Yazın en doruk noktasına geldiğimiz bu günlerde gündelik siyasetten gündemler açıp canınızı sıkmak istemem fakat hayatın akışı bizleri siyasetten de uzaklaştıramıyor. Seçimler bitti hatta İstanbul seçimlerini ikinci kez tekrarladık. Doğal olarak İstanbul seçmeninin sandığa yansıttığı iradeye saygımız var muhakkak. Yazın ortasında olmamıza rağmen bendeniz de Anadolu’nun bir köşesinde bir gölgede dinlenerek hayatımı idame ediyorum. Fakat İstanbul’dan kulağımızı çekmemizde mümkün değil son günlerde İstanbul’umu sellere kaptırınca ve seçilen Belediye Reisinin ‘de kirişi kırıp ortalarda görünmemesi ve sel kıyamet görüntüleri sonucu oluşan tantanadan sonra ciddiyetsiz açıklamalar da bulunması neticesinde İstanbul kimlere kaldı demeden edemiyor insan.
Şimdi diyeceksiniz ne alaka altyapı üst yapı önce yapılmıştı bu adamın suçu ne gibilerinden sıyırtma cevaplar kolayca yapıştırabiliriz mevcut durumun üzerine. Yalnız bu kadar olaydan sonra suçu kime ihale edeceğiz peki. O kolay canım tabiî ki bu olayların müsebbibi mevcut Belediye Reisini seçen seçmen. Tüm suçlu zavallı seçmen.
Neden mi?
Buna eski zamanlarda yaşanmış bir hikaye ile cevap verelim.
Padişah bir deniz seyahatinde acemi bir köleyle gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş geminin mihletini tutmamıştı. Ağlamaya,inlemeye başladı. Tir tir titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar ama bir türlü sakinleşmedi. Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz vaziyetteyken gemide bulunan yaşlı adam padişahın huzuruna çıktı, ‘’ Müsaade buyurursanız ben onu sustururum!’’ dedi. Padişah da ‘’ Lütfen lütfetmiş olursunuz!’’ dedi. Yaşlı adam emretti, köleyi denize attılar. Köle birkaç kere suya battı, çıktı. Sonra saçından yakaladılar, gemiden tarafa çektiler. Köle gemiye yaklaşınca iki eliyle dümene asıldı, oradan gemiye çıktı, bir köşede uslu uslu oturmaya başladı. Yaşlı adamın yaptığı iş padişahı hayrete düşürdü, ‘’ Bundaki hikmet nedir?’’ diye sordu. Yaşlı adam cevap verdi. ‘’ Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Gemideki selametin kıymetini bilmiyordu. İşte huzur ve saadet de böyledir. Bir felaket görmeyen kimse huzurun kıymetini bilemez.
Yani işin özeti bu cümlede gizli felaket görmeyen kimse huzurun kıymetini bilemez. Bir cümlede özetlersin hayatı. Fakat tüm bu yaşanmışlıklara rağmen insanlar hata yapabiliyorlar. Ya da hata da ısrar ediyorlar. Yazıyı da yine günlük siyasetle sonlayalım. Mevcut İstanbul Belediye Reisinin genel başkanı bir konuşma yapıyor akıllara zarar. Duyunca insan şoka giriyor inanamıyor videoyu ikinci kere izleme ihtiyacı duyuyor. Tüm Dünya basını ve özellikle Yunan basını her gün manşetlerden indirmiyorlar Türkler iki sismik sondaj gemisi ile Akdeniz’de aylardır fing atıyor diye nerede ise hüngür hüngür ağlayacaklar. Bizim Kemal Bey çıkıp diyor ki. Herkes Akdeniz’de petrol gaz arıyor biz neredeyiz? Türk devleti ne iş yapıyor? İşte insanın contaları yakası geliyor. Ne yapalım bizim suçumuz yok tüm suç bunlara oy veren seçmen de.
Hayırlı işler dileği ile Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Facebook Yorum
Yorum Yazın