Biliyorum şike meselesi çok can sıktı. Aslında bu konuda hiç yazmak istemiyorum. Ama Türk Futbolunun şu an geldiği duruma bakınca konuya değinmeden geçmek olmuyor.
Bir tarafta kalitesi her geçen gün düşen Türk Futbolu, bir tarafta şike sayesinde şampiyonluğu gasp edilen Trabzonspor var. Bir tarafta da kendilerini sürekli haklı gören, şikeci olduğu yargıdan, UEFA’dan, CAS’tan tescilli Fenerbahçe var. TFF ise bu kadar karara rağmen kendi almış olduğu yanlı kararı bir türlü bozmuyor. Anlamadığım şey bu kadar karara rağmen ne bekledikleri, kimden korktuklarıdır. Zamanında şike ile ilgili kararı adil bir şekilde vermiş olsalardı şu anda bu kargaşa ortamı olmayacaktı, belki Fenerbahçe bu sene yine şampiyon olacaktı. Aziz Yıldırım akıllı adam! Biliyor ki başarı varsa kirli çamaşırlar saklanır. Bu yüzden takıma ciddi yatırım yapıyor, sürekli başarılı olmasını sağlıyor. Böylece başarı durumunda taraftar o dönem ki kirli işlerden dolayı onu sorgulamıyor. Başarıyı bir nevi rüşvet olarak kullanıyor. Tersini düşünelim: Eğer bu şike sürecinden sonra Fenerbahçe sportif başarı elde edemeseydi hangi taraftar Aziz Yıldırım’ın arkasında dururdu? Güçlü olmak, başarılı olmak; haklı olmak mıdır?
Son günlerde Sivas başkanı çıkmış Trabzonspor’a iftiralarda bulunuyor. Fenerbahçe yönetimi de bunu destekler açıklamalar yapıyor. Yahu kardeşim, bunları siz yargıya, UEFA’ya, CAS’a anlattınız. Hatta kendinizi savunmak yerine, savunmanızın çoğunda Trabzonspor’u da suça ortak etmeye çalıştınız. Ama olmadı. Haksız olduğunuz tescillendi. Suçlu olarak çıktınız tüm savunmalarınızdan. Hapiste neden yattınız? Neden ceza aldınız? Kırmızı ışık cezası değildi herhalde. Temcit pilavı gibi aynı meseleleri sanki yeniymiş gibi basına servis ederek ne elde etmek istediğinizi sadece Trabzonspor taraftarı değil, tüm takımların taraftarları bilmektedir. Şimdi çıkmışlar yeniden yargılanma istiyorlar. Yeniden yargılansınlar. Şikeci oldukları bir daha tescil edilsin gerekirse. Bu iş Fenerbahçe’ye zarar verirken belki Aziz Yıldırım 1-2 sene daha hapse girmez. İş biraz daha soğutulur. Çünkü biz millet olarak unutmaya meyilliyiz. Ama ne kadar ertelenirse ertelensin işin sonu bellidir.
Bu süreçten en zararlı çıkan takım Trabzonspor olmuştur. Zamanında tescil edilmeyen şampiyonluktan dolayı kadrosunu elinde tutamamıştır. O kadronun asları sonraki dönemlerde Galatasaray’ı şampiyon yapmıştır. Eğer o kadro bozulmasaydı Trabzonspor sadece 2010-2011 döneminde değil, birkaç yıl daha şampiyonluğu kimseye bırakmazdı.
Başarının kaynağı Trabzon futbolunun kalbi olan Yavuz Selim Sahasında mevcuttur. Başka yerde aramaya gerek yok.
Trabzonspor için başarının tek tanımı şampiyonluktur. Şampiyonluk dışındaki hiç bir sonuç Trabzonspor için başarı olamaz. Bu yüzden bu sezon elde edilen lig 4.cülüğü başarı olarak değerlendirilemez. Sadece teselli olabilir.
Trabzonspor’umuzun başarı için çıkış noktası altyapıdır. Trabzonspor güçlü sermayeli takımlarla aynı yöntemi kullanarak başarılı olamaz. Takımın yıldızlarının altyapıdan çıkması şarttır. Yabancı transfer edilecekse Avrupa’da isim yapmış, futbolunun son dönemine gelmiş, fiyatı uygun, karakteri düzgün yıldız oyuncular alınmalı, bunların hem takıma katkısı düşünülürken hem de genç oyunculara tecrübelerinin aktarılması sağlanmalıdır ki Galatasaray’daki Hagi bunun için çok önemli bir örnektir ya da Şota gibi isimleri erken dönemde yakalayıp takıma entegre etmek lazımdır. Ama şampiyonluk gelecekse kadronun yarısının bölge insanlarından oluşması şarttır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın