HİÇ Mİ İYİ ŞEY OLMUYOR

 Çok ağır ve karamsar yazdığımı belirttiler. Hatırlayacaksınız geçen yazım “Vakit Tamam Bu İncecik Bir Veda Havası mı?” başlığıyla çıkmıştı. Bu yazıyı elektrik ve inşaat sektörünün içinde bulunduğu sıkıntıyı anlatmak için yazmıştım. Ve bu kafayla yani eski stok-enflasyon rant beklentili sistemde gidersek hepimizin batacağını yazmıştım. Ancak tasfiye olan eski sistemi oluşan yeni sistemle revize edeceklerin ayakta kalabileceklerini belirtmiştim. Bu konudaki manifestomuzda tekrar etmiştim. Şimdi ben öncelikle bana olumsuz veya olumlu eleştiri getiren tüm dostlarıma teşekkür ediyorum. Zaten bu eleştirilerdir ve katkılardır bizi motive eder. Yazıya ve dergiye bağlar.

Ama ben geçen yazımın arkasındayım. Eski sisteme devam edenler zaten batıyor ve daha da batacağız. Yeni sisteme kendini uyarlayanlar ise rahatça Ticaretlerine devam ediyor. Çünkü tahmini 6 ay daha en az sürecek bu eleminasyondan sonra daha da rahat edecek ve ayakta kalanlar karşılıklarını alacaklar.

O zaman benim karamsar tablo çizdiğim sözü ve eleştirileri havada kalır. Ben bugünkü kafa yapısı ile yani-enflasyon rantına bağlı stok maliyetli sistemde şartıyla geçerlidir yazdıklarım.

Birde dostlarımdan söyle serzeniş geliyor. “Ya bu sektörde hiç mi iyi şey olmuyor. Hep kötüleri yazıyorsun, birazda iyi şeylerden bahset diyorlar”

Bu bana 16 Nisan 1993’de kaybettiğimiz 8. Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL’ın ölümünü ve tören ertesini hatırlattı. Merhum Özal’a hatırlarsanız sağlığında en ağır eleştiriler Gazeteci Emin Çölaşan tarafından yapıldı. Hatta öyle ağır yazardı ki sayın Çölaşan bayağı yüklü tazminatlar kaybederdi. Merhum Özal’a karşı! Bunlardan ciddi bir servet edinmişti merhum Özal. 16 Nisan 1993’de Özal’ı kaybedince ben 17 Nisan’da çıkan Hürriyet gazetesini almak için koşarak Gazete Bayiine gittim. Aldım ve acele ile Emin Çölaşan’ın yazısını okumaya başladım. Acaba sayın Çölaşan merhum Özal’ın ölüsünün de arkasından sövecek mi diye? Gerçekten yazının başlığı Turgut ÖZAL’dı. Ama hep iyi yanlarını yazıyordu. Ve benim gibilere cevap olsun diye de yazmış ki “ Bana diyorlar niye Turgut ÖZAL’ın alayhine yazıyorsun? Bu adamın hiç mi iyi yanı yok? İyiliklerinin de yazsana” Çölaşan’da kendini şöyle cevap verdiğini yazmış. “Turgut ÖZAL’ın herkes lehine yazıyor. Herkes ona yağ çekiyor. Bende eksilerini yazıyorum. Siz artıları yazmaya devam edin, bende eleştirimi yazayım “ dedim diyor.

Şimdi bende sektörün olumsuzluklarını yazıyorum genelde. Şükür bize Tazminat davası açan yok. Gerçi açsalar bu sıkıntıda ödeyecek halimiz de yok ama… “ Neyse Eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmeyelim”

Evet ! Gelelim sektördeki iyiliklere.

Tabii ki sektörde olumlu gelişmelerde var. Daha 15 - 20 yıl öncesine kadar çok küçük olan bir çok imalatçımız şu anda Dünya markası olmuş ve dünya devlerini peşinde koşturuyor. Hani aylardır dedikodu varya “VİKO satılıyor mu? diye . Evet VİKO satılmadı beklide satılmayacak da.( Belki diyorum ama sevgili Cahit DURMAZ ve Ali DAĞBAŞI’na öyle paralar teklif ediyorlar ki İnşallah birgün ikna olmazlar) Ama dünya devi bir – iki firma ile yakından görüştüklerini ben biliyorum. Teklif edilen ve istenen rakamları duydukça ben gurur duyuyorum bir eski VİKO bayisi ve Türkiye Vatandaşı olarak. Artık birkaç yüzmilyon Euro’lar rahatça telaffuz ediliyor sohbet aralardında

Bakın şimdi de 9. Cumhurbaşkanımız. Sn Demirel’le alakalı bir anı aklıma geldi; Sn. Demirel 70’ li yıllarda bir demecinde “Artık trilyonlara, alışmalıyız Dilimiz trilyonları telaffuz etmeye alışmalı” demişti.

Şimdi bende diyorum ki elektrik sektörünün markalarının değer olarak birkaç yüz milyon Euro’ları telaffuz etmeye alışın. Bugün VİKO yarın diğer markalar onu izleyecek.

Hatta benim biraz kuvvetli sezgilerim vardır. Nasıl 2002 yılında yazdım MAKEL sayaç’a çok iyi yatırımlar yapmakta. 5 yıl sonra MAKEL sayaçta marka olacak diye... Şimdi de (geçenlerde yazdığım) Makel Şalt - Otomasyon’a büyük yatırımlar hedefliyor ve yapıyor. Birkaç yıl sonra Anahtar – Grup priz ve sayaç’ın yanına Şalt – otomasyonu da Makel eklerse o zaman muhteşem fabrikaları ile birlikte Yarım Milyar Euro’ları 1 Milyar Euro’ları zikretmeye başlıyabiliriz.

Neyse zenginin malı züğürtün çenesini yorarmış. Madem iyi şeyler, moral veren şeyler yazmamı istediniz. Bende bunları yazdım. Bunlarda gerçek. Tabii ki VİKO ve MAKEL’i izleyecek daha çok firmamız, yerli müteşebbisimiz var. Bunlardan bahsedeceğim. Hes Kablo, Günsan, El-Bi (ki El-Bi artık yarı yabancı sermayeli bir firma) ve diğerleri gelecek İnşallah.