GÜNEŞİ GÖRDÜN’ DE NE OLDU?

Geçtiğimiz aylarda Berlin’de birkaç gün geçirirken orada arkadaşlarla sinemaya gitmiştik. Orada hangi filme gidelim derken afişlerden “Güneşi Gördüm” filmini gördük ve o salona girdik. Film başladı… Doğu’daki güvenlik olayları ve genelde kürt sorununu işliyordu. Film bu minvalde devam ederken başrolü oynayan Mahsun Kırmızıgül ‘ün kardeşlerinden bir tanesi yumuşak bir delikanlı. Kadınsı hareketlerde filan bulunuyor. Televizyonda çıkan kadın şarkıcıların taklidini yapıyor. Ağabeyleri de onu devamlı uyarıyor hatta dövüyor. Ama aynı tavırlara içinden gelerek veya başka sebeplerle devam ediyor.

Filmin devamında ağırlıklı kürt sorunu işleniyor gibi gözükse de ağırlık bu çocuğun kadınsı hareketleri. Neyse aile İstanbul’a geliyor ve Beyoğlu’na yerleşiyor. Tabii bizim yumuşak delikanlı da Beyoğlu’nda Travestilerle (yani ib..lerle) tanışıyor. Artık o yolun yolcusu oluyor. Sözde ağabeyleri de bunu namus davası yaparken onu vurup öldürüyorlar. En son buldukları yer bu eşcinsellerin parayla fuhuş yaptıkları yer oluyor. Orda bulup başka yerde buluşup öldürüyorlar. Tabii ki dramatik bir son. Mahsun ve öbür taşfırın kardeşi kardaaş…. kardaaş…. diye ağlıyorlar öldürdükten sonra. Şimdi ben filmin kürt sorunu veya demokratik açılım penceresinden bakmayacağım.

Biliyorsunuz Avrupa Birliği eşcinselliği (ib..liği) öven, yayan, propaganda eden filmlere özel para desteği sağlıyor. Muhtemelen bu filmde maddi yardım aldı. Zaten Oscar’a aday adayı olması şüphelerimi haklı çıkardı. Ezelden beri Avrupa Birliği veya sosyal kurumları ne zaman bir filmimize, yazarımıza ödül vermişse ben hep şüphe ile yaklaşmışımdır. 70’li yıllarda da milletin inançlarına, kültürüne dinine imanına hakaret eden film ve yapıtlara ödül verilirdi. Çok şükür şimdi dine hakaret yapacak pek cesaret yok kimsede ama yine de manevi değerlere ve insanlığın temel ilkelerine aykırı saldırılar yapılıyor. Ya da evet ya da … eşcinselliği ve fuhşu yayıcı yapıtlar ödül alıyor. Ben bu arada bir şeyin altını çizmek istiyorum. Eşcinsellik, travestilik, transseksüel, biseksüel gibi kavramlar kullanılarak sanki bu işi yapanlara bir paye verilmek isteniyor. Yani Ordinaryus veya Profesör der gibi. Arkadaşlar tarihimiz boyunca bu işi yapanlara atalarımız ibne demiştir. Lütfen bu ismi kullanalım. Bu küfür değildir. Bir sıfattır ve bu işi yapanlara verilen addır. Yoksa çocuklarımızı bu illetten nasıl soğutacağız. Değişik, asortik isimler verilerek yapılan çirkinliği gizlememeliyiz. Zavallı Mahsun da bu işin bir parçası olmuş ve kendisine Oscar’ın verilmesini beklemektedir. Belki de Oscar kendisine verilecektir ama bu memlekette ib..liği yaygınlaştırmak ve meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.