Güzel fikri olan kadın ve güzel fikirler geliştiren insanlar ile Kayseri yakında, tüm insanlar için güzel yaşam ortamı oluşturacak.
Tarihte kadın toplumun ana öğesidir. Ona ulaşmayan herhangi bir fikir, yaklaşım hayat alanı bulamaz. Kadın sadece var olduğu ailenin içinde değil toplumda da değişimin taşıyıcısıdır.
Osmanlı Devleti’nden Önce ve sonra (Kayseri`de) Müslüman Türk Devletlerinde Kadının Sosyal Statüsü Kadın haklarının Anadolu Selçuklular ve Beylikleri döneminde, günümüzden daha ileri düzeyde olduğunu, kadın Valilerin görev yaptıklarını, yurt dışına elçi gönderdiklerini, medrese, şifahane (Gevher Nesibe) ve hamam yaptırarak eğitim ve sağlık alanlarında önemli katkılarda bulunduklarını biliyoruz.
Bizden daha ileride yaşayan bir kaç kadından örnek verecek olursak, Fütüvvetnâme, şecerenâme, seyahatnâme ve bazı arşiv belgelerinde adı geçen kadınlar ise Fütüvvetin teşkilâtlandığı dönemlere ait simalardır. Has Melek Binti Seyyidi’l-Fütüvve Ahi Ramazan, Kız Bacı, Ahi Ana, Ahi İslâm zevcesi Ahi Fatma, Sakari Hatun, Hacı Fatma ve Taga Hatun Kayseri’de Alâeddin Eratna Bey’in eşidir.
Osmanlı Kıyafet konusunda devlet, bugünkü Türkiye’de, İran’da ve başka bazı ülkelerde olduğu gibi, belirli kıyafetlerin giyilmesi konusunda halkı zorlamaz (başını aç ya da kapa demez, bunlar doğal süreç içinde oluşurdu) kendi dinî yahut millî tercihini dayatmazdı. Osmanlı Devleti’ni yönetenler, kılık kıyafeti değil, insanı esas alırdı. Bu konuda din farkı gözetilmezdi. Hangi dinden olursa olsun, insana hizmetin yüceliğine inanılırdı.
Ayrıca kadına kutsallık katan töreye göre, dövülmesi, horlanması veya itilip kakılması mümkün değildir. Türk destanlarında kadın daima erkeğinin yanındadır. Onların güç ve ilham kaynağıdır. “Evrensel devlet” olmanın yolunun çok kültürlülükten geçtiği, bunun ise hoşgörü kaynaklı olduğu bilinirdi…
1678 yıllarında Osmanlıda el sanatlarına gelince, şehirlerdeki ve kırsal bölgelerdeki kadınlar temelde tekstil imalatının değişik aşamalarıyla ilgili el işleriyle uğraşmaktaydılar. Mum üretimi, ev aletlerinin imali, iplik eğirme, ekmek ve diğer yiyeceklerin hazırlanması gibi alanlarda, kadınlarının ürettiği ve para kazanabildiği kanıtı bulunmaktadır.
Osmanlı kıyafetlerinde ipekli kumaşlar, sırma püsküller, elmas veya gümüş düğmeler, o güzelim kumaşlardan yapılan kaftanlar ise kadını kadın yapardı. Osmanlı kadını saygı duyulan bir kadındı.
Ailevi sorunlarda ise 1800. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde gözlemlerde bulunan Lady Montaqu bir mektubunda söyle söylemektedir: “Türk kadınlarının kocalarının hıncından korkacak bir şeyleri yoktur. Zira bu hanımlar zengindirler, kendi paraları vardır. Boşanma halinde, kendilerine verilmesi gereken ek bir meblağla, bunu alıp götürmektedirler.
Türk kadınlarının tümüyle imparatorluğun yegâne özgür halkı olduğunu düşünüyorum.” diye yazmıştır. Boşanma isteği ile başvuran ilk kadın Kayseri` de kayıtlara geçmiştir.
İnsanı esas alan Osmanlı Sitemlerinden örneğin sadaka taşları, şöhret bulan zimem defterleri. İnsanın sıkıntılarına yardım eden yönetimdekiler, zenginler ve esnaflar ev, ev dolaşır ve kimsesiz zorda olan fakir insanlara yardım ederlermiş.
Sosyal yardımlaşma kurumları ile Osmanlı Devleti birlikte çalışırmış, insanın insana yardım etme sistemini çok güzel kurmuşlardır.
