O yazımı devre arası kampında oynanan Samsunspor hazırlık maçı sonrası yazmıştım. O maçta taraftarın oyunculara yönelik aleyhte tezahüratları beni çok rahatsız etmiş ve buna bir tepki olarak da o yazı gerçekleşmişti.
Dün akşam Kayseri maçı sonrası Aykut Kocaman, kendisine sorulan "Taraftarın etkisi" ile ilgili soruya şöyle cevap verdi; "Yeni Malatya maçı sonrası ben, yönetim ve futbolcular hepimiz şapkamızı önümüze koyduk. Birşeyleri değiştirmemiz gerektiğini düşündük. Sanırım aynı şekilde taraftarımızda bazı şeyleri değiştirmesi gerektiğini düşünmüş olacak ki, Manisa maçı ile değişim başladı"...
Evet, gerçekten işleyiş aynen böyle oldu. Yönetim sıcak temesa geçti, teknik kadro ipleri eline aldı, futbolcular Fenerbahçeli gibi oynamaya ve mücadele etmeye başladı. En sonunda da taraftar baskın etkisini ve sıcak müdahalesini gösterdi. İyi de takım böyle oynayıp mücadele ettiği sürece Konya seyircisi de Mersin İdman Yurdu seyircisi de bu desteği verir. Bugün taraftarın verdiği destek çok acaip, çok olağan üstü bir destek değil ki...
Benim geçen yazımda anlatmaya çalıştığım şey Fenerbahçe Taraftarı'nın diğer taraftarlardan farkının olduğuydu. Takımın kötü olması onların Fenerbahçe Aşkına etki edemez! Takımın mücadele gücünün düşük olması onların tezahürat gücünü düşüremez! Bilakis taraftarın ateşi, sahada mücadelesi düşük olan takımın mücadele gücünü yükseltir ve onlara azim verir!
Son dört maçtır takım ve taraftar bütün olmuş durumda. Her maç ayrı bir sinerji ile yola devam etmekte Fenerbahçe. Ama ben bu bütünlüğü sağlayanın Fenerbahçe taraftarı olmasını isterdim. Zira böyle olmaması benim "Takımın mücadele gücünün düşük olduğu bir maçta taraftarında destek gücünün düşük olması" olasığını aklımdan silememeye sebep oluyor...
Ben yine Büyük Fenerbahçe Taraftarı'nın o eski günlerine, takımın önüne çıkan o eski gücüne kavuşacağı günü bekliyor olacağım...
Facebook Yorum
Yorum Yazın