Halep Oradaysa Arşın / Müminler Burada...

Bugün günlerden HALEP!

ACI, GÖZYAŞI ve HÜZÜN...

İnsanın en kıymetli, en değerli ve aynı zamanda en gaip halleri...


Deruni bir sızıydı oysa hayat;

Yüreğin tellerini titreten...

Halep’i inleten,


Şükretmek = Vermektir...

Vermeden şükür olmaz!!! 

Vermeden yapılan şükür, GAFİLİN;

Verdikten sonra yapılan şükür, ARİFİN şükrüdür...


Araştırmalara göre, Dünyada insanı HAKİKİ manada HUZURLU kılan tek DUYGU/HİSSEDİŞ/MUTMAİN hâl, karşılıksız vermenin sonrasında hissettikleriymiş ki bunu araştırmaya ne hacet? 


Yaşa ve hisset;

O eşsiz CENNET nefesini. 

İliklerine kadar işleyen “HÛ” sesini.


DİKKAT !!!  TEFEKKÜR AYETLERİ...                        


Fecr Suresi

Muhakkak ki Rabbin, TESPİT makamındadır. (Rasathanede/mirsad en ince ayrıntıya kadar tespit etmektedir)


Ama İNSANA gelince; Rabbi onu denemek için İKRAM edip nimetler envai çeşit verdiğinde: “Rabbim bana ikram etti, üstün kıldı” der! (şımarma emareleri gösterir)

Fakat onu belâ ile deneyip geçimini daraltır ise:  “Rabbim beni alçaltıp zelil kıldı” der!  (isyan eder, sabretmez, kendisine ait zanneder mülkü)

Ama hayır, hayır, siz YETİME KARŞI CÖMERT DEĞİLSİNİZ. Yoksulları yedirip doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.


Mirası toptan yiyorsunuz!

Mala mülke de MUHABBET besliyorsunuz, toplayıp yığarcasına. (mal sevgisi nefsinizde tohuma duruyor ve zehirli sarmaşık gibi kaplıyor benliğinizi)

Hayır, (böyle yapmayın)! 


Arz, darmadağın edildiğinde,

Ve Rabbinin huzurunda Melekler saf saf dizildiğinde,

İşte o Gün cehennem (göz önüne) getirilip konacak;  O Gün insan (yaptığı ve yapmadığı her şeyi) hatırlayacak ama bu hatırlamanın ne faydası olacak ona?

“Keşke hayatım (şu yaşamım) için önceden yararlı şeyler yapsaydım!” der.

Artık o süreçte, O`nun azabı gibi hiçbir kimse azap edemez!

Ve hiç kimse O`nun gibi misakını yerine getiremez!


DİKKAT!!! EY MUTMAİM OLMUŞ NEFS!

(karşılıksız vererek bu HASLETİ edinmiş insan)


DÖN KARŞILIKLI RIZA DÂHİLİNDE RABBİNE... DÂHİL OL ABİDLERE... GİR CENNETE... 


Yetiş yüreğim; yetiş;

Umudun soluksuz koşan atlılarına;

Yükle tüm özleyişleri, muhabbet kervanlarına;

Yatış yüreğim; yatış;

Arş’ı kükreten;

Arz’ı ateşe veren yüreğim yatış...

Alış yüreğim; alış;

Emaneti sırtlanan cühelanın,

Dağları sallayan umursamazlığına alış-ma...

                          ****

Bu yazının sebebi anlamı: 

İHH, 14 Aralık’ta “HALEP’E YOL AÇIN” kervanını yola çıkaracak.


“Göçtü Kervan Kaldık Dağlar Başında” dememek için.

Yukarıdaki ayetlerde ki PİŞMANLIĞI yaşamamak için kayıtsız kalmayalım... 

Unutmayalım; bize ait olan bir şeyi vermiyoruz; onların payını veriyoruz.

Ve sahip oldukları her şeyden, (yardım) isteyenlere ve sıkıntı içinde bulunanlara bir pay (ayırırlardı). Zariyat/19


İŞ CİDDİ; DURUM VAHİM!

Lakin Halep açısından değil; BİZİM AÇIMIZDAN... Vesselam.