Futbol Endüstrisi

Bu ayki Fenerbahçe yazısını tam yayına verirken Galatasaray - Real Madrid maçından sonra bu yazıyı yazmaktan vazgeçtim. Maçı seyrettim hatta gollerden sonra ve maç sonunda Galatasaraylı arkadaşlarla haddi aşmadan kızdırmak hoşuma gitti fakat Ülke Futbolu adına maçı kaybedişimizi hazmettiğim söylenemez. Tabi ki üzüldüm.

Geçenlerde yine elektrik sektöründen Galatasaraylı bir arkadaşımla şike sürecini değerlendirirken bir tespiti vardı çok dikkatimi çekmişti. O arkadaşım diyordu ki İddaa oyunu Türkiye de başladı işler değişti. Bu işte milyar dolarların döndüğü kulaklarıma geliyor. Zaten Futbol endüstrisinin kendisi forma reklamları, yayın gelirleri ve her türlü taraftar argümanıyla ayrı bir sektör oluşturmadı mı? Mesela bizim evde de hanım eşofmanın dan formasına kadar bana gıcıklık olsun diye sarı kırmızı renktedir. Çok fazlada futbola da ilgi duymaz. Futbolun kitleleri etkileyen bu kadar önemli rolü gereği biz ülkemizde en önemli spor branşında neden istikrarlı başarı elde edemiyoruz.

Bakıyorum milli takımda ve Türkiye liglerinde parlak kariyer gösteren futbolcuların maalesef Almanya, Hollanda, İngiltere gibi Avrupa altyapılarından yetişmiş Türk çocukları oluşturuyor. Bence bu kadar önemli bir sektör haline gelen futbolun altyapısının yeniden şekillendirilmesi oyunculara ve futbolun diğer aktörlerine karşı sabırlı olmamız gerektiğini ifade edebilirim. Yoksa daha çok Real Madrid’in arkasından bakıp dizlerimizi döveriz.

Fenerbahçe’ye de kısaca değinecek olursak ben bu kumaştan ancak bu elbise çıkar diyorum en son Kasımpaşa maçı da gösterdi ki artık büyük takımların artık garanti alacağı maç yoktur, diğer Anadolu takımları gibi Kasımpaşa da mahdut bütçeyle çok iyi takımlar yapabiliyorlar ve aşağı yukarı hepsinin tesisleri aynı seviyelerde yeter ki motivasyon ve çalışma olsun herkes bu konuda aynı şansa sahip.

Büyük kulüplerin sadece taraftar avantajı var. Futbol da güzel seyirli mutlu günlerin gelmesi umuduyla hepinize hayırlı işler dilerim