FENERBAHÇELİ OLMAK

Benden önceki nesil (ağabeyim hariç) Galatasaraylı. Hiç abartısız söylüyorum, hepsi Galatasaraylı. Babam, amcalarım, dayılarım hatta teyzelerim ve halalarım bile... Hatta hayatımda gördüğüm ilk stad da Ali Sami Yen Stadı'dır. Ağabeyimi Fenerbahçe'ye kaptıran babam beni kazanmak için çok çabalamıştır. Ancak babamın Galatasaray aşkı beni Galatasaraylı yapmaya yetmemiştir. Defalarca Sami Yen'e götürmüştür beni, her şirinliği yapmıştır ancak; yetmemiştir. Ben Kadıköy'de doğdum ve büyüdüm. Fenerbahçe Stadı'nın sesine aşinadır kulağım. Sami Yen'de bulamamıştım o tutkuyu bir türlü...

1982/83 Sezonunda babamdan habersiz ağabeyim ile gizlice ilk Fenerbahçe Stadı firarım oldu. O sene kupayı alan Mersin İdman Yurdu ile lig maçıydı. Sabahın köründe stadın önünde girdik kuyruğa. Halbuki Sami Yen de babam beni hiç kuyruğa falan sokmamıştı. Çok daha kolay olmuştu girişimiz her defasında. Numaralı tribünde seyretmiştik çünkü babamla. Oysa abimle şimdiki ismi Migros Tribün olan Yeni Açık ta seyredecektik maçı... Binbir güçlükle girdik içeri. Omuzlarda ilerlediğimi dün gibi hatırlıyorum... Deli divane bir coşku, insanların içine sığdıramadığı bir tutku vardı ortalıkta... Takımın sahaya çıkışını hiç unutamadım. Etrafımdakileri izlemek istedim ama renklerden gözümü alamıyordum... "Fenerlisin di mi? Fenerlisin sen di mi?" dedi ağabeyim... Oysa ben stada girmeden "işte bu!!!" demiştim bile... Ve o günün akşamında babamla konuştum... Ona böyle anlatamadım hiçbir zaman. Üzülmesin diye... Ama ona "Galatasaray'ı sevmiyorum" dedim bir nefeste... Onun için ne kadar önemli olduğunu bildiğim halde... Onu üzeceğimi, onu kıracağımı bile bile söyledim, başımı kaldırmadan... "Bir daha noolur beni oraya (Sami Yen) götürme baba" dedim... "6 kere gittim baba, sevmiyorum, valla sevmiyorum" dedim... Babamı kırmak pahasına söyledim bunları ve bir daha Sami Yen'in numaralısına hiç gitmedim. Babam numaralıda iken ben bize ayrılan yerde sarı lacivert formamla izledim Fenerbahçemin Galatasaray maçlarını... 

Bugünlerde Fenerbahçe'nin o taraftar kimliğini özler oldum... Skoru umursamadan bağıran, tezahürat yapan, coşkusunu yitirmeyen, takımını destekleyen, o gönül verdiğimiz Sarı-Lacivert renkleri sırtına geçiren herkes için besteler düzenleyen kimliği özler oldum...Evet takım iyi top oynamıyor... Evet takımın coşkusu yeterli değil... Evet istenilen skorlar alınamıyor... Ama size ne oldu be kardeşim? Ya da bize nooldu be kardeşim? Nedir bu salak saçma tepkiler? Nedir bu yarını düşünmeden, o anı berbat eden tepkiler? Şundan 10 sene önce bana "Kaleciye geri pas verdi diye Fenerbahçeli bir futbolcuyu yuhalamak" deseydiniz her yerimle gülerdim size... Bugün şu yaşananlara bakın... "Taraftar haklıdır" diye birşey tutturmuş gidiyorlar! Ne haklısı, hatta ne taraftarı? Kendi takımının formasını giyen, üstelik hala lig devam ederken yani daha o formayı giyecek olan bir futbolcuya yuh denir mi Allah aşkına? Playstation da oyun oynuyorlar sanki. Hemen o adamı çıkarıp yerine başkasını alacak, sonra bir sonraki maç nasıl olsa daha iyi olacak??? Bunlar insan, insan! Bunlar bir sonraki maçta nasıl tekrar aynı motive ile çıkabilecek maça hiç mi düşünmüyorsunuz? Bu gerizekalı tepkiler şu an Galatasarayda da, Beşiktaşta da mevcut. Ama beni Fenerbahçem ilgilendirdiği için bunları söyledim. Sırf bu tepkileri görmemek için stada gitmekten imtina eder oldum. Lütfen; lütfen FENERBAHÇELİ olun arkadaşlar... Sizden sadece bunu istiyorum...