parti, kendini seçimin galibi ilan edebiliyor? Dedik ya sebebi İstanbul... Peki, 31 Martta İstanbul da ne oldu? Aslında resmi olarak ne olduğunu YSK’nın kararından sonra öğreneceğiz ama biz yine de fiili duruma bir bakalım.
Fiili duruma göre, iki İstanbul adayı da yüzde 48,5 un biraz üstünde oy aldılar. Mevcut itiraz edilen neticeye göre ise, adaylardan Mazbatasını almış olan Ekrem İmamoğlu, diğer aday Binali Yıldırım arasında 12 bin küsur oy vardır. 10 Milyondan fazla oy kullanma hakkı olan ve 8,5 milyon oy kullanılan bir şehirde ( itiraz edilmiş de olsa - yasal hukuki süreç bitmemiş olsa da ) seçilen başkan 10 milyonda sadece 12 bin küsur fark ile olmuştur... Pekiyi burada değişen ne olmuştur, 2014’e göre de Ak Parti çok rahat kazanabileceği seçimi ( en azından şimdilik... Hukuki süreç bitene kadar) kaybetmiştir... Hemen 2014 Mahalli Seçimlerinde ki, İstanbul reylerine bir bakalım... 30 Mart 2014 de yapılan ve Ak Parti adına Kadir Topbaş yüzde 47,9, CHP adına ise Mustafa Sarıgül % 40,9 rey almıştır. Aralarında ki fark yüzde 6,8 ve nüfus farkı ise yaklaşık 670 bin kişidir. Bugün ise Ak Parti 2014’e göre oyunu azaltmamış yüzde 48,55, CHP adayı ise yüzde 48,8 rey almıştır. CHP’nin ek olarak aldığı oyların, ekseriyeti HDP den gelmiştir. Üç yıl evvel ikiye bölünen, Milliyetçi Hareket Partisinden ayrılan İyi Parti seçmeni de CHP adayına reylerini verince, aradaki yüzde 6,8’lik fark kapanmış ve şimdiki neticelere göre (çünkü seçim tam olarak hukuken sona ermemiş Ak Partinin çok ciddi bir Olağanüstü itirazı YSK da görüşülüp sonuca bağlanmayı beklemektedir) Cumhuriyet Halk Partisi adayı Ekrem İmamoğlu seçimi burun farkı ile kazanmıştır. Yani Ak Partinin reyleri İstanbul’da düşmemiş, aksine artmıştır. Fakat muhalefet tek aday da birleşince seçim sonuçları adeta kafa kafaya gelmiştir.
Bununla birlikte İlçe belediyelerinden 39 tanenin 24 tanesi Ak Parti 1’i MHP 14’ü de CHP olmak üzere paylaşılmıştır... İstanbul Büyükşehir Belediyesini fiilen yönetecek olan Belediye Meclis Üyelerinin de kahır ekseriyeti Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisinden müteşekkil Cumhur İttifakının olmuştur. Zaten bu satırları yazdığım sırada da Büyükşehir Belediyesi İl Genel Meclisi kendisine başkan olarak Ak Partili Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’yu seçmiştir. Bu İstanbul’un velev ki CHP’li belediye başkanlığında dahi olsa fiilen iplerin kimin elinde olduğuna bir işarettir.
Bu durum Ankara’da daha da temayüz etmiştir. 25 ilçenin 22 si Ak Parti 3 ü MHP olmak üzere Cumhur ittifakınındır. 22 ilçeden Ankara belediye meclisine seçilmiş ezici Cumhur İttifakı ekseriyetinin elleri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanının adeta yakasındadır. Onların istemediği hiç bir kanun Belediye Meclisinden çıkmaz. Yani gerek İstanbul, gerekse Ankara’da davul CHP den seçilen başkanların omuzunda tokmak ise Ak Parti ve Cumhur İttifakının elindedir. 31 Mart 2019 Mahalli seçimlerini bir de bu açıdan değerlendirelim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın