Gün geçmiyor ki din adamlarımızın verdiği fetvalar, söyledikleri sözler konusunda toplum bir anda ciddi tartışmalara sürüklenmesin.
Efendim Sosyal Doku Vakfı Başkanı ve ilahiyatçı Nurettin Yıldız’ın birbirine yabancı kadın ve erkeğin birlikte asansöre binmesinin dinen sakıncalı olacağına dair açıklamasından bahsediyorum. Ne diyor Nurettin bey evvela ona bakalım ; “Bir apartmanın giriş katından 8. katına kadar çıkacak olan asansör halvet ortamı oluşturur mu? Yani bir yabancı erkek ve bir kadın giriş katında bindiler, 8. kata kadar çıkacaklar. Görünürde 1 dakikayı, 2 dakikayı geçmeyen bir yolculuk bu. Ama dinimizin bu konudaki hassasiyeti açısından bakıldığında halvet şartları, yani erkek ve kadının kapalı bir ortamda bulunması durumu, asansörde oluşmaktadır. Evet, çok geniş bir yelpazeden bakıp, esnek değerlendirmemiz halinde, bunun neresi halvet olur, kapısı kilitlenmiş bir ev değil bu da denebilir. Ama bir asansörün, mesela bir katta kilitlendiğini düşünürseniz, ki asansörde olabilen şeyler bunlar… 3 dakika, 5 dakika, 10 dakika yardım gelinceye kadar, kimsenin izleyemeyeceği bir ortamda yabancı bir erkekle başbaşa kalması demektir kadın için.” diyor.
Nurettin Yıldız düzgün bir ilahiyatçımız takip ettiğim kadarıyla.
Ve sözün girişgâh şekline bakılırsa muhtemeldir ki bir soruya cevap olarak bu duruma izahat getirmiş.
İslami açıdan baktığımızda da doğru şeyler diyor aslında.
Bu nedenle İslam’a karşı bir linç kültürü oluşturmaya yönelik emelleri olanlara aracı olmak da istemiyorum.
Aslında Nurettin beyin sözlerinden bağımsız olarak bu tartışmaları ateşleyen temel unsurlar hakkında bazı rahatsız edici noktaların altını çizmek niyetindeyim. Belli çevrelerin sürekli kadınlar hakkında veya cinsellik hakkında fetva vermesinin, bu konuyu kaşıyıp durmasının kasıtlı olduğu kanaatindeyim. İslam kadından ibaret bir din değildir. Haram-helal, günah-sevap, cennet-cehennem kavramları sadece kadın ve cinsellik üzerinden anlatıldığında rahatsız edici bir durum ortaya çıkıyor.
Falancanın eteğini, filancanın sarığını sürekli konuşanlar İslam açısından başka pekçok konuda insanları etkileyebiliyor olsalar denilebilir ki;”Tamam bunlar da söylenecek elbette. Bunlar din adamı görevleri her konuda bizi ikaz etmek ..”
Ama öyle değil.
Bunların diğer söylemleri Müslümanları bir adım ileriye götürmüyor. Kendine biat edenleri ahirette cennete uçuracağına dair fetvalar veren bazı şaklabanlar bu dünyada insanlığı Ay’a, Mars’a gönderecek, Bitcoin’e, Yeni Dünya Düzeni’ne, Yapay Zekâ’ya, Transhümanizm’e karşı önlem aldıracak Kuran İlminden okadar uzaktaki... Bir sümüklü mendille, üflediği bir tespihle cenneti ayaklarımızın altına sereceğini(?) dile getirenleri Müslümanlarla küffar arasındaki kan ve gözyaşı dolu savaşta ön saflarda hiç göremiyoruz !?
Hakiki din adamlarını, cemaat ve tarikat ehli salih alimleri tenzih ediyorum.
Birazcık eleştirdik mi çarpılıyoruz hemen. Aman tövbe de istiğfar et lafları havada uçuşuyor. Ama FETÖ’yü çarpamadı bir tanesi...??? Laf eden, eleştiren herkese yöneltecekleri okları ise hazır. Sünnet ve hadis düşmanı ilan edildin mi bittin sen.
