İbn-i Sina ve MATEMATİK

Tabip  ünvanıyla tanınmış Tabipler sultanı…Paris Üniversitesi Tıp Fakültesinde resmi asılı olan birkaç kişiden biri. Yüzbinlerce kez basılan ve defalarca okunan “ el- Kanun fi’t – Tıb” isimli ansiklopedik  dev eserin yazarı .. 

 

İbn Sina , her zaman “ Tabip  ünvanıyla tanınmış ve bu alandaki başarıları konuşulmuştur. Felsefi , dini, kozmolojik, fiziki , kimyevi vb. birçok alanda önemli eserler bırakmış bir kişidir. 980 yılında günümüz Özbekistanında yer alan Buhara yakınlarındaki Afşana kentinde doğmuştur. 21 Haziran 1037 tarihinde Hamedan’da vefat etmiştir. Çocukluğunda çevresine hayrete düşüren zeka ve hafıza yeteneğine sahipti. Matematik ve Geometri alanında azımsanmayacak bir bilgi birikimi vardı.Pek az uyur , gece gündüz saatlerce okurdu. Bütün ilimleri öğrenmişti. İbni Sînâ, çoğu fizik, astronomi ve felsefeyle ilgili olarak 150 civarında eser yazmıştı. Farsça olan birkaçı dışında bunların hepsi Arapça’dır. 

 

 İbn Sina’nın Matematik ve geometri merakı :

Anlatıldığına göre; İbn Sina, matematik ağırlıklı bir okula gider köyünden. Fakat matematik ve geometri, sanıldığından çok daha karmaşık ve zor gelir ona. Bir süre çabalar, fakat başaramayacağını düşünüp köyüne dönmek ister. İbn Sina’nın da aralarında bulunduğu kervan mola verir. Su kuyusuna, su almak için gider İbn Sina. Bakar ki taş kuyunun bir kenarı aşınmış. Anlam veremez önce ama kovasını suya daldırıp çıkarışında, kovanın bağlı bulunduğu ipin o taşı aşındırdığını fark eder. Her bilim adamının vardır böyle bir hikâyesi. Kiminin başına elma düşer, kimi ise suyu taşırınca bağırır “Evreka! Evreka!” diye…

 

İşte İbn Sina da   “Bir ip taşı nasıl keser?” diyerek hayret eder.  “Bir ip bir taşı kesiyor da benim aklım cebir ve geometriyi nasıl kesmez?” diyerek alır dersini İbn Sina. Ve döner geriye kendinden emin bir halde. Aslında İbn Sina’nın bu fark edişi, Newton veya Arşimet’in keşfi gibi değildir. 

 

Peki, ne vardı şu taş kuyuyu ipin kesmesinde?

“ Tekrar. Yılmadan, yıkılmadan, vazgeçmeden, büyük azim ve gayret ederek çabalamak vardır.” Çocuklarımıza bence kazandırmamız gerekende budur.

 

 PESETME   ERTELEME   VAZGEÇME  

 

İşte İbn Sina’yı büyük bir bilim adamı haline getiren anlayış buydu: Eğer bir ip sürekli sürtünmesi sonucunda bir taşı aşındırabiliyorsa, öyleyse sürekli olan bir mücadelenin sonucunda başarılmayacak hiçbir şey yoktur !

 

Tekrarın öğrenme üzerindeki etkisi :

 

Etkili öğrenmede bilginin kalıcı hale gelip gelmediğidir önemli olan. Beynimizde bilginin kalıcı hale gelmesine karar veren ise “hipokamp (hippocampus)” denilen “hafıza merkezi”dir. Bu merkez tıpkı bir yazıcı gibi çalışır, yazdıklarını kontrol etmek ise mümkün.

 

Beyin dediğimiz bu meçhul kara kutu, milyarlarca nörondan oluşur. Nöronlar elektriksel bağlantıları sağlayan beyin sinir hücreleridir. Bu nöronların birbirleri ile haberleştikleri bölgelere ise sinaps denir. Nöronlar arasındaki elektrik akımının yüksek olması sinaptik bağlantıları güçlendirir. Güçlü sinaptik bağlantılar ise hipokampın hareketlenmesini sağlar. Bu yüksek akım ile uyarılan hipokamp, beynin en dış tabakası olan kortekse kayıt işlemini gerçekleştirir. Böylelikle bilgi kalıcı hale gelir.

 

Nöronlar arasındaki elektriksel akımın güçlenmesine sağlayan birçok etken vardır. Mesela marak ve ilgi bu etkenlerden en önemlileridir. Bundan dolayıdır ki çocukların bilgileri kalıcı hale getirmeleri çok daha kolay gerçekleşmektedir. Çünkü merak ve ilgi, insanlığın özü olan çocuklarda en üst seviyededir.

 

Sinaptik bağlantıların güçlenmesini sağlayan bir diğer etken ise tekrardır. Bir bilgi tekrar edildiğinde alıcılar onu tanır ve daha yüksek bir elektriksel akım oluşur. Tekrar edilen bilgi beyin fonksiyonlarını uyararak, hipokampın harekete geçmesini sağlar ve böylelikle bilgi kortekste kayıt işlemini gerçekleştirir. Yani alınan bilgi özümsenerek, kalıcı hale gelir.

 

Bir ipin sürekli sürtünmesi taşı kesiyorsa eğer, benim aklım da cebir ve geometriyi keser demişti İbn Sina. İşte bu olaydan esinlenerek dilimizde yer edinmiştir “aklı kesmek” deyimi. Bir bilginin özümsenip özümsenmediğini merak ettiğimizde “aklın kesti mi?” diye sorarız. İşte bu sorunun mahiyetini bu yazımızda açıklamış olduk.

Tıpkı bir Latin atasözünde geçtiği gibi: Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.

 

Aslında bir bilginin bütün insanlar tarafından özümsenmesi mümkün. Fakat burada önemli olan şey sürekliliktir. Asla vazgeçmeyen bir kimsenin beyin fonksiyonları ile pes etmeyi alışkanlık haline getiren kimsenin beyin fonksiyonları aynı elektriksel akımlar oluşturmaz. Dolayısıyla öğrenme farklılıkları oluşur.

Matematik ve geometride olduğu gibi bütün bilgi türlerinde geçerlidir bu altın kural. Tekrar, etkili öğrenmenin birkaç önemli faktöründen biridir. O halde vazgeçmek yerine tekrar etmek, bizi, gözümüzü diktiğimiz hedeflere ulaştıracaktır.

Daha Sağlıklı ve Daha Mutlu Nesiller için 

Sevgiyle ve Sağlıkla Kalın..