Haşlanan Kurbağa Sendromu

Dünyamız , son yıllarda yaşanan  iklim değişikliği, salgın hastalıklar, çeşitli yangınlar, kaybolan türler, yıkıcı hava koşulları  ve benzer birçok sebeplerle giderek yaşanması daha zor bir hale geliyor. Bizler bu tehlikeler karşısında gerekli tepkileri yeterince göstermiyoruz. Ve çoğu zaman duyarsız kalıyoruz. Bu durum kısaca haşlanan kurbağa metaforu ile özetleniyor. Haşlanan kurbağa sendromunun toplum bilimi açısından tartışma götürmeyecek kadar gerçek olduğu, geçmişten günümüze çeşitli deneyimlerle açık şekilde ortadadır. Genellikle insanların yavaşça gerçekleşen değişikliklere nasıl tepkisiz kaldığını göstermek için mecazi anlamda kullanılır. İnsanların aşamalı değişikliklere karşı uyanık olması gerektiği, aksi halde nihayetinde istenmeyen bazı sonuçlarla karşılaşabilecekleri mesajıyla anlatılır.

Modern toplumlarda da benzer durumlar söz konusudur. Toplumsal ve bireysel yaşamını etkileyen bazı şeyler yavaşça değişir, çoğu kimse de bunu fark etmez.

Önce, bilmeyenler için bu metaforu, sonrasında da konu ile ilgili gerçek çalışmaları aktaralım: 

Bir kurbağayı kaynayan bir suyun içine atarsanız, kurbağa kendini dışarı fırlatır. Çünkü doğal olarak korkunç şekilde canı yanacaktır. Ama aynı kurbağayı soğuk suya koyar sonra da suyu yavaş yavaş ısıtırsanız, kurbağa buna duyarsız kalacaktır. Çünkü, sessiz ve yavaş gerçekleşen değişimlere tepki vermeyecek şekilde programlanmıştır.   Hatta giderek kaynayan suda halinden memnundur. Ancak sonunda bu memnuniyet durumu bir tabakta son bulacaktır. 

Modern toplumların modern insanlarının da kurbağaya dönüştüğünü anlayınca, onları parmakta oynatmak ne de kolay olur. Halbuki suyun ısısının geldiği dereceyi anladığımızda atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. Toplumsal ve bireysel yaşamını etkileyen bazı şeyler yavaşça değişir, çoğu kimse de bunu fark etmez. Fark etmek de istemez. Çünkü farkındalık, sorumluluk getirir.

Araştırmayı gerçekleştiren Moore ve ekibi çalışmalarında, dünyanın farklı bölgelerinden atılan iki milyardan fazla tweet’i inceledi. İnsanların iklim değişikliği ile ilgili duyarlılıklarını anlamaya çalıştı. Temel olarak, insanların ne tür hava durumunu normal veya olağandışı bulduğunu belirlemekti. Ekibin bulduğu şey şuydu. İnsanlar kışın havanın sıcak geçmesi ya da yazın soğuk olması gibi alışık olmadıkları durumlar hakkında reaksiyon gösteriyordu. Ancak zaman ilerledikçe referans noktası olarak daha yakın deneyimleri göz önüne aldığı için verilen tepkiler azalıyordu. Kısacası aşırı koşullara alışıyorduk.

“İnsanlar, kaçınmayı tercih ettikleri değişikliklere alışıyor gibi görünüyor. Ancak bunun hakkında konuşmamaları, onların durumu daha da kötüleştirmediği anlamına gelmez.”

Haşlanan kurbağa hikayesi genellikle insanları, nihai olarak istenmeyen sonuçlara maruz kalmamaları için kademeli değişimin farkında olmaları konusunda bir uyarı olarak anlatılır. Bu bir metafor olsa da aslında temelini gerçek bir deneyden alır. 

19. yüzyılda, kurbağaların yavaş yavaş ısıtılan suya tepkisini gözlemlemek için çeşitli deneyler yapıldı. Ancak elde edilen bulgular birbiri ile örtüşmeyince 1888’de William Thompson Sedgwick, bu deneylerin sonuçları arasındaki bariz çelişkinin deneylerde kullanılan farklı ısıtma hızlarının bir sonucu olduğunu söyledi.

Daha sonra 1897 yılında Edward Wheeler Scripture bu konuyu ele almak istedi. Sonunda şu sözleri yazdı. ” Eğer su yeterince yavaş bir şekilde ısıtılırsa canlı bir kurbağa hareket etmeksizin kaynatılabilir. Deneyde sıcaklık saniyede 0.002 derece arttırılmış ve kurbağa 2,5 saatin sonunda hareket etmeksizin ölmüş olarak bulunmuştur.” Ancak matematik böyle demez.

Su 100 derecede kaynar bu da 2,5 saatlik bir zaman diliminde saniyede 0.002 derecelik bir artışla suyun başlangıç sıcaklığının 82 derece olması demektir. Bu sıcaklıkta sağlıklı bir kurbağa kesinlikle tencereden fırlamaya çalışır. Ayrıca konu ile ilgili ilerleyen süreçte de kurbağalar üzerinde çeşitli araştırmalar yapıldı. Tüm bu çalışmalar aynı sonuca ulaştı. Kurbağalar soğuk suda bile hareketsiz kalmazlar ve bir kurbağanın iki saat boyunca hareket etmeden oturmasını beklemek akla yatkın değildir. 

Gerçek kurbağa üzerinde yapılan bilimsel deneyler bu metaforu desteklemese de haşlanan kurbağa sendromunun toplum bilimi açısından tartışma götürmeyecek kadar gerçek olduğu, geçmişten günümüze çeşitli deneyimlerle açık şekilde ortadadır.

Sağlık ve mutlulukla kalın….