BaÅŸkan Trump’ın 2018’deki nihai dış politika kararlarından biri de kalan 2000 ABD askerinin Suriye’den çekilmesi. Bu karar 2018’in en tartışmalı olayları arasında. Bu kararla ABD politikasının ÅŸaşırtıcı bir ÅŸekilde tersine çevrilmesi ve Washington’un ulusal güvenlik uzmanları arasında, sözde “DAEÅž’e karşı mücadelede ABD müttefiki olarak görev yapan PYD/YPG (Kürtlerin) endiÅŸelerini” dile getirdi.
Bolton’a göre, Türk Devleti, PYD/YPG ( Kürtlere) karşı operasyon yapacak olması rahatsızlık verici. Gene aynı Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, Amerikan’ın geri çekilmesi, Ä°ran’a, Orta DoÄŸu’da harekete geçebilecek ve harekete geçirilebilecek büyüyen Åžii yabancı savaÅŸçı ağını geniÅŸletmek için operasyonel bir alan saÄŸlayacağından, Ä°ran tarafından eÄŸitilen ve donatılan Åžii milislerinin varlığından veya geniÅŸlemesinden hiç söz etmedi. Aksine, Washington’un Tahran’a artık bu tasarımların önünde bir engel olmayacağı mesajını veriyor.
Suriye meselesinde Türkiye’nin de içinde bulunduÄŸu blok ÅŸimdilik çok baÅŸarılı. Türk Devleti özellikle ABD’nin bölgeden çekilmek istemesinden sonra oluÅŸacak vakuma çok dikkat etmeli. Özellikle Ä°ran’ın kritik rol üstlendiÄŸi Suriye’de daha kritik zamanlar bizleri bekliyor...
Açalım.
Suriye’ye ithal ettikleri yabancı Åžii savaÅŸçıların bir çoÄŸunu Irak’tan ve Lübnan’dan bölgeye yönlendirdiler... Bununla birlikte DAEÅž’de olduÄŸu gibi, birçok bölge ve dünya ülkesinden Suriye’ye rejim saflarında savaÅŸmak üzere giden gönüllü Åžiiler mevcut. Arap dünyasından olmayanlar arasında en kapsamlı katılımı Afganlar (Fatimi) Åžiilerinden oluÅŸuyor. Bunun haricinde Suud’lu Åžiilerinin kurduÄŸu Hicaz Hizbullahı’na baÄŸlı savaÅŸçılar, Yemen’den Åžii Husilerle baÄŸlantılı Zeydiler, Pakistanlı Åžiiler, Hindistan’daki Åžiiler, Somali ve FildiÅŸi Sahili gibi Afrika ülkelerinde yaÅŸayan Åžii nüfus içinden gönüllüler de bölgede savaşıyor. Daha ilginç olanı ise, Suriye’deki Åžii milisler arasında Kuzey Amerika ülkelerinden, ABD ve Kanada vatandaşı olan Arap kökenli Åžiiler de var.
Devam edelim.
40. yıldönümünü kutlayan Ä°ran Ä°slam Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında Ä°ran’ın din adamları, devrimlerini ulusal sınırların ötesine ihraç etmekten bahsediyordu. Her ne kadar devrimci idealleri yaymak artık Ä°ran Devleti’nin temel hedefleri arasında olmasa da, Ä°ran Ä°slam Cumhuriyeti, on yıllarını, güvenliÄŸi için önemli olduÄŸunu düÅŸündüÄŸü ülkelerde, özellikle Åžiiler’le baÄŸları geliÅŸtirmek için harcadı.
Lübnan’nın Hizbullah’ı yetiÅŸtirmeye baÅŸlamasıyla Ä°ran, vekalet savaşı yürütmekten ve milisler de dahil olmak üzere üçüncü taraf savaÅŸçılarından yararlanmaktan büyük faydalar elde etti. Ä°ran’ın etki alanına aldığı ülke dışı baÄŸlantılarıyla çalışması, Tahran’ın düÅŸmanlarını caydırmasına, stratejik derinliÄŸini artırmasına ve gücünü askeri gücünün ötesine yansıtarak geleneksel askeri yetersizliÄŸini telafi etmesine izin veriyor. Daha da önemlisi, bu gruplar Irak’ın ve Suriye gibi ülkelerde Ä°ran’ın barış ve savaÅŸ arasında kalmış gri bölgelere ulaÅŸmalarına yardımcı olurken, aynı zamanda makul bir inkar edilebilirlik ve müdahale maliyetlerini en aza indirgemeye yardım ediyor.
