Öncelikle konuya hiç girmeden farklı bir açıdan Hakan Şükür’e bakmak istiyorum. İlerleyen satırlarda nasıl olsa asıl konumuza gireceğim.
Türkiye liglerinde 250 golü atarak tüm rekorları alt üst eden Hakan Şükür; başarılı olduğu futbolculuk hayatında ki gibi, yazarlık hayatına da çok hızlı başladı. Öncelikle kendini kutluyor ve yazar – yorumcu hattının çok başarılı geçmesini temenni ediyoruz.
Bilhassa TRT1’deki yorumları ülkenin 81 vilayetinde ilgi ile izlenip, takip ediliyor. Sanıyorum Rıdvan Dilmen’in NTV’deki %100 futbol programı ile ülkeminiz en çok seyredilen futbol – yorum programıdır. Şimdi gelelim Hakan Şükür nereye vuruyor ve neden yer yerinden oynuyor diye attığım başlığa. Hakan Şükür vefasızlığa vuruyor, Hakan Şükür akılsızlığa vuruyor, nankörlüğe vuruyor, beceriksizliğe, duygusuzluğa vuruyor. Ve Hakan Şükür vurdukça Galatasaray sarsılıyor. Gündeme bomba gibi düşen açıklamalar hem camiayı hem yönetimi hem de taraftar kitlesini sarsıyor. Manevi olarak taş üstünde taş bırakmıyor.
Peki niye vuruyor Hakan Şükür? Niye konuşuyor? Neden iki senedir sustuda şimdi konuşuyor? Acaba zayıf anınımı bekledi yoksa konuşma zamanı mı şimdi? Evet hiçbirisi değil tabii ki! O bir Galatasaray taraftarıdır aynı zamanda. Tıpkı çocukluğunda ki gibi… Bayrağını kapıp Adapazarı’ndan maça geldiği çocukluk günlerinde ki gibi… O… hala bir Galatasaray taraftarı… Asla Galatasaray’ın kötülüğüne konuşmaz. Asla şahsi menfaatini Galatasaray’ın menfaatlerinin üstünde tutmaz. Ama konuştukça Galatasaray’ın sarsılmaya başlaması onun haklılığını gösteriyor. Başta kendisi olmak üzere Hasan Şaş’ın 1996 – 2000’deki 4 yılı, 2002’deki Hasan Şaş’ın, 2006’daki yine Hakan şükür ve Hasan Şaş’ın, 2008’deki yine bu muhteşem ikilinin kazanılan şampiyonluklardaki başrollerinin neden 2008’den itibaren istenmediğini konuşuyor ve yazıyor.
Şimdi gelelim tekrar 2008 yazı başına. 2008 yılında Galatasaray 11 yerli futbolcusu ile şampiyon olduğunda bir gerçek yine ortaya çıkmıştı. Galatasaray’ın ağır ağabeyleri Hakan Şükür ve Hasan Şaş’ın önderliğinde bir şampiyonluk daha kazanmışlardı. Hem de başlarında yabancı hoca olmadan ve Cevat Güler hocamızla. O zamanda tribünler bu şampiyonluğun nereden geldiğini çok iyi biliyorlardı. Ancak yönetim tercihini Hakan Şükür’ün yollanmasına, (jübile ile de olsa) kullanmıştı. Bunun üzerine de yıllardır Galatasaray tribünlerinin dillerinden düşmeyen “Kral Hakan Şükür… Seni çekemeyen bütün….’in suratına tükür….tezahuratı 2008 – 2009 (yani Skibbe ile başlayan)” sezonunun ilk haftalarına damga vurmuştur. Hakan Şükür çok başarılı olduğu halde 2008 – 2009 sezonunda son olarak oynaması istenmemişti. Bir de bu tezahuratları susturmak gerekiyordu. Taraftarın içinden gelen Sayın Haldun Üstünel tribüne çıktı ve belli taahhütler karşılığında bu tezahuratı susturdu. Taraftarda Hakan Şükür’ü kalbine gömdü. Yalnız Hamburg mağlubiyeti sonrası Hasan Şaş’ı yuhalamalarıda son maçın mağlubiyetinin stresinden ve üzüntüsünden olmuştu. Derken Galatasaray 135.000.000 Euroluk yatırımı ile 2008 – 2009 sezonunu ve 2009 – 2010 (3. veya 4.) bitiriyordu. Ama taraftar halinden memnun gibi ligin son Sivasspor maçında 5nci bitiren takımını tribüne çağırıyordu. Bunlar çok güzel, ama aynı taraftar ligi 2nci bitiren takım zamanında neden Rahmetli Özhan Başkanı ve yönetimi protesto ediyorlardı. Taraftar acaba konsepti mi değişmişti? Uslanmış ve efendi!!! mi olmuştu? Yoksa taraftara eski açığı bedava mı vermişlerdi? Haldun ağabeyleri onlara kıyak mı geçmişti? Taraftarda ki bu değişimin sebebi ne idi? Üstelik her başarıda ortada boy gösteren Sayın Haldun Üstünel bu başarısızlıklarda nerede idi? Hani en büyük transfer Haldun Üstünel idi. Nerede şimdi?
Hasan Şaş soruyor! Florya da petrol mü buldunuz diyor? Biz aç karnına top oynarken bulunmayan paralar. Biz parasız UEFA kupası ve Fenerbahçe’nin elinden 2002 – 2006 – 2008 şampiyonluk kupaları alınırken nerede idi bu paralar!!!
Haksız mı Hasan Şaş? Şimdi de Mehmet Topal’ı, Servet Çetin’i satıp Elona ile Jo’ya para ödeyeceksiniz? Yoksa Leo Franco’ya mı? Galatasaray 2008’de Aykutla şampiyon olmuştu. Yedeği de Fevzi idi. Haydi Ufuk’u aldınız, daha kimsenin arayışa girmemesi gerekir. Mehmet Topal’ı, Servet Çetini satıp artık Avrupa’dan yeni salatalıklara yıllık 2-3 milyon Eurolar verme devri geçti. Ali Turan’ı da aldınız. Gökhan Zan ve Emre Güngör de var. Daha neyin Avrupa da stoperinin peşindesiniz. Yabancı menajerlere ödenecek komisyonlar mı var? Ayhan’ı kazanın tekrar. Ne orta sahası alacaksınız. Göbekte Ayhan – Mehmet Topal, Barış ve Mustafa Sarp var. Sağda Keita, Aydın Solda Arda ve Des Santos var. Forvette Joa’nın yerine Milan Baros’a bir partner bulun.
Forvet arkasında da Kewel ve Emre Çolakla yolunuza devam edin. İstikrarı koruyun. Paraları çar çur etmeyin. Sanki Hakan Şükür bunların feryadı içinde!
Öylemi sevgili Hakan? Bize buradan öyle gibi geliyor.
Facebook Yorum
Yorum Yazın