İslam çift yönlü bir saldırı altında. Bir taraf dindar görünüp bağnazlıklarıyla, hurafeleriyle, sinsilikle, aklı ve bilimi tamamen dışarıda bırakan veyahutta akılcı ve bilimci görünüp Kuran’la uyuşmayan bir anlayışla Müslümanları kuşatmışken diğer taraf açıkça düşmanlığını gizlemeyenlerden oluşuyor. Ve bu açık düşmanlığı yaparken de bu bağnaz, cahil, hurafeci, sinsi takımın söylemlerini koz olarak kullanıyorlar...
Neyse dönelim tekrar konumuza.
Geçenlerde twitter’da dini konularda uzun uzun twitler atan bir beyefendinin profiline baktım. Sayfasındaki sabitlenmiş twiti kadının iffeti ile ilgili bir söz !? Hayırdır ? Nedir bu her durumda kadını dile getirme merakı ? Kendi iffetiyle alâkalı bir twiti neden sabitlemiyor profiline mesela bu beyefendi !? Artık sürekli kadınlara yönelik söylemlerde bulunan kişiler toplumda sapıklığa yatkınlık hissi veriyor benden söylemesi.
Haram helâl dairesi elbette anlatılmalı, bilgilendirilmeli. Zaten bunu doğru bir şekilde naklettiğinizde İslam’ı yaşamak isteyen, günahtan sakınmak isteyen bu dairenin içinde kalmak için gayret sarf edecektir.
Son olarak, asansörlere birlikte binen kadın&erkekten ziyade öncelikle çocukların asansörlere nasıl ve kimlerle binip binmeyecekleri hususuna dikkat çekilmesi daha yerinde olur. Tacizi tecavüzü biryere kadar kadın idrak edebilir, tedbirli davranabilir. Ancak 5-6-7-8-9.... yaşlarında bir çocuk tecavüze uğradığında bunu anlatamazsınız. Önceliğimiz çocuklar olmalı. Ve din adamlarımız bu uyarıları yaparken de yine dikkatli kelimeler kullanmak zorunda. Konu küçücük bir çocuğun şehvet uyandırması şeklinde adi ve sığ bir kalıba sokulmaya yeltenilirse sanki yeryüzündeki tüm bireyler çok sağlıklı ve ahlâklıymış da aile içi ensest veya kücük yaşta istismar tüm dünyadaki çocukların ortak sorunu değilmiş gibi İslam’a karşı savaşanlara fırsat verilmiş olur. Doğru yaklaşımları getirmeyip olayları sadece cinsellik üzerinden izaha kalktığınız taktirde ortaya farklı algılar çıkıyor-oluşturuluyor.
Din adamlarımız bu tür uyarıları yapacaklarında durumu daha geniş bir perspektiften değerlendirseler belki bukadar tepki çekmezler. Asansöre birebir birlikte binmenin dinen caiz olmadığı söylenip ilaveten kadınların daha naif, kırılgan ve fiziksel olarak saldırıya karşı daha savunmasız olmaları sebebiyle tedirgin olmamaları için usülen uygun olan erkeğin geride durup kadına müsade etmesi olduğu ortaya konabilirdi. Tuzak sorularla karşınıza gelebilirler. Sizler meseleyi halvet olma durumuyla özetleyip cümlenin sonunu kadın olarak bağladığınızda bunu size ve İslam’a karşı kullananlar olacağı konusunda artık daha uyanık olmak zorundasınız. Böyle tuzak sorularda gasp, hırsızlık, şiddet, akıl sağlığı gibi gerçekleri de hatırlattığınızda kimseye itiraz etme alanı bırakmazsınız.
Maalesef bazen farkında olmayarak İslam’a zarar verme amacı güden şaklabanların çizgisinde kelimeler sarfedip kulağınızı ters tarafta kalan elinizle gösteriyorsunuz.
Bu hem toplumu irite ediyor hem de bazı kesimler bunu ard niyetli kullanmaktan asla kaçınmıyorlar.
Facebook Yorum
Yorum Yazın