Tarihimizde bilhassa da 150-200 yıl içerisinde İngiltere ile Rusya ciddi bir rekabet içerisindedirler. Bunun çok farklı sebepleri vardır. Sanayi devriminin menşei İngiltere’nin Manchester şehri olması ve işçi sınıfının bu şehirde yoğun olması sebebi ile Proloter Devrim’in İngiltere’ye sirayet etmesinden tutun da İngiltere’nin de iddialı olduğu topraklara ve sıcak sulara Rusya’nın inme isteğine kadar birkaç sebep olabilir. Her ne sebep olursa olsun yakın tarihimizdeki her Rus-İngiliz çekişmesi Türkiye’ye yaramıştır.
1853 Kırım Savaşını misal verebiliriz mesela… Çar Nikola ‘’hasta adam’’ dediği Osmanlı Devleti’nin paylaşılmasını İngiltere’ye teklif etti. Fakat İngiltere Osmanlı Devletinin varlığını kendi siyaseti bakımından gerekli gördüğü için bu teklifi kabul etmedi. Bunun üzerine amaçlarına tek başına ulaşmak için Rusya kutsal yerler sorununu bahane etti. Bu mesele ile alakalı olarak Osmanlı Devletinden şu isteklerde bulundu. 1) Kutsal yerlerde Ortodoks Kilisesine verilmiş haklara saygı gösterilmesi, 2) Rus Çar’ının Osmanlı Devletinde ki Ortodoks tebaayı himaye hakkının tanınması…
Osmanlı Devleti’nin egemenlik hakları ile bağdaşmayan bu istekler İngiltere ve Fransa’nın da desteği ile reddedildi. Bunun üzerine Rusya Eflak ve Boğdan’ı işgal ederek Osmanlı Devletine savaş açtı(1853). Rusların Sinop’ da Osmanlı Donanmasını yakması üzerine İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti ile anlaşarak savaşa katıldılar(1854). Bir süre sonra da Piyemonte Sardinya savaşa katıldı. Kırım’da yapılan savaş Rusya’nın yenilgisi ile sonuçlandı. Rusya barış istemek zorunda kaldı.
Bunun üzerine 1856 yılında Paris Antlaşması imzalandı. Bunun dışında ülkemizin çok mühim bir Rus istila ve mütegallibesinden İngiltere’nin de yardımı ile kurtulduğu bir savaş da 93 Harbi diye meşhur 1877-78 Osmanlı-Rus Harbidir. Bu Osmanlı tarihinin en çok toprak kaybettiği savaş olabilecekken (ki gerçekten de öyledir. Bu savaş öncesi yani 1877 Mart ayında Tuna Nehri’nde olan Garp Hudutlarımız 1878 Nisan’ında maalesef İstanbul’un Yeşilköy’üne kadar gelmişti). Ama burada da İngiliz-Rus rekabeti ve menfaat çatışması devreye girmişti. İngiltere’ye Kıbrıs’ı Hindistan yolu üzerinde üs olarak kullanma hakkını veren Sultan 2.Abdulhamit Han İngiltere’nin desteğini alarak kaybedilen toprakların 4’de 3’ünü geri almayı başarabilmiştir. Rus-İngiliz gerginliğini çok iyi değerlendiren siyasi bir deha olan Abdülhamit Han Devletimizin büyük toprak kaybına mani olmuştur.
Bunların dışında da Rus-İngiliz rekabet ve gerginliklerinden istifade ettiğimiz zamanlar olmuşsa da akılda kalıcı en iyi örnekler bunlardır. Bunlar nereden geldi aklımıza durduk yere? Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de bir Rus muhalifin Rusya tarafından öldürüldüğü iddiası ile 23 Rus Diplomatını deport etmesi ile başlayan kriz buna mukabele eden Rusya’nın da İngiltere’nin 23 Diplomatını sınır dışı etmesiyle zirveye çıktı.
Türkiye’nin son yıllarda oynadığı atak ve müstakil siyaseti zaten kritik bir coğrafyada olan konumumuzu daha da güçlendirdiği açıktır. İngiltere’nin iç dengeleri sebebi ile Brexit ve Amerika’dan müstakil politikaları Türkiye ye olan ihtiyacını bölgemizde daha da arttırmıştır. Türkiye’nin bu fırsatı çok iyi değerlendireceğine inancım tam… İngiltere-Rusya Krizleri her zaman Türkiye’ye yarar…
Facebook Yorum
Yorum Yazın