İKİ KOMŞU, İKİ YAZI, İKİ DRAM

“Mutluluğun tek yolu , iradenizin dışındaki şeylere üzülmemektir.”

Epiktetos

Dergimizin geçen ayki yazılarından ikisi dramatikti. Bu köşeden önceki ve sonraki yazarlarımızla birlikte spor, özellikle de futbolla ilgili fikirlerimizi yansıtan yazılarda zaman zaman olağanüstü üzüntüler, dramlar, kahırlar cümleler arasından dökülür. Özellikle geçen ay benden önceki yazarımızın uzun yıllar önce oynamış bir futbolcuyu (Metin Oktay) özlemle anıp şu anki taraftarı olduğu kulübün artık toparlanmasının mucizelere bağlı olduğunu hissettirmesi, okumak istemediğim bir yazıydı. Benden sonraki yazarımızın Kadıköy’de oynanan FB-BJK müsabakasında “Bizim gollük pozisyonlarımız daha fazlaydı.” demesi adeta yılın bombasıydı... Başlıktaki Epiktetos’un ifadesini bu büyüklerim için kullandım... Lise 3. sınıfta eğitim gören birisi olarak, bu yazarlarımızın tek kurtuluşunun, Beşiktaş’ın arayı açmasının kendi iradeleri dışında olduğunu kabullenip asla üzülmemelerini anlamalarıdır. Üzülmeleri Beşiktaş’ın şahlanışını durduramayacağı gibi, takımlarının dip yapmasınıda engelleyemeyecektir..

Herşeyden önce Beşiktaş, Türk futbolunun tüm yükünü Avrupa’da omuzlarında hisseden yegane kulüptür. Avusturya’da ki sıradan bir grup maçında (Rapid Wien) 50.000 kişinin stada doluşup Beşiktaş’ı seyretmeye gelmesi, Türk futbolu adına bir devrimdir. Herkesin şu gerçeği kabullenmesi gerekir; taraftarlığı bir tarafa bırakıp, Beşiktaş etrafında kenetlenmeliyiz. Avusturya’daki müsabaka göstermiştir ki, Beşiktaş sadece Türkiye’nin değil artık dünya futbolunun bir gerçeğidir. Büyük diye tabir edilen kulüplerin yöneticilerinin Avrupa’da aylarca randevu almaya çalıştığı futbolculardan “Türkiye’de oynarsam sadece Beşiktaş’ta oynarım..” diye cevap alması rastlantı değildir..

Bu süreç, FIFA kulüp sıralamasınıda altüst etmiştir.. Beşiktaş devrimi; diğer kulüplerimizin FIFA listesinden neredeyse silinmesi sonucunu getirmişsede bu Beşiktaş’ın bir istemi değildir... Aksine, Avrupa yükünü

paylaşabileceği kulüpler her zaman Beşiktaş’ın hedeflerinden biridir... Bir tarafta Karpaty gençlerinin büyük diye tabir edilen kulübümüzü eleyebilmesi, öbür tarafta milli sınırlarımız içinde kulüp bayrağımızı yakabilen tek kulüp olan PAOK’u elemesinin onur meselesi olduğu bir ortamda, bırakın elemeyi doğru dürüst kalelerine bile gidemeyen bir kulübümüzün varlığı, Beşiktaş’ı adeta halkının gözünde kurtarıcı yapmıştır.

Komşu yazarlarımızın kulüpleriyle ilgili hissettikleri bu dramatik gerçekleri, kulüplerinin yöneticileride görmektedir... Tek evrensel gerçek olan futbolun dışında verilen uğraşılar – özel işletme ve yerel yönetimlerin ilgilenmesi gereken – sutopu, kürek, eskrim, dağcılık ve benzeri sporlar artık bu yazarlarımızın kulüplerinin ana uğraşısı olmuştur.. Bence doğrusu da budur.. Bu kulüplerin artık futboldan başka spor faaliyetleriyle ilgilenmesi, taraftar geriliminide azaltacaktır..Bunu Shakespeare’in bir anekdotuyla daha iyi anlatabilirim.. Bir şemsiye tamircisi yazmış olduğu şiirlerini incelemesi için Shakespear’e gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:

“Dostum! Siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın..”

Artık bu kulüplerin sadece kürek, dağcılık, atletizm, sutopu gibi spor dallarıyla uğraşmaları Türk futbolunu kurtaracaktır..

Beni en çok üzen 2. bir olay bu kulüplerimizin taraftarlarının çocuklarını kendi taraftar grubuna dahil edememelerinin çaresizliklerine duyduğum acıdır.. Etrafımdaki çocukların hemen hepsinin Beşiktaşlı olmak istemesi, özellikle babalarının taraftarı olduğu kulübün maçlarına çocuklarıyla gimek istemeleri, ciddi çelişki oluşturuyor.. Ama bunu “irade dışı” olay olarak algılamaları, derenin akış yönünün değiştirelemeyeceği gerçeğini görmeleri gerekir.. Beşiktaşlılık artık her çocuğun ve gencin gönlünde yatan bir gerçektir..

Beşiktaş, halkın bağrından çıkan, halkın içinden oluşan yapıdır.. Beşiktaş halkın kendisidir.. Beşiktaş Osmanlı’yı bile zora sokan eğitsel amaçlı görünüp, emperyalist bir düşüncenin uzantısı değildir.. Beşiktaş seçkinci elit bir burjuva grubunun oluşturduğu bir kümeleşme ürünüde değildir.. Beşiktaş aydınlık Türkiye’nin dünyadaki izdüşümüdür.. Beşiktaşlı halkının yanında, halkın içinde bu milletin oluşturduğu ay ve yıldızdır.. Komşularım; biz burdayız, halkın yanında, siz nerdesiniz?