Bu aralar gündemimde olan tahsilatlı bir şekilde tanımak istediğim bu değerli şahsiyeti Ziya Şakir’in kaleminden Akılfikir yayınlarından çıkan ‘’Nuri Demirağ Kimdir ‘’ kitabını bir solukta okuyunca daha iyi tanıdım. Soyadında anlaşıldığı gibi ülkenin demirağlarla örülmesinde en büyük katkıyı sağlayan 1000 km üzerinde demiryolu yapmış, yol inşa etmiş (Fevzipaşa-Dıyarbakır,Afyon-Antalya,Sivas-Erzurum,Eceabat-Havsa ) ayrıca Bursa Sümerbank Merinos, Karabük Demir Çelik, İzmit Kağıt Selülöz, Sivasta Çimento Fabrikalarını ve İstanbul da Hal Binasının müteahhidliğini yapmış. Uçak fabrikası kurmuş, uçaklar uçurmuş. Bunları 2000’li yıllarda değil 1940 yılların şartlarıyla imkanlarıyla yapmış. İnsanın bunları okudukça ve bildikçe yüreğinin yanmaması, üzülmemesi mümkün değil.
Bu ülke için taş üstüne taş koyarak, sürekli projeler üreterek ve bunları gerçekleştirmiş ve hayatı buna göre şekillendirmiş bir şahsiyet olan Nuri Bey’in başarısında kendine göre belirlediği sakıncalı alanları aktarmak istiyorum.
1) İŞRET (Nuri bey hayatının hiçbir döneminde içki kullanmamıştır.)
2) KUMAR (Hiçbirzaman kumar oynamamıştır. Bunu hayatını anlatırken annesinin üzerindeki eğitici etkisine güzel bir örnek olarak bir anı anlatır. ‘’Çocuktum sokaktan bir iskambil kağıdı buldum ve eve getirdim annem bunu görünce çok hiddetlendi ve elimdeki kağıdı yere atmamı söyledi bu kağıdıda elini sürmeden çöpe attı ve benide gözlerinde kirlenmiştir o melun şeyi gördün diyerek ellerimi gözlerimi yıkadı kumar konusunda annemin büyük tesiri
olmuştur ‘’der)
3) İFFETSİZLİK (Mesut ve disiplinli bir aile reisidir.)
4) EĞRİLİK
5) TEMBELLİK
6) ZULÜMKARLIK
Başbakanlık ta yapmış olan Prof.Dr. Sadi Irmak Uçak fabrikasını ziyaretinden sonra kendisiyle ilgili bir makalesinde şöyle demektedir ‘’Paraya gelince.. Vakıa milyonlara sahiptir. Fakat servetini küplere doldurup hesabını yapacak ve arttığını görmekle zevk alacak bir yaradılışta değildir.. Onun nazarında servet milletin emanetidir ki, ancak millet emrinde, millet işlerinde kullanılması lazımdır. O servetini bu yolda kullanabildikçe mesut olmuş, istediği nispette hizmetten mahrum kaldığı zaman keder duymuştur. Sivas –Erzurum hattında kazandığı milyonlarla değil, ecnebi şirketlerin teklif ettikleri fiyatlardan kırdığı ve Devlete kazandırdığı milyonlarla övünmektedir.’’
İşte bu tiğniyete olan Nuri Demirağ bu ülkenin geleceğinin kendi sanayisini kurmaktan geçtiğini o yıllarda görmüş hatta bu günlerde yerli otomobil markamız olsun şaialarını işittikçe bu muhterem zatın 1940’lar da kendi yerli uçak sanayimiz için bütün servetini harcadığını okudukça ağlayarak ayağa kalkıp bu zatı alkışlamak istiyorum. Ve tabiî ki yerli uçak sanayimizin gelişmesine balta vuran körpe fidanken bunu engelleyen içimizdeki hainlere de beddua etmeden de kendimi alamıyorum... Neden mi? Bugünkü Yeşilköy havalimanın arazisi bu şahsa aittir ve o zamanın iktidarı tarafından el konulmuştur. Ben yazıma Beşiktaş’daki şu an deniz müzesi olan (buraya da el konulmuştur) Nuri beyin Fabrika binasını duvarına yazdırdığı şu pano ile bitireceğim.
‘’Bu millet, insan kudretinin yaratabileceği her faydalı şeyi, memleketi için düşünmeğe, düşündüğünü yapmaya, başarmağa kadirdir. Yapamamak, ‘yapamadım, yapamam demek, benliğimden, varlığımdan geçtim. Aczimi, zaafımı, hiçliğimi kabul ettim’ demektir.’’
Facebook Yorum
Yorum Yazın