HDP ve Kültürel Irkçılık

Hasip Kaplan’ın twittleriyle baÅŸlayan tartışmalardan, HDP destekçisi Kürtlerin kafalarının karışmış olmasını dilerim.

Dilerim; çünkü en azından düÅŸünmeye baÅŸlayacaklardır.2013 sonbaharında kurulan HDP, bir çatı partisi olarak aÅŸağıdaki partilerin birleÅŸmesinden oluÅŸmuÅŸtu.

Barış ve Demokrasi Partisi (Kürt Partisi)

Devrimci Sosyalist Ä°ÅŸçi Partisi

Ezilenlerin Sosyalist Partisi

Sosyalist Demokrasi Partisi

Sosyalist Yeniden KuruluÅŸ Partisi

YeÅŸiller ve Sol Gelecek

Çözüm sürecinde postacılık yapanların, o dönemdeki kibirli ve şımarık dilleri,  terör örgütünün silahları bırakması ve sürecin baÅŸarıya ulaÅŸması için sineye çekiliyor ve muhatap kabul ediliyorlardı.

Ancakmüzmin kompleksleri onların yakasını bırakmadığı için kendileri gibi bu toprakların dilinden, inancından, kültüründen uzak, kibirli beyaz Türk solcularının etki alanına girerek  “ne oldum” delisi oldular.

Kürtler adına siyaset yapanlarda tipik “CHP kibri” oldukça, HDP örneÄŸinde olduÄŸu gibi savrulup duracaklar. Bu kafayla evdeki bulgurdan da oldular. Hasip Kaplan,”HDP kurultayında DemirtaÅŸ’ın yerine sakın bir Türk göz dikmesin, benim naçizane önerim, herkes haddini bilecek!” diye attığı twitinde “Türk” yerine “Türk Solundan biri”  diyecek cesareti gösterebilseydi ki asıl amaç buydu, belki ilk kez doÄŸru bir iÅŸ yapmış olacaktı.

Tabii ki; “Ünlü Türk”  durur mu, serde solculuÄŸun ezber kliÅŸeleri “evrensel” tanımları var ya “Hasip zihniyeti tükürülecek zihniyettedir” deyiverdi. Ä°yi bilir solcu cenah, kavramları kılıf yapıp, sadedi saklamayı. Bunların ÅŸovunu görünce,  anarÅŸist damarım kabarıyor ve “ilkel milliyetçilik” çekiyor canım. Bence DemirtaÅŸ’ın yerine bir Alman gelmeli! Hem böylece, “kültürel ırkçılıklarını”da saklamadan yaÅŸamış olurlar.

Aslında PKK karşısında söz hakkı bile olmayan Kürt siyasetçileri de fazla ciddiye almaya gerek yok. CHP, Türkiye halkının çoÄŸunluÄŸu için neyse, Kürtler adına siyaset yapanlar da Kürt halkı için aynı. Kendisini sol diye tanımlayan bu zihniyetler kimleri ve neyi savunduklarını bilmeden, ilkokul fiÅŸlerindeki gibi ezber cümlelerle hayata ve insana dokunamadıklarından, bir ayrıntı olarak kalacaklar.

Gezi olayları, FETÖ ve 15 Temmuz darbe kalkışmasına verdikleri tepkilere, kullandıkları dile, AK Parti ve ErdoÄŸan hakkındaki düÅŸünce ve söylemlerine baktığınızda tümü tek tornadan çıkmış gibi, ergen ergen konuÅŸuyorlar.

Dolayısıyla, bu kadar zamanın gerisinde kalmış Kürt ve Türk solcular için, fazla yorum yapmaya da gerek yok. Onlar zaten, halkta karşılığı olmayan tavırlarıyla, kendi kendilerini bitiriyorlar. Sürekli mızmızlanan, baÅŸarısızlıklarını kendilerinden baÅŸka herkeste arayan Kürt ve Türk Solu, asla bu topraklarda kabul görmedi, görmeyecek. Çünkü ergenlikten çıkamadıkları için, akıllıca politikalar üretemezler. Daima bir gücün arkasına saklanarak, terör ve ÅŸiddetten, sokak hareketlerinden medet umarlar.

HDP’liler, mecliste yakaladıkları ÅŸansı da kötü kullandılar. Åžiddetsiz bir dünyada mutsuz olacakları için hendek siyasetini seçip, terör estirdiler. Genç çocuklar ölürken, sanki onları savaÅŸmaları için kışkırtan, silah veren kendileri deÄŸilmiÅŸ gibi yasını tuttular.

Halkı da kendileri gibi sandıklarından algılarla onları kandıracaklarını düÅŸündüler. Eski “derin dostları”da ellerinden tutmayınca, hendeklerin altında kaldılar. Bu arada FETÖ ve PKK iÅŸbirliÄŸi de ortaya dökülmüÅŸtü bile.

Kürtler adına en fazla kazanımın elde edildiÄŸi dönem AK Parti dönemi iken, Kürt siyasetçilerin en sert muhalefetinin de yine bu dönemde olması ilginç,deÄŸil mi? Kendi dilini özgürce konuÅŸamayanlar, bugün anadilde eÄŸitim talep edebilecek bir noktadaysa, bu standart artışından rahatsız olanların da yine Kürt siyasetçiler olması da oldukça düÅŸündürücü.

Muhalefet tarzlarına bakınca Türk ve Kürt solunun, gizli bir olumsuzluk talebi var. Aslında, her ÅŸeyin kötü olmasını istiyorlar.  Daha iyi olması onları adeta huzursuz ediyor. Çünkü teorik bir yığın ezberle, zihinleri bulandırmaktan baÅŸka bir dertleri yok.

Oysa siyaset, hayatımıza dokunan somut gerçeklerdir. Ä°ÅŸte bu somut gerçekler, Kürt ve Türk Solu ve onlarla aynı kafadaki siyasi hareketlerin baÅŸarısızlıklarının nedeni oluyor.

“Halk” kelimesi de onlarda oldukça eÄŸreti duruyor.