Günümüzde insanların sadece 1% iyi yiyor ve iyi yaşıyor diğer 99% yiyecekleri, giyecekleri yok, iyi bir evleri yok, maddi sıkıntıdan dolayı okuyamıyorlar. Bunun böyle olduğunu anlamak çok basit, kenar mahallelerde ve gecekondularda insanların evlerini ziyaret ederek durumlarını görerek bu insanlara herkes yardım edebilir.
Padişahlar burunları havada olsun diye Padişahlık yapmamışlar.
Padişahlar “Allah Subhana bize bu makamın hesabını sorarsa ne cevap veririm” diye düşünmüşlerdir ve halka, hakkı ile görevlerini yerine getirmişlerdir.
Yöneticiler burnu havada olsun diye değil, yönetici dediğimiz insan, insanların faydası için çalışır. Bu zorlukta olan insanlar bizim insanlarımız, yiyecek bulamıyorlar, giyecek bulamıyorlar, ısınmak için yakacak bulamıyorlar, okumak için para bulamıyorlar. Yani sadece temel ihtiyacını bulamayan insanlar büyük çoğunlukta.
Hz. Ömer efendimizin halifelik yaptığı dönemlerde bir gün, bir savaş esnasında biri ona tatlı gönderir. Hz. Ömer efendimiz sorar “Bu tatlıdan askerlerde yedimi” diye ve cevap olarak “Hayır efendim sadece size gönderildi” der tatlıyı getiren kişi. Hz. Ömer efendimiz “Askerler yiyemiyorsa bende yiyemem” der ve tatlıyı reddeder?
Güzel Fikirleri olan insanlarla Röportaj yapalım buyurun yola çıkalım.
Kayseri hayatını nasıl buluyorsunuz?
1.Çevre düzenlemesi hoş, zenginlere yönelik yatırımı iyi olan fakat iç organları yararlarla kaplı bir şehir Kayseri.
2. Aile ortamı için çok güzel bir şehir. Hala muhazafakar bir şehir. Bundan dolayı İstanbul da değil de burada yaşamayı tercih ettik. Kayseri gelenek ve göreneklerinin güzelliklerinin yanı sıra maalesef çok maskulin (erkecil)bir toplum ve bununla beraber bayanlara karşı caddede, kamu kuruluşlarında, bankada, pazarda, çok kaba davranıldığını söylemeden geçemeyeceğim.
3. Kayseri yaşanacak bir şehir. Gelişimi güzel, eski Kayseri kalmadı açıkcası.
4.Kayseri hayatı güzel olmakla beraber pek sosyal aktivitesi olmayan bir şehir. Geçmişe nazaren 5-6 yıl öncesine kadar sınıf arkadaşıma selam bile veremiyordum. Akşamları dışarı çıkamazdık, şimdi ise çıkabiliyoruz.
5.Fakirleri ciddiye almayan bir şehir benim için Kayseri. Kayseri`nin gelişimi güzel gözükse de bizler için güzel değil, yokluk içinde yaşamak dış güzellikleri görmemizi engelliyor.
6.Kayseri de hayat eskiye nazaren biraz daha iyi. Az da olsa bayanlara iş imkanı verildi buda gelir düzeyini yükseltti.
7.Kayseri sıkıcı bir şehir, bayanların rahat sohbet edeceği ortamlar yok. Örneğin bayanların hep bir araya gelipte biz şu işi yapıyoruz diye birbirlerini duyuracakları sohbet, muhabbet edecekleri bir ortam yok.
8. Erkeklerin hakim olduğu bu şehirde sırf bayanlara özel her şeyi olan temiz hijyenik bir Spor Complexi bile yok.
9.Kayseri`de sosyal hayat bu kadar tanınmasına rağmen fesah fersah geride. Zengin olup sözü geçebilecek kadınlar birbirlerine hava atma ile meşgulken erkekleri de sadece para kazanmakla meşgul.
10.Kadınlar erkeklerin izni olmadan hiçbir girişimde bulunamıyorlar .Kaç kadın kayda değer Kayseri toplumuna faydalı bir eser yaptırmış.
Modern hayat size göre Kayseri` de nasıl gelişiyor ve kadınlar ne düşünüyor?
