Zeliha ÖZTÜRK

Zeliha ÖZTÜRK

Mail: yazarlar27@teknikelektrik.com

Güzel Şeyler Söylemek Lazım …

Güzel  olana hüsnü zan etmek kolaydır… Güzel düşünmek, güzel konuşmak, güzel davranmak hiç kuşkusuz getirisi güzel olan sonuçlar doğurur… Güzellik aslında göremediklerimizin, düşünemediklerimizin ardında saklı bir bahçe. Bu fakir de yıllardır figan eder durur yalnızlığından, biçareliğinden. 


Birgün arkadaşım ile hasbihal ederken  karşıcinsle olan imtihanlarımda gerek babam, gerek ağabeyim, gerek çocuklarımın babası konumundaki zat ile yaşadığım acılı ve kederli yıllarımın bana bir rahmet olduğunu söyleyiverdi. Rabbin seni tek başına görmek istiyor, aynı Hz. Rabia’nın hayatındaki adanmışlık, teslimiyet ve takva çizgisindeki gibi… Bu sözler kalbimde hadsiz bir heyecan yaratmıştı. Haddim olmayan bir paye çıkartmaktan Rabbime sığınarak, o günden sonra Hz. Rabia ile ilgili okunmadık bir takvim yazısı bile bırakmadım. Kendimi o değerli şahsiyetin kıyısında oyalanan bir zavallı gibi görsem de, içime su serpen tarafı şu oldu esasında: Yalnızlığımın takdir edildiği ilahi lütuf ve bu pencereden bakabilmek…


Süfyan-ı Servî Hazretleri k.s. bir gün Hz. Rabia Hatun’un yanında “Ey Allahım bizden razı ol” diye dua eder. Bunun üzerine Hz. Rabia k.s. şöyle der: “Sen Allah’tan razı olmadığın halde O’nun rızasını istemekten utanmıyor musun?” Süfyan-ı Servî mahcup bir edayla sorar: “Kul Allah’tan nasıl razı olur?” Rabia Hatun şöyle cevap verir: “Kulun musibete sevinmesi, nimete sevinmesi gibi olduğunda Allah’tan razı olur.”


Yine bir keresinde Hasan-ı Basrî hazretleri kendisini ziyârete gelmişti. Kulübesinin kapısında, zenginlerden birinin ağladığını gördü. "Niçin ağlıyorsunuz?" diye sordu. O zengin; "Zühd ve kerem sahibi şu hâtun olmasa, halk mahv olur. O, zamânın bereketidir. Ona bir miktar yardımım olsun diye şu keseyi getirdim. Fakat kabûl etmez diye ağlıyorum. Bunu ona verseniz, belki sizin hatırınız için kabûl eder" dedi. Hasan-ı Basrî hazretleri içeri girip olanları bildirince, Râbia-tül Adeviyye buyurdu ki: "Ben bu dünyâlıkları bunların hakîkî sâhibi olan Allahü Teâlâ’dan istemeğe utanır iken başkasından nasıl alırım? Allahü Teâlâ bu dünyâda, kendisini inkâr edenlerin bile rızkını verirken, kalbi O'nun muhabbetiyle yanan birinin rızkını vermez mi zannediyorsunuz? O kimseye selâmımızı söyle. Kalbi mahzûn olmasın. Biz Allahü Teâlâ’dan başkasından bir şey almamaya ahdettik.”


‘Herşeyi Allah’tan iste ki Allah seni sevsin; bir şeyi insanlardan isteme ki insanlar seni sevsin’ diyen  bir büyüğümüz  gibi isteklerin sonu ve sınırı olmayan bu kısa hayatta, istemenin ötesinde bir verme düsturu ile yaşatsın bizleri Rabbim. Vermek,  Allah ahlakıdır. Veren el, alan elden hayırlı şiarıyla  yaşamak ve yaşatmak idealiyle sizleri Allaha emanet ediyorum … 


Dualarda buluşmak niyazıyla…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar