Hrant Dink’e yapılan suikast-ı salt bir gazetecinin fikrine kızıldı ve cahil biri gitti vurdu şeklinde geçemeyiz. Hrant Dink’in fikirlerine katılmamak ayrı bir konu. Yanlış sözlerde sarf etmiş olabilir. Bir kısmına veya hepsine karşı olabiliriz. Ama bu bizde emanet gibi yaşayan bir basın emekçisine ve azınlık sayılan bir toplumun temsilcisine yapılmamalı idi.
Tabiî ki bu cinayet çok gürültü çıkardı. Tabiî ki provokatörler ve art niyetliler cenazeye katıldılar ve maksadı aşan sloganlar atıldı. Ama sadece fikrini açıkladı diye gaza getirip Hrant Dink’in hedef gösterilmesi zaten cinayete zemin hazırlamıştı. Şimdi bir çok Şovenistin ‘’ Canım o da Türklüğe hakaret etmeseydi’ ’ dediğini duyar gibiyim. Sanki Türklüğe bir tek Hrant Dink hakaret etmiş. Zaten etmişse 301.madde işletilmiş ve mahkum olmuştur. Üstelik her suç işleyeni 17 yaşındaki çocuklarla mı kurşunlatacağız? Yani Türklüğe hakaret bir tek Hrant’tan mı gelmiştir? Yani Misak-i Milli sınırları içerisinde İncirlikte Amerikan üssü bulundurmak, A.B.D bayrağı dalgalandırmak bir hakaret değil midir? Hangi vatanperver İncirlik’teki A.B.D. üssüne karşı bir tepki vermiştir? Hangi milliyetçi A.B.D. hegemonyasına karşı çıkmıştır?
Kuzey Irak’ta kafamıza çuval geçirip alay ettiler. Nerede Demokratik tepkimiz? Hangimiz bir tepki verdik? Nerede bizim Milliyetçiliğimiz, Vatanperverliğimiz. Gücümüz Hrant’ ta mı yetti? Savunmasız bir adamı, ayakkabısının altı delik bir basın emekçisini arkadan vurduk.
Bizim örf ve ananelerimizde savunmasız bir insanı arkadan vurup kaçmak var mıydı? Battalgaziler, Kılıçaslanlar, Alparslanlar, Sütçü İmamlar böyle arkadan adam vurup kaçtılar mı ? Ulubatlı Hasanlar böyle mi yapmıştı? Ecdadımızın hiç suikast tipi cinayeti oluyor mu idi?
Tabii ki bu memleketten hergün şehit cenazeleri kalkıyor, yüreklerimizi sızlatıyor. Ama bu cinayet Türkiye’ye yapılan bir suikasttır. Uluslar arası arenada bizi çok zor duruma soktu. 24 Nisan’ı soykırım günü yapmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürdü. Peki o zaman bu cinayeti işlemek Türklüğe kâr mı verdi zarar mı ? İyi düşünelim bunları. Oyuna gaza gelmemek lazım. Bu cinayeti işleyen çocuklara da yazık oluyor. Bir hiç uğruna katil edilip dünya ve ahiretleri bedbaht ettiriliyor. Bu tip provokasyonlar bizi tarih ve insanlık önünde zor duruma düşürmek için yapılıyor. Ama teselli veren olay cenaze töreninin kazasız-belasız-olaysız geçmesiydi. Bütün dünya gördü ki Osmanlının torunları tıpkı ataları gibi azınlık komşuları ile huzur içinde yaşamak istiyorlar. Müslüman Türk halkı Hıristiyan tüm azınlıklarla veya diğer din mensupları ile insan hak ve hürriyetleri çerçevesinde yaşamak istiyor. Unutulmamalıdır ki
Sultan Alparslan Gazi’nin 1071 yılında Malazgirt meydan muharebesini kazandığından beri Anadolu’da Türkler Ermeni milleti ile huzur içinde yaşamışlardır. Ermenilerin Osmanlıdaki adı Millet-i Sadıka’ dır. Yani Osmanlıya en sadık millet. Bütün dini vecibelerini yerine getirebilmiş, örf ve ananelerini muhafaza etmişlerdir. En İslamcı Osmanlı padişahı olarak bilinen; cennet mekân Sultan Abdülhamit han onların tedrisatını en iyi biçimde yapabilmeleri için okullarının açılmasına izin vermiştir.
1789 Fransız İhtilali bir mikrop gibi nasyonalist akımları Osmanlı içine de salmıştır.
Bunlardan etkilenen ve Sevr’ i gerçekleştirmek isteyen Ermeni çeteciler tabiî ki çıkmıştır ama tüm bir Ermeni milletini toptan suçlamak ne kadar yanlıştır. Biz onlarla 1000 yıldır bu topraklarda komşu olarak yaşadık. Sayıları zaten çok azalmıştır. Bir de bu tip cinayetler olursa dünyaya karşı çok zor durumda kalırız. En önemlisi millet olarak bizim komşularımızın inanç ve düşüncelerine saygı gösteren ilkemizi çiğnemek olur ki bu hepimizi her koşulda zor durumda bırakır. İnşallah Hrant Dink cinayeti yaşanan son acı olur. İhtilaflarımızı ve tepkilerimizi cinayetle değil, hür düşünceye yakışan bir davranışla demokratik platform ve en önemlisi meşru zeminlerde göstermeliyiz. Bize yakışan budur.
Facebook Yorum
Yorum Yazın