Geçenlerde çok değerli bir işadamı büyüğüm bana ilginç bir soru sordu? Hakan dedi siz futbol takımlarının nesini veya daha açıkcası neresini! Tutuyorsunuz?
Biran güldüm, sonra düşündüm. Gerçekten biz futbol veya başka bir spor kulüplerinin nerelerini tutuyorduk? Kuyruğunu mu, kulağını mı? Bu kadar kavgaya neden olan ne idi? Bu kadar tartışmaya, çekişmeye, para harcamaya değer mi idi acaba? Bu kadar stresi, performansı, maddi-manevi imkanları dünyada çekilen kıtlık, sefalet veya zorluklara harcasak daha iyi olmaz mı? Diye düşünmeden edemedim.
Hiç unutmam sanırım 2006 yılındaki Galatasaray – Tromso maçında idim. Numaralı tribünde tesadüf o zaman yönetici olmayan Sayın Abdurrahim Albayrak ile yan yana geldim. Maç meşhurdur hatırlarsanız berabere bitti ve Galatasaray, ilk maçı Norveç’in en kuzeyindeki bu ilginç kentinde kaybettiği için bu mütevazi Norveç takımına elendi. Stad da bir üzüntü falan ama yakınımdaki Abdurrahim Albayrak ağabeyi bir de ne halde göreyim! Fenalaştı ve kalp krizi geçirdi. Kendisini Ambulansla hastaneye zor ulaştırdılar. Hayatını güç kurtardılar.
Allah’ım! Ya Rabbim dedim kendi kendime. Futbol bu! Nihayetinde bir spor, bir oyun. Biri kazanıp biri kaybedecek bu oyunu. Acaba değer mi kalp krizi geçirecek kadar bu işi önemsemeye?
Yine acaba sevgili Abdurrahim Albayrak’a dese idik o anda “Şu anda İsrail’in insansız hava uçakları Filistin’in Gazze Şeridini bombaladı ve bu hava saldırısı sonucu 600’ü çocuk 1000 masum sivil öldü. ” Abdurrahim ağabey kalp krizi geçirir mi idi? Fenalaşır mı idi? Bu soruya vereceğimiz cevap sonucu futbol takımlarının nesini tutuyorsunuz diye soran değerli ağabeyimin de cevabı olacaktır.
Biran güldüm, sonra düşündüm. Gerçekten biz futbol veya başka bir spor kulüplerinin nerelerini tutuyorduk? Kuyruğunu mu, kulağını mı? Bu kadar kavgaya neden olan ne idi? Bu kadar tartışmaya, çekişmeye, para harcamaya değer mi idi acaba? Bu kadar stresi, performansı, maddi-manevi imkanları dünyada çekilen kıtlık, sefalet veya zorluklara harcasak daha iyi olmaz mı? Diye düşünmeden edemedim.
Hiç unutmam sanırım 2006 yılındaki Galatasaray – Tromso maçında idim. Numaralı tribünde tesadüf o zaman yönetici olmayan Sayın Abdurrahim Albayrak ile yan yana geldim. Maç meşhurdur hatırlarsanız berabere bitti ve Galatasaray, ilk maçı Norveç’in en kuzeyindeki bu ilginç kentinde kaybettiği için bu mütevazi Norveç takımına elendi. Stad da bir üzüntü falan ama yakınımdaki Abdurrahim Albayrak ağabeyi bir de ne halde göreyim! Fenalaştı ve kalp krizi geçirdi. Kendisini Ambulansla hastaneye zor ulaştırdılar. Hayatını güç kurtardılar.
Allah’ım! Ya Rabbim dedim kendi kendime. Futbol bu! Nihayetinde bir spor, bir oyun. Biri kazanıp biri kaybedecek bu oyunu. Acaba değer mi kalp krizi geçirecek kadar bu işi önemsemeye?
Yine acaba sevgili Abdurrahim Albayrak’a dese idik o anda “Şu anda İsrail’in insansız hava uçakları Filistin’in Gazze Şeridini bombaladı ve bu hava saldırısı sonucu 600’ü çocuk 1000 masum sivil öldü. ” Abdurrahim ağabey kalp krizi geçirir mi idi? Fenalaşır mı idi? Bu soruya vereceğimiz cevap sonucu futbol takımlarının nesini tutuyorsunuz diye soran değerli ağabeyimin de cevabı olacaktır.
Facebook Yorum
Yorum Yazın