1-Modern hayat henüz hayat bulamadı Kayseri`de, şiddet görüyoruz, yokluk içinde kıvranıyoruz, kölelik sisteminde çaresizce derdimizi kimseye anlatamıyoruz, haksızlık dediğimiz zaman, eşlerimizden ölümle tehtit ediliyoruz. Şimdi ben size soruyorum bu mu modern hayat?
2-Modern hayat bizim için değil de başkaları için gelişiyor. Bizim modern hayatı yaşamamız imkansız.
3-Modern hayat Kayseri `de, zengine saygı, fakirlere hiçbir saygı vermiyor, o kadarki okullarda bile hocalar durumu iyi olan veliler ile ilgileniyorlar. Bizler yoksullar her yerde dışlanıyoruz.
4-Bana göre modern hayat geri adım atıyor Kayseri`de. Belli bir tabaka dışında kadınlar kendini geliştiremiyor maalesef. O belli bir tabakanın da kızları üniversiteye gidiyor, bitiriyor, fakat çalıştırılmıyorlar. Sadece üniversiteli gelin oluyorlar. Toplum için faydalı şeyler yapacak kadınlar bu şekilde yok ediliyor.
5-Modern hayat yok Kayseri` de. Kayseri de kadına karşı çok şiddet var ve bunu yok etmeliler. Burada yaşayan erkeklerin kanundan korkuları yok
6-Modern Hayat Kayseri kadınları için iyi gelişmiyor, bunu görmek için kenar mahallelere gidip bakmanız yeterli.
7-Kayseri` nin modern hayatı güzel kıyafetlerle ölçülüyor, bilgi ile değil. Modern hayat Kayseri`de, güzel kıyafetler ile Kayseri Forumu gezmektir.
8-Modern hayat erkeklere iyi geliyor Kayseri de. Nerede modern zengin kadınlar ne yapıyorlar topluma faydalı. Genelde klasik Elitler birbirlerini ağırlıyorlar, birbirlerinin gönlünü hoş ediyorlar. Hepsi bu!
9-Bizim modern hayatı yaşamamız imkansız, bayanlar her yere rahatlıkla giremiyorlar.
10-Modern hayat fakire işlemiyor. Bir ekmek sofradan eksilsin diye kız çocuklarını hala 13-14 yaşında başlık parası karşılığı kızları şehirden köylere gelin veriyorlar. O çocuk orada nasıl bir hayat sürecek hiç düşünmüyorlar. Kayseri de bu konu hala çok yaygın.
Yönetim hakkında ne düşünüyorsunuz? Yönetimin yaptıkları hakkında ne düşünüyorsunuz?
1.Belli olmayan bir sınıflandırma var Kayseri de, yönetimde bunun içinde olmasa Millenium Çağında bu durumda olmazdık. Zenginin ayıbı, kusurları gözükmüyor.
2.Çoğunlukla maddi sıkıntı çeken insanlara aldırış etmeyen yönetim ve toplumumuz bunun bedelini bir gün çok ağır ödeyeceğini düşünüyorum.
3.Zengine yardımcı oluyorlar fakire yardımcı olmuyorlar, torpili olan yardım alıyor, fakir kimsesiz yine dışarıda kalıyor.
4.Özgür bir ortam yok. Bakanı öğretmeni tehdit eden, öğretmeni öğrenciyi tehdit eden bir sistemde yaşıyoruz. Araştıran ve sorgulayan, eleştiren, düşünebilen bir nesil istiyoruz fakat bu nasıl olacak?
5.Yönetim gelsin halimizi sorsun. Kaymakamlığa maddi olanaksızlıktan dolayı yapılan başvuru adreslerine, gitsinler görsünler ne haldeyiz ve torpilimiz yok diye bizi reddeden sistemin haksızlıklarını görsünler.
6.Benim gibi kadınlara yönetim yardımcı olamıyor, benim gibi kadınlar her zaman intiharın eşinde yaşıyorlar.
7.Yönetimin, kadınlar ve bilinçsiz insanlar için yaptıklarını yeterli bulmuyorum.
8.Kadınlar için yapılan etkinlikler elit tabakaya ulaşıyor bundan dolayı da hiç bir şey değişmiyor, çünkü sorun derin zeminde başlıyor.
9.Yönetim sadece erkeklere hak veriyorlar.
10.Yönetim dış ülkelere hava atma peşinde yatırımlar ile ilgileniyor, vatandaşını ciddiye alsaydı aldığı sorumluluğun bilincinden ve veballerinden dolayı geceleri uyuyamazdı.
