Geçen ayki yazımı yazdığımda enson Rize deplasman maçı oynanmıştı ve Galatasaray maçı uzatmalarda yediği iki golle mağlup bitirmişti. Bu mağlubiyet adeta Galatasaray için bir inişin başlangıcı oldu. Bu maç sonrasında Hamza Hocayı eleştirmiştim. Hamza Hoca’nın takımı kurtarmak adına birşeyler yapması gerektiğini söylemiştim. Bir sonraki hafta Galatasaray kendi sahasında üç defa öne geçtiği karşılaşmada yine uzatmada yediği gollerle 3-3 berabere kaldı. Galatasaray’ın sorunlarının bu maçta da devam etmesi bütün Galatasaraylıları çok üzdü. Herkes ne olacak derken Hamza Hoca’nın görevden alındığı haberi yansıdı medyaya. Artık Galatasaray için Hamza Yerlikaya dönemi sona ermişti. Hamza Hoca’nın görevine son verilmesine futbol kamuoyunun çoğundan tepki geldi. Birçok yorumcu ve futbol otoritesi bir senede üç kupa kazandıran Hamza Hoca’nın gönderilmesini bir vefasızlık ve yanlış karar olarak değerlendirdi. Türk antrenörlüğü adına ağıtlar yakanlar, sezon ortasında hocamı gönderilir diyenler vs..
Peki Hamza Hoca’nın gönderilmesi doğrumuydu?
Tabii bu sorunun cevabını net olarak kimse bilmiyor. Ancak bizim görebildiğimiz kadarıyla takım oyununda ciddi sorunlar vardı. Bu sorunların kaynağını irdelediğimizde takım içindeki arkadaşlıktan tutunda, kadronun yetersiz olması, oyun sisteminindeki eksiklikler, Hocanın oyunu iyi okuyamayışı hepsini sayabiliriz. Hamza Hoca insan olarak dört dörtlük efendi çok iyi bir insan. Bunu herkes kabul ediyor. Ancak gerek teknik yönetim olarak gerekse oyunu okuması açısından vasatı aşamamış birisi. Kendisinin iddaasız olması, belki de oyuncular üzerine yeterli otoriteyi kuramamış olması diğer bir konuydu. Takımın kondisyonun yetersiz olması bile onun takımı iyi çalıştıramadığına bir delil. Ben açıkçası onun gönderilmesine karşı çıkanlardan değilim. Çünkü Hamza Hoca takımın problemlerini gideremedi. Takım içindeki bazı huzursuzluklar belkide sadece Hocanın çözebileceği problem deildir. Ancak daha etkin olabilirdi.
Nihayetinde Hamza Hoca gönderildi ve yerine Türkiye’nin yetiştirdiği en tecrübeli teknik adamlarından biri olan Mustafa Denizli göreve getirildi. Mustafa Hoca’nın göreve gelir gelmez dikkatimi çeken en önemli tavrı iddaalı açıklamaları oldu. Bu açıklamalarla adeta takıma kaybetmiş olduğu özgüvenini tekrardan geri getirmeye çalışıyordu. Mustafa Hoca kendine güvenini kaybetmiş, kadrosu yetersiz, problemleri olan bu takımı kısa bir sürede düzeltmek için elinde sihirli değnek yok. Sorunları zaman içersinde çözmeye çalışacaktır. Kendisinin çok tecrübeli oluşu ve Türk futbolcusunu ve futbolunu iyi tanıması Galatasaray için bir avantaj.
Kendisi öncelikle arkadaşlığı huzuru temin etmesi gerekir. Bunu belkide birkaç oyuncuyu göndererek yahut onları takımda tutup takım ruhunu yeniden sağlayabilmesiylede mümkün. Devre arası takımın transfer yapması gerekecektir. Önliberoda, sağbekte ve forvette takımın eksiklikleri var. Devre arasında ne kadar iyi futbolcu bulunur bilinmez ama üç sene önce paralarını harhur eden Galatasaray’ın sezon başında kendisine yarayacak futbolcu almamış olması bir gerçek. Galatasaray elindeki kadrosu ve yeni eklenecek futbolcuları ile Denizli yönetiminde ligi en iyi noktada bitirmeye çalışacaktır. Buradaki enbüyük kazanç Denizli’nin tecrübesi ve iddalı bir insan oluşu. Şampiyonluk şansı çok az gözüksede Avrupa da iyi noktalara gelebilmek için mücadele verilmeli. Futbolcuların özgüvenleri ve birbirleriyle olan arkadaşlıkve takımdaşlık ilişkileri düzeltilmeye çalışılmalı. Eğer bunlar sağlanabilirse Galatasaray ligi ve Avrupayı bitirebileceği en iyi noktada bitirebilir.
Gelecek ay görüşmek dileğiyle
Facebook Yorum
Yorum Yazın