Hepinize kucak dolusu sevgiler, saygılar. Bu ay köşemde, sizler için değerli hakemlerimizden İstanbul Bölgesi Hakemi Süleyman Abay ile güzel bir röportaj yaptım.
M.E:Süleyman Abay kimdir, saha dışında nasıl birisidir; kısaca anlatır mısın Süleyman bey ?
S.A : 1973 Giresun doğumluyum. 9 yıldır Cumhuriyet gazetesinde grafik servisinde şef olarak çalışıyorum. 1994' te hakemliğe başladım. Süper Lig' de 9.senem. Evliyim, mutlu bir evliliğim var. Hakemler Derneği İstanbul Şube Başkanlığı yaptım. Şu anda genel merkez kurulu üyesiyim. Genelde sakin, monotonluğu sevmeyen sürekli yeni bir şeylerle uğraşan biriyim. Çok az boş zamanım oluyor. Hakemlik zamanımın büyük kısmını alıyor.
Antrenman ve maçlardan zaman buldukça eve zaman ayırmaya ve sosyal aktivitelere katılmaya çalışıyorum. 5 yıldır hizmet veren Yakamoz Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kurucu üyelerindenim. Derneğimizin başlıca amacı ihtiyaç sahiplerini şahsen bulup onlara görerek yardım etmek, sağlık ile ilgili yardımlar, öğrencilere burs vermek ve bununla birlikte kütüphanesi olmayan okullara kütüphane yapmak, derslik yapmak. Dernekte daha ağırlıklı bayanlar çalışıyor. Biz de onlara elimizden geldiği kadarıyla destek ve yardım ediyoruz. Kısıtlı bütçemizle 100’den fazla öğrenciye burs veriyoruz. Bu tip oluşumlarda bulunmak insanın iç huzuru için çok önemli. 20 yıldır grafikerlik yapıyorum. Yaptığım iş gereği sürekli farklı tasarımlar yapıyorum bu da işimi sevmemdeki en büyük etken.
Hayatımın her döneminde spor ile uğraştım. Öğrencilik dönemimde okul takımında atletizm, basketbol ve futbol oynadım. Bir dönemde amatör olarak lisanslı futbol oynadım. Üst düzey hakemlik yapmaya başladıktan sonra risk taşıyan sporlardan uzak durmaya çalıştım ve yaklaşık 4 senedir de golf oynuyorum. Hayatımızdaki stresi en iyi spor yaparak atmak mümkün. Golf de bunlardan biri.
M.E:Her hakemin saha içinde futbolcularla olan diyaloğu farklı oluyor; sizin saha içinde futbolcularla iletişiminiz nasıl?
S.A: Sonuçta biz sahada adelet sağlayan kişileriz. Futbolun başrolünde ise futbolcular var. Bizim öncelikle futbolcu arkadaşları korumamız gerekiyor. FIFA' nın da üzerinde durduğu en önemli konu bu. Oyun kurallarını uygularken futbolcu arkadaşlarımızla da iyi bir diyalog kurmaya çalışıyoruz. Futbol ailesinin içinde hepimiz olduğumuza göre ilişkilerimizin de iyi olması gerektiğini düşünüyorum.
M.E: Dünyada yaptığı iş sonucu en çok eleştirilen meslek, hakemlik olsa gerek. Neden futbol hakemi olmak istediniz?
S.A: Futbolun içinden geliyorum. Daha önce hakemliğe başlayana kadar amatör olarak futbol oynadım. Abim Ömer Abay' la birlikte uzun yıllar hakemlik yaptık. Futbol ailesinin içinde olmak futbolun bir parçası olmak beni buraya çekti.
M.E:Hakemliğe başlarken bir hedefiniz var mıydı?
S.A: Her hakem gibi ben de bu camia içerisinde görev yaptığım sürece görevimi en iyi şekilde yapmak istedim. Şu an Türkiye' nin en üst düzeyde maçlarını yönetme şansı yakaladım. Bunun gururu ve mutluluğunu yaşıyorum. Ayrıca ilave yardımcı hakem olarak Avrupa'nın en üst düzey organizasyonu olan Şampiyonlar Liginde görev alarak ülkemi temsil ediyorum. Bundan büyük mutluluk olamaz benim için.
M.E:Hangi stadyumda hangi iki takımın maçını yönetmek isterdiniz?
S.A: Arjantin' de Boca J. - River Plate maçını yönetmek isterdim. Benim için dünyanın en büyük derbisi.
M.E:Türkiye'de yıllardır süregelen hakemlere güvensizlik, eleştiri yağmuru var; bu güvensizlik nasıl zamanla ortadan kalkabilir?
S.A: Aslında bu eleştirilerin ne kadar yersiz olduğunu son yıllarda gösterdiğimiz başarıyla göstermiş olduk. Avrupa’nın ve dünyanın en büyük organizasyonlarinda artık ilk akla gelen isimlerin arasında Türk hakemleri var. Bu eleştirilerin kalkacağına pek inanmıyorum ama biz sadece işimize odaklandığımız için cevabı sahada vermeye çalışacağız. Sonuçta teknik anlamda yapılan her türlü eleştiriye açığız. Bu eleştirilerin ne kadar doğru ne kadar yersiz olduğu ise kamuoyunun takdiridir.
M.E:Maç bittikten sonra, yönettiğiniz maçı hemen seyreder misiniz? Bana göre hakemler de maçlara istatistikleri ve takımları inceleyip hazırlanmalı. Mesela iki takımın oyuncularının özelliklerini bilmek, yönetimde hataları aza indirgemez mi?
S.A: Zaten biz bu şekilde maçlara hazırlanıyoruz. Çantamızı alıp maça giden insanlar değiliz. Amatör olarak görev yapıyoruz ama profesyonel olarak çalışıyoruz. Haftanın hergünü antreman yapan, maç izleyen, oyuncu analizi yapan bir ekibimiz var kendi arkadaş grubu aramızda. Bunun da faydasını gördüğümüzü düşünüyorum.
M.E: Sezon içinde antreman programınız nasıl ?
S.A: Haftada en az 3 antreman yapıyoruz, kolumuzdaki polar saatler ile takibi yapılıyor. Takip ve program tabii ki Federasyon tarafından yapılıyor ve bir merkezde kontrol ediliyor. Testlerde başarısız hakemlere bir sonraki teste kadar maç verilmiyor.
M.E: Yolda yürüken olumlu, olumsuz tepkiler geliyor mu?
S.A: Tabi tepkiler oluyor ama bunların olumlu tepkiler olması benim motivasyonumu arttırıyor. Türk halkı futboldan çok iyi anlıyor ve her futbolcunun ya da hakemin analizini en iyi şekilde yapabiliyor. Genel tepkilerden memnunum.
M.E:Maç oynanırken hata yaptığınız içinizi kemiriyor ve geri dönüş de mümkün değilse, psikolojik olarak adaleti sağlama içgüdüsü hakemlerimize geliyor mu?
S.A: Maç oynanırken her verdiğim kararın doğru olduğunu düşünür ve tüm verdiğim kararların doğruluğuna inanırım. O yüzden böyle bir düşünce aklımın ucuna gelmez. Zaten hatayı hatayla telafi etmek sizin sonunuz olabilir.
M.E:Unutmamadığınız, sizi etkileyen maç ve ilginç anınızı anlatır mısınız?
S.A: Cüneyt Çakır ile çıktığımız ilk şampiyonlar ligi maçını unatamıyorum. Türk hakemliği adına hem de Türk futbolu adına büyük bir adımdı. Stadyumda biz ısınmaya çıktığımızda, bayrağımızı dalgalandıran taraftarları hala unutamıyorum . O maç Türk hakemliğinde büyük bir devrin başlangıcı olmuştur.
Sonuç olarak, Türkiye' de hakemlik amatör olarak yapılıyor. Fakat profösyonel olarak yaşıyoruz. Yaşantımıza çok dikkat ediyoruz.
Değerli hakemimiz sevgili Süleyman Abay' a bu güzel röportajı için çok teşekkür ediyor, hayatında başarılarının hakemliği kadar tertemiz devam etmesi dileğimizi iletip , Süleyman Abay' dan ayrılıyoruz.
Sevgi ve sağlıcakla kalın
M.E:Süleyman Abay kimdir, saha dışında nasıl birisidir; kısaca anlatır mısın Süleyman bey ?
S.A : 1973 Giresun doğumluyum. 9 yıldır Cumhuriyet gazetesinde grafik servisinde şef olarak çalışıyorum. 1994' te hakemliğe başladım. Süper Lig' de 9.senem. Evliyim, mutlu bir evliliğim var. Hakemler Derneği İstanbul Şube Başkanlığı yaptım. Şu anda genel merkez kurulu üyesiyim. Genelde sakin, monotonluğu sevmeyen sürekli yeni bir şeylerle uğraşan biriyim. Çok az boş zamanım oluyor. Hakemlik zamanımın büyük kısmını alıyor.
Antrenman ve maçlardan zaman buldukça eve zaman ayırmaya ve sosyal aktivitelere katılmaya çalışıyorum. 5 yıldır hizmet veren Yakamoz Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği kurucu üyelerindenim. Derneğimizin başlıca amacı ihtiyaç sahiplerini şahsen bulup onlara görerek yardım etmek, sağlık ile ilgili yardımlar, öğrencilere burs vermek ve bununla birlikte kütüphanesi olmayan okullara kütüphane yapmak, derslik yapmak. Dernekte daha ağırlıklı bayanlar çalışıyor. Biz de onlara elimizden geldiği kadarıyla destek ve yardım ediyoruz. Kısıtlı bütçemizle 100’den fazla öğrenciye burs veriyoruz. Bu tip oluşumlarda bulunmak insanın iç huzuru için çok önemli. 20 yıldır grafikerlik yapıyorum. Yaptığım iş gereği sürekli farklı tasarımlar yapıyorum bu da işimi sevmemdeki en büyük etken.
Hayatımın her döneminde spor ile uğraştım. Öğrencilik dönemimde okul takımında atletizm, basketbol ve futbol oynadım. Bir dönemde amatör olarak lisanslı futbol oynadım. Üst düzey hakemlik yapmaya başladıktan sonra risk taşıyan sporlardan uzak durmaya çalıştım ve yaklaşık 4 senedir de golf oynuyorum. Hayatımızdaki stresi en iyi spor yaparak atmak mümkün. Golf de bunlardan biri.
M.E:Her hakemin saha içinde futbolcularla olan diyaloğu farklı oluyor; sizin saha içinde futbolcularla iletişiminiz nasıl?
S.A: Sonuçta biz sahada adelet sağlayan kişileriz. Futbolun başrolünde ise futbolcular var. Bizim öncelikle futbolcu arkadaşları korumamız gerekiyor. FIFA' nın da üzerinde durduğu en önemli konu bu. Oyun kurallarını uygularken futbolcu arkadaşlarımızla da iyi bir diyalog kurmaya çalışıyoruz. Futbol ailesinin içinde hepimiz olduğumuza göre ilişkilerimizin de iyi olması gerektiğini düşünüyorum.
M.E: Dünyada yaptığı iş sonucu en çok eleştirilen meslek, hakemlik olsa gerek. Neden futbol hakemi olmak istediniz?
S.A: Futbolun içinden geliyorum. Daha önce hakemliğe başlayana kadar amatör olarak futbol oynadım. Abim Ömer Abay' la birlikte uzun yıllar hakemlik yaptık. Futbol ailesinin içinde olmak futbolun bir parçası olmak beni buraya çekti.
M.E:Hakemliğe başlarken bir hedefiniz var mıydı?
S.A: Her hakem gibi ben de bu camia içerisinde görev yaptığım sürece görevimi en iyi şekilde yapmak istedim. Şu an Türkiye' nin en üst düzeyde maçlarını yönetme şansı yakaladım. Bunun gururu ve mutluluğunu yaşıyorum. Ayrıca ilave yardımcı hakem olarak Avrupa'nın en üst düzey organizasyonu olan Şampiyonlar Liginde görev alarak ülkemi temsil ediyorum. Bundan büyük mutluluk olamaz benim için.
