IQ, EQ, SQ nedir ?

“ Akıl ve zeka; ikincisi çok kullanışlı ve yararlı bir şeydir. Akıl sürekli yükselir, zekanın çıkarlarını çoğu zaman ihmal eder, küçümser, bunun için de hayal gücü ile beslenir.  “  Rene Descartes

Bu yazıdaki zeka ile ilgili  araştırdıklarım ve yazdıklarımın,  tüm anne  babalara, biz eğitimcilere  ve  okuyan herkese  rehber niteliğinde olacak  diye düşünüyorum. 

Psikologların bir kısmı zekayı “soyut düşünme, olaylar arasında bağlantılar kurabilme “  olarak tanımlarken bir kısmı da “çevreye ve yeni durumlara intibak edebilme “ yeteneği olarak değerlendirmişlerdir. Daha başkalar ise zekayı “öğrenme kabiliyeti “ olarak tanımlamaktadir.. ( ATALAYER , 1994 )

Üç tip zeka tanımı yapılırken, zekanın derecesinden çok  işleyişine ve sorunları nasıl çözdüğüne bakılıyor artık. Eskilerde iki çeşit zeka tipinden  IQ ve EQ zekasından bahsedilirdi. Günümüzde   ise beyin ile ilgili  ruhsal zeka yani SQ zeka tipinden de bahsediliyor. Beyinin temel işlevlerinden biri olan IQ ne kadar yüksek olursa olsun zeka sosyalleşmediği sürece  hiç  bir işe yaramıyor ve problemleri çözmede, sorunları gidermede yeterli olamıyor artık.

IQ  zeka, problemlerle  karşılaştığında tepkisiz kalıyor. EQ algılasa da ne yapacağını bilemediği için çözüm üretemiyor. SQ da  bu iki zekanın kavramı olduğundan dolayı sorunları doğrudan çözebiliyor. Beyinin güçlenmesi için psikolojik ve fiziksel beslenme beraberinde beyin egzersizleri ve sosyalleşme ile ilgili destek kesinlikle şart. Hepsi bir bütün olmalı diyebiliriz.
 

“Sayısalcı ve geliştirilmesi zor  özellik IQ‘ da“
IQ  hepimizin bildiği gibi doğuştan gelen bir özellik ve sonradan geliştirilmesi, yükseltilmesi diğer zekalara göre az. Beynin sol lobundan kaynaklanan ve daha çok sayısal alanda başarı gösteren kişiilerin sahip oldukları bir beyin özelliği. 
 

“Çevre ile iyi iletişim ve diyalog EQ’ da”  
Duygusal zeka. IQ ya alternatif olarak 21. Yüzyılda ortaya atıldı. Bir çok bilim insanı başarılı olan bir kişinin koşulu o kişinin hem entelektüel zekaya ( IQ ) , hem de duygusal zekaya ( EQ ) sahip olduğunu kabul ediyor. EQ kişinin hem kişisel ilişkilerinde hemde iş ilişkilerinde, diğer insanların hissettiklerini algılayabilme, tanımlayabilme, duygularını kullanarak kendini motive edebilme yönlendirebilme kapasitesine sahip olması şeklinde tanımlanıyor. Kısaca IQ’nun alternatifi ise EQ sözelci EQ‘su yüksek olan kişiler beynin sağ lobunu kullanıyorlar ve sözel alanda daha başarılı oluyorlar. EQ  özelliğe sahip olanlar güçlendirme imkanı bulabiliyor. 
 

“ Başarının sırrı SQ ‘da “
SQ ise kişlerin ruhsal zekası olarak tanımlanıyor ve kişiler kendi içlerindeki ruhsal denge ve ruhsal zeka olarak da ifade ediyor.  SQ;  IQ ve EQ değerlerinin toplamı olarak değerlendiriliyor. Çünkü ruhsal dengeyi sağlamak için IQ ve EQ‘ nun düzenli olması gerekiyor. Aslında hepsi bir bütün.  EQ’ya göre SQ’yu geliştirme imkanı daha fazla. Sözel zeka soruları çözme, devamlı kitap dergi, gazete okuma SQ’yu geliştiren önemli kaynaklar. Hayal gücünü ve sayısal zekayı kullanarak önce EQ , sonra da SQ’ nun güçlenmesini sağlıyor. 

Bu nedenle çocuklarımızı küçük yaşlarda, hayal dünyalarını geliştirecek oyunlar  sunmalı, ortamlar hazırlamalı ve özellikle kitap okumaya  yönlendirmeliyiz.
 

Peki zeka güçlendiriliyor mu? Nasıl  ve  Neler yapmalıyız ?
En  büyük beslenme ilacı sevgi, ilgi, huzur ve güven olarak söylüyor araştırmalar. Beynin temel  ihtiyacı olan psikolojik destek ancak dengeli ve mutlu ailelerde gerçekleşiyor. Yapılan deneylerde sevgi ve güvenin  yeme – içme kadar önemli olduğu ve beyin eğitiminin küçük yaşlarda başladığını ve bebeğine sevgisini gösteren bir annenin öpüp kokladıkça beyin mekanizmasının aktifleştiğini , geliştiğini gösteriyor. Daha mutlu ve  başarılı olduğu ifade ediyor.

Araştırmalar  0-6 yaş çocuklarda beyin gelişiminin en hızlı olduğu, çok çabuk öğrendikleri ve dikkatlerinin ve meraklarının en  fazla  olduğu dönem olarak göstermiştir. Ağaç yaştan eğrilir sözü bence boşuna söylenmemiştir. Evet eğitime en küçük yaşlarda başlanmalıdır. Çocukların bilinci ve farkındalıkları daha küçük yaşlarda geliştirilmelidir ki ileri dönemlerinde daha eleştirel, daha yaratıcı , her şeyden önce düşünebilen, sorgulayan, araştıran, problem  çözme yönünü geliştirmiş, sosyal ilişkileri kuvvetli birer  birey haline gelsinler.

Evet çocuklar zorla değil eğlenerek öğrenmeliler. Günümüzde eğitim materyalleri o kadar çeşitli ki her yaş grubunda ayrı ayrı ve eğlenceli albenisi olan birçok eğitim setleri bulunmaktadır. Önemli olan bunların içinden en doğru olanları seçebilmek.  Her anne baba  imkanları doğrultusunda çocuklarının zeka seviyelerinin gelişmesini ister.   Bu konuda yapılması gerekenler neyse onu yapmak için her türlü imkanı araştırır ve  sunmaya çalışırlar. Yaşlarına göre çeşitli eğitim setleri  evlerde ve okullarda destekleyici materyallerdir.  Genede uzman kişilere danışarak önerileri doğrultsunda doğru seçimler yapabilmek en mantıklı olanıdır. 

Zeka geliştiren ve beyni güçlendiren, strateji oyunları deyince ilk aklımıza  satranç ve su doku geliyor. Sudoku her şeyden önce insanın konsantrasyonunu arttırıyor, zekasını çalıştırıyor, yaratıcılığını destekliyor, beyni dinç ve sağlıklı tutuyor. Bütün bunların yanında zihnen çok dinlendirici bir oyun. Sudoku oynarken başka bir şey düşünmek güç, bu da günün stresini atmak için iyi bir yöntem.

Bilgisayarlar evlerimize girdikten sonra ise bilgisayar oyunları daha farklı oyunlarla  gündeme geldi. Ancak teknoloji  ilerledikçe  birçok zeka geliştiren oyunlar telefonlarımızda da mevcut artık.  Herkesin cebinde  var olan akıllı cihazlarla çeşitli oyunlarla otobüste, metroda her yerde zaman geçirir olduk. Her yaş grubunda ellerimizde düşmeyen bu oyunlar kimilerimiz için geliştirme , kimilerimiz için eğlence amaçlı .
 
Kısaca; Duygusal zeka geliştirilebilir olduğundan, toplumsal yaşamın her alanında, meslek alanlarında olduğu kadar bireysel ve aile yaşamında da önemi bir kat daha ortaya çıkıyor. Ve  biz eğitimcilere, siz anne babalara bu konuda büyük görev düşüyor. Çocukların farklı zeka alanlarının geliştirilmesi ve öğrenme yaşantılarının zenginleştirilmesi hedef olmalıdır.