Halk Kazanmış Zillet Kaybetmiştir

Halk kazanmıştır, zillet kaybetmiştir; AK Parti halkın partisi olarak 7 haziran sonrası yaptığı tüm toplantılar ve çalışmalar sonucunda kendini çek ederek halkta karşılığını almıştır. Ben 7 haziran öncesi ve 1 kasım öncesi yaptığım değerlendirmelerde bunları uzun uzun anlatmıştım. Daha önce anlattığım konulara tekrar girmeyeceğim ancak şunu da söylemeden geçemeyeceğim Güneydoğu da çok daha iyi bir listeyle çok daha farklı sonuç alınabilirdi özelikle ilim Diyarbakır, Hakkari, Mardin ve Şırnak açısından bunu söyleyebilirim bunu neden söylüyorum çünkü buralarda ciddi terör olayları yaşandı ve halkta Terörün sözcülüğünü yapan 7 Hazirandan önce % 10 barajı için halkı tehdit eden HDP’ye karşı bir bıkkınlık vardı. Biz adaylarımızla buraları değerlendiremedik ancak genel anlamda alınan sonuçlar bizim buraları göz ardı etmemize sebebiyet verdiğini görüyorum. Oysa ki önümüz de yine seçimler ve Allah’ın izniyle referandum var, bunları asla göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.

Ne demiştik halk kazanmış zillet kaybetmiştir, bunu söylerken bütün mazlum halklar açısından söylüyorum çünkü AK Parti sadece Türkiyeyi ilgilendirmiyor, zulme uğrayan tüm dünya mazlumlarının sesi konumunda olan bir parti ve gerçek anlamda da bu misyonu temsil ediyor ve bu misyonun lideri de Recep Tayip Erdoğandır, halkımız da bunu görmüş ve yine AK Parti demiştir. Tabi bunun AK Parti’yi rehavete değil daha çok çalışmaya sevk etmesi lazım çünkü sırtında çok büyük yük olduğunun farkında olarak hareket etmelidir.

Bugün Suriye ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu da yaşananlara baktığımız da ve kendilerini, insan hakları ve hukuk üstünlüğü ile tanıtan Avrupa ülkeleri ve ABD’nin göçmenler hakkın da aldıkları kararlara baktığımız da aslında insan hakları ve hukuk kuralarının kendi vatandaşları açısın dan geçerli olduğunu görüyoruz ve her gün ölümlerin ve vahşice katliamların yaşandığı Asya insanın, Ortadoğu insanın, Müslümanların hatta Gayri Müslim onlar için pek öneminin olmadığını açıkça gösteriyor. Yani sömürüyü, Ortadoğu halklarının, çocuk , kadın ve yaşlılarının ölümü buralarda oluşacak yönetim boşluklarının kendi halklarının daha iyi yaşam standartlarına ulaşması için rahatlıkla kullandıklarını görmemiz gerekir. Hangi dil, din, ırktan olursa olsun medeniyetimiz ve insana Yaradandan dolayı gerçek anlamda verdiğimiz değerden dolayı insan ölümüne üzüldüğümüzü belirtmekle beraber, buralarda katliam yaptırmak için büyüttükleri canavarların kendilerini de vurduğunu görüyoruz işte bu tam da hesap edemedikleri, planın parçası olmayan, planın dışında gelişen olaylar olduğunu ve şaşkına uğradıklarını göstermekle beraber aslında onların insanlığa bakış açısını da biraz daha açıkça ortaya koyuyor. Tabi bu tür olayları hesap edemedikleri gibi ülkemizdeki 1 Kasım seçim sonucu da onların planlarının dışında gelişmesi ve halkın feraseti kazandığı için buradaki en önemli oyunlarının bozulduğunu görmek zor değildir. Tabi bu akıl ve oyun kurucular pes mi edecekler? Elbette hayır, farklı planlarla, farklı oyunlarla devreye girecekler ama hem bu ülkeyi yöneten irade hem de bu halk daha uyanık olup, tüm bu karanlık ve kirli oyunları bozacaktır.

Medeniyetin doğduğu bu topraklar da, özelikle Mezopotamya coğrafyasında yaşayan her ferdin yürütülen tüm kirli oyunlara karşı dikkatli olması gerekir, kurulan kirli oyunların bir piyonu olmaması, karanlık, kirli ve bizler açısında sonu hüsran olacak oyunları bozup yerine kendi oyunlarını kurmalıdırlar. Ülkem de 1 Kasım da bu oyun kısmen bozulmuştur ama daha sesiz ve daha derin oyunlar devreye gireceğinden çok daha dikkatli olmamız gerektiğine ve asla yaşanacak oyunlara ani ve fevri reaksiyonlar gösterilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Selam ve dua ile.