M.E:Hangi stadyumda hangi iki takımın maçını yönetmek isterdiniz?
S.A: Arjantin' de Boca J. - River Plate maçını yönetmek isterdim. Benim için dünyanın en büyük derbisi.
M.E:Türkiye'de yıllardır süregelen hakemlere güvensizlik, eleştiri yağmuru var; bu güvensizlik nasıl zamanla ortadan kalkabilir?
S.A: Aslında bu eleştirilerin ne kadar yersiz olduğunu son yıllarda gösterdiğimiz başarıyla göstermiş olduk. Avrupa’nın ve dünyanın en büyük organizasyonlarinda artık ilk akla gelen isimlerin arasında Türk hakemleri var. Bu eleştirilerin kalkacağına pek inanmıyorum ama biz sadece işimize odaklandığımız için cevabı sahada vermeye çalışacağız. Sonuçta teknik anlamda yapılan her türlü eleştiriye açığız. Bu eleştirilerin ne kadar doğru ne kadar yersiz olduğu ise kamuoyunun takdiridir.
M.E:Maç bittikten sonra, yönettiğiniz maçı hemen seyreder misiniz? Bana göre hakemler de maçlara istatistikleri ve takımları inceleyip hazırlanmalı. Mesela iki takımın oyuncularının özelliklerini bilmek, yönetimde hataları aza indirgemez mi?
S.A: Zaten biz bu şekilde maçlara hazırlanıyoruz. Çantamızı alıp maça giden insanlar değiliz. Amatör olarak görev yapıyoruz ama profesyonel olarak çalışıyoruz. Haftanın hergünü antreman yapan, maç izleyen, oyuncu analizi yapan bir ekibimiz var kendi arkadaş grubu aramızda. Bunun da faydasını gördüğümüzü düşünüyorum.
M.E: Sezon içinde antreman programınız nasıl ?
S.A: Haftada en az 3 antreman yapıyoruz, kolumuzdaki polar saatler ile takibi yapılıyor. Takip ve program tabii ki Federasyon tarafından yapılıyor ve bir merkezde kontrol ediliyor. Testlerde başarısız hakemlere bir sonraki teste kadar maç verilmiyor.
M.E: Yolda yürüken olumlu, olumsuz tepkiler geliyor mu?
S.A: Tabi tepkiler oluyor ama bunların olumlu tepkiler olması benim motivasyonumu arttırıyor. Türk halkı futboldan çok iyi anlıyor ve her futbolcunun ya da hakemin analizini en iyi şekilde yapabiliyor. Genel tepkilerden memnunum.
M.E:Maç oynanırken hata yaptığınız içinizi kemiriyor ve geri dönüş de mümkün değilse, psikolojik olarak adaleti sağlama içgüdüsü hakemlerimize geliyor mu?
S.A: Maç oynanırken her verdiğim kararın doğru olduğunu düşünür ve tüm verdiğim kararların doğruluğuna inanırım. O yüzden böyle bir düşünce aklımın ucuna gelmez. Zaten hatayı hatayla telafi etmek sizin sonunuz olabilir.
M.E:Unutmamadığınız, sizi etkileyen maç ve ilginç anınızı anlatır mısınız?
S.A: Cüneyt Çakır ile çıktığımız ilk şampiyonlar ligi maçını unatamıyorum. Türk hakemliği adına hem de Türk futbolu adına büyük bir adımdı. Stadyumda biz ısınmaya çıktığımızda, bayrağımızı dalgalandıran taraftarları hala unutamıyorum . O maç Türk hakemliğinde büyük bir devrin başlangıcı olmuştur.
Sonuç olarak, Türkiye' de hakemlik amatör olarak yapılıyor. Fakat profösyonel olarak yaşıyoruz. Yaşantımıza çok dikkat ediyoruz.
Değerli hakemimiz sevgili Süleyman Abay' a bu güzel röportajı için çok teşekkür ediyor, hayatında başarılarının hakemliği kadar tertemiz devam etmesi dileğimizi iletip , Süleyman Abay' dan ayrılıyoruz.
Sevgi ve sağlıcakla kalın
Facebook Yorum
Yorum Yazın