Huzuru Bulduğun Yer Dua

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınıp, Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla!

Dua kalbi hissiyatımızdan gelen bazı zamanlar yalvarış, bazı zamanlar ise huzuru bulduğumuz yerdir. Duanın yeri ve zamanı yoktur. İçten içe olan samimiyetimizle Allah-u Teâlâ'yı anmaktır. Dua birçok insanın doğru yolunu bulabilmesi için bir pusuladır.
Dua bize kim olduğumuzu hatırlatır ayet-i kerime'de geçtiği gibi:

(Ey Muhammed!) “De ki: "Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!" (Furkan/77 Diyanet işleri tercümesi)

İnsanoğlu her zaman yardıma muhtaçtır, her zaman her şekilde dualarımıza icabet eden Rabbimiz var, fakat salih amel işleyenler duanın kabulüne daha yakındır.

“Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O hâlde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (Bakara/186 Diyanet işleri tercümesi)

“Allah, iman edip salih ameller işleyenlerin dualarına karşılık verir; lütfundan onlara fazlasını da verir. Kâfirler için ise çetin bir azap vardır.”
(Şura/26  Diyanet işleri tercümesi)


“Biz de onun duasını kabul ettik ve kendisine Yahya'yı bağışladık. Eşini de kendisi için, (doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. Onlar bize derin saygı duyan kimselerdi.”
(Enbiya/90 Diyanet işleri tercümesi)


Bunun içindir ki duanın nasıl yapılacağı ve kabulü Kur'an-ı Kerim’de şöyle geçmektedir:
“Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” (Araf/55 Diyanet işleri tercümesi)

“Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah'a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah'ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.” (Araf/ 56 Diyanet işleri tercümesi )

“Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O'na ibadet etmekten büyüklenmezler.” (Araf Suresi, 205-206)

Allah da, "Her ikinizin de duası kabul edildi. Öyleyse dürüst olmakta devam edin ve sakın bilmeyenlerin yolunda gitmeyin" dedi. (Yunus / 89 Diyanet işleri tercümesi)

Dua etme arzusu insanoğlunun fıtrî bir eğilimidir. Allah-u Teâlâ’dan ihtiyaçlarımızı istememiz, yardım istememiz Allah’ın merhamet edenlerin en merhametlisi olmasındandır. Bu nimeti bize veren Allah'ı en güzel şekilde dualarımızda bulundurmamız gerekir

Bir arkadaşımızdan bir şeyler isterken dahi âdâbı-erkan ile talep ediyorsak, Âlemlerin Rabbi olan Allah'ı dualarımızda en güzel şekilde ve en güzel isimleri ile anmamız gerekir.

“Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.“ (Fâtır / 10)

“Halbuki Allah’ındır en güzel isimler (esma-i husnâ) onun için siz ona onlarla çağırın ve onun isimlerinde sapıklık eden mülhidleri bırakın, yarın onlar yaptıklarının cezasını çekecekler” (Araf/180 Elmalılı Hamdi Yazır)

“O, Hayy (diri) olandır. O'ndan başka ilah yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak O'na dua edin. Alemlerin Rabbine hamdolsun.”(Mumin/65 Ali Buluç tercümesi)


Allah’a imdat çağrısı olan duayı etmek için sadece darda mı olmak lâzım?
Dua Allah-u Teâlâ'nın bize emrettiği bir ibadettir. Nitekim Rabbimiz şöyle buyuruyor;  “Bana dua edin, duânıza cevap vereyim.” (MU'MİN – 60) Allah Teâlâ bizden her vesileyle kendisine dua etmemizi ve şükretmemizi ister. Ancak bazı insanlar sadece çaresiz kalıp sıkıntıya düştüklerinde Allah’ı anarlar. Tekrar rahat zamanlarına döndüklerinde ise Allah’ı unutur veya muhtaç olmadıklarını düşünürler.

“Size ulaşan her nimet Allah’tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman yalnız O’na yalvarır yakarırsınız. Sonra sizden o sıkıntıyı giderince, bir de bakarsınız, içinizden bir kısmı Rablerine ortak koşar.” (NAHL 53- 54 )

“İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek O’na dua ederler. Sonra Allah, onlara kendinden bir rahmet tattırınca da, bir bakarsın ki içlerinden bir grup, Rablerine ortak koşuyorlar.” (RÛM - 33)


(Ey Muhammed!) De ki: “Söyleyin bakalım. Acaba size Allah’ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa (böyle bir durumda) siz Allah’tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer (putların size yararı dokunduğu iddianızda) doğru söyleyenlerseniz (haydi onları yardıma çağırın).  Hayır! (Bu durumda) yalnız O’na dua edersiniz, O da dilerse (kurtulmak için) dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir ve siz o an Allah’a ortak koştuklarınızı unutursunuz.” (EN'ÂM 40- 41)