Nelerin değişmesini istiyorsunuz? Şehri nasıl görmek istersiniz?Fikirleriniz nedir?
1.Baskıcı tutum ile sağlıklı nesiller yetiştiremiyoruz, bundan dolayı bu baskıcı tutumun değiştirilmesini istiyorum.
2.Refah seviyesi yüksek olan devletlerden örnek alıp uygulanmalı ve kadınların ekonomik güce artırmalı.
3.Profosyönel Ücretsiz Sorun Çözme Merkezleri acilen halka sunulmalıdır. Bilinçli bir topluma ihtiyaç var. Türkiye`nin genel problemi çocuklarımızın yetiştirilebilineceği eğitim merkezlerinin açılması. Çocuk ilkokula gidiyor sonra dershaneye. Hepimiz okuldaki eğitimin yetersiz olduğunu kabul ediyoruz ve dershaneye gönderiyoruz. Bu sistemde çocuklarımız sosyal hayattan uzak kalıyorlar. Büyüdüklerinde de iyi bir akla sahip olsalar da sorun çözemiyorlar en basit şeylerde nerede ne yapacaklarını bilmiyorlar.
4.Çocuğu olan herkese zorunlu eğitim kursları açılmalı ve problem yaşanan konularda aydınlatılmalılar. Zorunlu olmalı çünkü anneler, babalar böyle eğitimlere soğuklar.
5.Temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan ailelere çözüm üretsinler. Ezilmesin artık kadınlar iş imkanı sunsunlar.
6.Şiddete maruz kalan kadınlara büyük bir Plaza yaptırsınlar orada kendi ayakları üzerinde durana kadar koruma altında yaşasınlar. Aynı Plazanın belli katlarında meslek edindirilme kursları açılsın sigortacı, güzellik uzmanı, muasebeci gibi meslekler edindirilsin. Ve kendi ayakları üstünde duran özgüvenli gelecek nesilleri yetiştirecek sağlıklı bireyler oluşsun.
7.Erkeklere verilen hakları, hakları kısıtlanan bayanlara da vermelerini istiyorum. Şehrimizde kadınlara daha seviyeli bir yaklaşım tarzı istiyorum.
8.Bir bayana okuyamadı diye iş imkanları kısıtlamasınlar, öyle bir sistem yapsınlar ki, bayan evli olsa dahi ikinci eğitim sistemi yolu yapsınlar ve insanlar her branjda mesleki eğitimlerini alabilsinler. Eve katkıda bulunabilsinler.
9.Bu şehirde zengin fakir ayırımı yapılmasın. Zenginlere değil fakirlere şans verilsin. Zenginlerin maddi gücü olduğu için her yerde konuşma hakkına sahipler zaten. Fakirler her yerde konuşamıyor ve saygın insan olarak görülmüyorlar. Hastanelerde bile ayırdım yapılıyor. Fakirlere saygınlıklarını geri versinler.
10.Gelecek nesiller bu şehri canlandırsın fakirlik bitsin, çocuklarımızın çocukları bizim çektiklerimizi çekmesin. Biz kendimizin çektiğine dayansak bile çocuğumuzun çektiklerine dayanamıyoruz, kahroluyoruz. Buradan sesleniyorum yönetimdekilerine ’’Hiç çaresiz kaldınız mı evlatlarınız için’’? Kaldıysanız beni anlarsınız ve hemen bir şeyleri değiştirirsiniz ama eğer çaresiz kalmadıysanız bizi nasıl anlayabilirsiniz ki?
Modern hayattan daha da ilerdeymişiz, biz Selçuklu Türkleri, ve Osmanlı Medeniyeti. Biz Türklere göre değilmiş modern hayat. Modern hayat bize bir şey kazandırmamış, aksine kayıp ettirmiş.
Sonuç olarak şunu görmekteyiz:
Ortada kremalı bir pasta var, ve bu pastanın içi çürümüş, dışı ise krema ile kaplı, ve dışarıdan çok güzel ve hoş gözüküyor.
Bu durumda bugün güzel gözükse de her şey, ilerideki büyük kaosun habercisidir. Biz Türküz ve Türkler birbirine yardım eder ve milletini korur. Daha fazla geç kalmayalım bugün hemen yardım etmeye başlayalım..
Facebook Yorum
Yorum Yazın