Şu meşhur evlenme programlarını seyredip duruyorum. Hani hoşuma gitmiyor desem yalan olur. Eğleniyorum. Öte yandan ciddi ciddi toplum gerçeklerini görüyorum. Bundan 10 sene evvel, biri çıkıp; “insanlar 10 sene sonra televizyona çıkıp kısmetlerini arayıp bulacaklar” dese kesinlikle inanmazdım.
Değerler değişti. Belki de imkânlar değişti. Ya da görüşler… Ne derseniz deyin. Amaç aile kurmak, çoğalmak, yeni nesiller ile soyun devamını sağlamak ve bunun için de iyi anlaşmak, saygı ve sevgi bütünlüğü ile aileyi ayakta tutmak ki o nesilleri sağlıklı ruh halleri ile geleceğe teslim etmek… Amaç budur işte. Hem de en yalın haliyle, budur.
Eski Türklerde, Deli Dumrul hikâyesinde, karı ile kocanın birbirlerine karşı bağlılıkları¬nı gösteren dil ve üslûba, belki dünya edebiyatında bile rastlanılamazken şimdi, evlilik neredeyse ticaret halini aldı.
İnsanlar birbirlerine emekli aylıklarının olup olmadığını soruyorlar. Daha genç olanların derdi ev-araba sahibi biriyle dünya evine girmek. Hadi yaşlıları anlıyorum. En azından asgari yaşam için gereken emekliliği soruyorlar ama ya gençler? Oysa evlilik sevgi ile birlikte bir şeyleri paylaşmak ve başarmaktır…
Prof. Dr. Yunus Çengel bir yazısında şöyle diyor: Almanya’da 1980-2000 yılları arasında evlilik üzerine yapılan araştırmalar göstermiştir ki, evli kişiler genellikle diğer insanlardan daha mutlular. Diğer kişi için, bir şeyler yapma isteği mutluluk için çok olumlu bir şeydir.
En mutlu evlilikler de vermeye dayalı olanlardır. Pazarlığa dayalı (sen şunu yaparsan, ben de bunu yaparım) evlilikler çok daha az tatmin edicidir.
Birçok araştırma, dindar insanların mutluluk seviyesinin diğer insanlara kıyasla daha yüksek olduğunu gösteriyor. Zannedilenin aksine, kendilerinden çok, başkalarını düşünenler de daha mutlular.
Hatta bir görüşe göre mutluluğun sırrı, kişinin kendi yerine kendinden daha büyük bir şeyle (aile, etkinlik, ideal, vs ) meşgul olması ve kendini onda kaybetmesidir. Yani menfaat ve ben odaklı materyalist görüşe sırtını çevirmesidir.
Sözü uzatmanın anlamı yok dostlar. Eş seçimi çok önemli. Her ne kadar televizyondaki evlilik programları hakkında çok ahkâm kesmeye hakkım yoksa da fikrim bu konuda daha dikkatli davranılmasından yana. Ömür boyu hem kendinize, hem eşinize, hem de evlatlarınıza acı çektirmemek için sakin ve doğru kararlar alın/aldırtın.
Şimdilik izninizle,
Aşk’ınız daim olsun, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Değerler değişti. Belki de imkânlar değişti. Ya da görüşler… Ne derseniz deyin. Amaç aile kurmak, çoğalmak, yeni nesiller ile soyun devamını sağlamak ve bunun için de iyi anlaşmak, saygı ve sevgi bütünlüğü ile aileyi ayakta tutmak ki o nesilleri sağlıklı ruh halleri ile geleceğe teslim etmek… Amaç budur işte. Hem de en yalın haliyle, budur.
Eski Türklerde, Deli Dumrul hikâyesinde, karı ile kocanın birbirlerine karşı bağlılıkları¬nı gösteren dil ve üslûba, belki dünya edebiyatında bile rastlanılamazken şimdi, evlilik neredeyse ticaret halini aldı.
İnsanlar birbirlerine emekli aylıklarının olup olmadığını soruyorlar. Daha genç olanların derdi ev-araba sahibi biriyle dünya evine girmek. Hadi yaşlıları anlıyorum. En azından asgari yaşam için gereken emekliliği soruyorlar ama ya gençler? Oysa evlilik sevgi ile birlikte bir şeyleri paylaşmak ve başarmaktır…
Prof. Dr. Yunus Çengel bir yazısında şöyle diyor: Almanya’da 1980-2000 yılları arasında evlilik üzerine yapılan araştırmalar göstermiştir ki, evli kişiler genellikle diğer insanlardan daha mutlular. Diğer kişi için, bir şeyler yapma isteği mutluluk için çok olumlu bir şeydir.
En mutlu evlilikler de vermeye dayalı olanlardır. Pazarlığa dayalı (sen şunu yaparsan, ben de bunu yaparım) evlilikler çok daha az tatmin edicidir.
Birçok araştırma, dindar insanların mutluluk seviyesinin diğer insanlara kıyasla daha yüksek olduğunu gösteriyor. Zannedilenin aksine, kendilerinden çok, başkalarını düşünenler de daha mutlular.
Hatta bir görüşe göre mutluluğun sırrı, kişinin kendi yerine kendinden daha büyük bir şeyle (aile, etkinlik, ideal, vs ) meşgul olması ve kendini onda kaybetmesidir. Yani menfaat ve ben odaklı materyalist görüşe sırtını çevirmesidir.
Sözü uzatmanın anlamı yok dostlar. Eş seçimi çok önemli. Her ne kadar televizyondaki evlilik programları hakkında çok ahkâm kesmeye hakkım yoksa da fikrim bu konuda daha dikkatli davranılmasından yana. Ömür boyu hem kendinize, hem eşinize, hem de evlatlarınıza acı çektirmemek için sakin ve doğru kararlar alın/aldırtın.
Şimdilik izninizle,
Aşk’ınız daim olsun, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Facebook Yorum
Yorum Yazın