Suriye iç savaşı 2011 yılında baÅŸladığında, Ä°ran müttefikini desteklemeye kararlıydı. Ancak Åžam ve Tahran’daki bölünmeler Suriye’deki açık ve büyük Ä°ran varlığına karşı çıktı. Direk müdahale etmek yerine Tahran, Esad rejimi adına savaÅŸmak için Ä°ranlı Åžii güçleri örgütledi. Bunun için Ä°ran, Lübnan, Irak, Afganistan ve Pakistan’daki Åžii nüfustan çokça faydalandı. Fatimi bölümü Afganlar ve Pakistanlı, Husilerle baÄŸlantılı Zeydiler Tugayı’ndan oluÅŸuyor. Ä°ran rejimi bugüne kadar Suriye’de bu tür kuvvetleri eÄŸitmiÅŸ, donatmış ve çocuk askerleri göreve almaya devam etmiÅŸtir.
Ä°ran’ın Åžii ithal ettiÄŸi yabancı savaÅŸçı ağının varlığı kendi içinde pek bir habere açık olmasa da, ABD’nin geri çekilmesi ABD politikaları adına ve müttefiklerine yeni bir ters köÅŸe hamlesi oldu. ABD’nin Suriye’de Ä°ran’a karşı koyma taahhüdünde bulunmaması durumunda, aÄŸ, Tahran’ın bölgedeki nüfuzunu geniÅŸletmek için güç boÅŸluÄŸundan faydalanacaktır..
Ä°ran, Suriye’de savaÅŸçıları iÅŸe almak için yalnızca dine güvenmiyor. Bir raporda, geri dönen savaÅŸçılara ve ailelerine Ä°ran’da ikametgahı, maaÅŸ, saÄŸlık bakımı ve eÄŸitim sunacağı söyleniyor. Åžimdi, Suriye’deki savaÅŸ azalırken, Tahran, bölgedeki baÅŸarısını arttırıp çoÄŸaltmaya çalışacak. Zaten istihdam ettiÄŸi, eÄŸittiÄŸi ve donanımlı olduÄŸu ve Suriye’deki savaÅŸ alanına maruz kalmasıyla etkinliÄŸi arttırılan güçleri kullanarak maliyeti en aza indirebilir.
Washington elitlerine göre, “Amerikan’ın Suriye’den çekilmesi ve bölgedeki ihtilaftan yoksun eylemlere cevap verme konusundaki tutarlı bir ABD politikasının olmaması durumunda, Ä°ran’ın Åžii milislerini geliÅŸtirmeye ve bölgeye yönlendirmeye devam etmesi muhtemel”.
Sonuç olarak, Åžii ağı bölgesel bir tehditten küresel bir stratejiye doÄŸru büyüyebilir ve sonuç olarak ABD ve müttefikleri için uzun vadede daha fazla sorun yaratabilir.
Not olarak eklemek istediÄŸim baÅŸka bir husus daha var aslında. Suudi Arabistan ve Türkiye arasında ki iliÅŸkiler son dönemlerde hiç olmadığı kadar gergin bir düzeyde devam ediyor. Her iki ülke medya mensuplarının iki ülke arasında ki iliÅŸkilere dahi daha dikkatli olmalı. Ve ülkemizde bazı gazete genel yayın yönetmenleri, ısrarla bu iÅŸi daha da germek için açıktan Suud düÅŸmanlığını pompalayarak halk arasında algı oluÅŸturup düÅŸmanlığa sebebiyet veriyor. Bence gerekli makamların bu insanları derhal tesbit edip bu meselelerden uzaklaÅŸtırılması için gerekli önlemleri almalı. Ä°ki müttefik ülke arasında ki iliÅŸkilerin derhal iyileÅŸtirilmesi önemli. Bu gerginliÄŸin iki ülkeye de faydası olmadığı gibi, özellikle Suud yönetimini gerçek düÅŸmanın da kucağına itilmesine sebebiyet veriyor.
Facebook Yorum
Yorum Yazın