Geçtiğimiz günlerde üç ayrı Alevi kurumuna saldırı yapıldı. Saldırgan kısa sürede yakalandı ve ilgili bakanlık tarafından olayın bir provokasyon olduğu, her yönüyle soruşturulacağı ifade edildi. Bu olaydan birkaç gün sonra Alevi Vakıfları Federasyonu İkinci Başkanı ve Kartal Cemevi Başkanı Selami Sarıtaş, motosikletli iki kişi tarafından saldırıya uğradı. Ancak faillerin yakalanmasıyla, bu olayın kişisel husumetten kaynaklı olduğu ortaya çıktı.
Art arda yaşanan olaylarda emniyetin hızlı hareket etmesi, bu durumlardan nemalanmak isteyenlerin hevesini kursağında bıraktı. Yakın tarihimizde çok sayıda örnekleri var. Maalesef Alevi-Sünni çatışması yaratmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Üstelik buna teşne bir hayli örgüt ve maalesef siyasi parti görünümlü terör örgütü sözcüleri mevcut. Öngörü ve basiretten yoksun ana muhalefetimiz de malumunuz! İşte bu yüzden hükümetin azami ölçüde dikkatli olması gerekiyor.
Emperyalizmin ‘böl, parçala ve yönet’ uygulamasının iştahla devam etmekte olduğu, hemen sınırımızdaki ülke örnekleriyle ortadadır. Ortadoğu’nun en güzel ülkelerinden Lübnan, Irak hatta Suriye gibi ülkeler, ileriyi göremeyen yönetimlerinin hataları yüzünden topraklarında büyük acılara ve yıkıma sebep oldular. Yine de eksiklerimize ve vizyonsuz muhalefetimize rağmen, o ülkelerin geçemediği birçok sınavı geçtik ve zoru geride bıraktık.
Dünya bir salgının ardından, savaşın da eklenmesiyle zor günler yaşarken biz de bundan nasibimizi aldık. Ekonomik sorunlarımız zamanla aşılacaktır; ancak bazı sorunlarımız bizim fay hatlarımız olarak kalmaya devam ettikçe, daima kullanılmaya açık olacaktır.
AK Parti Hükümet’leri, bu sorunların farkında olarak çözümden yana zemin yaratmada, müesses nizamın zorluklarına rağmen başarılı oldu. Kürt-Türk iç savaşı çıkarmak için uğraşan taşeron PKK, amacına ulaşamadı. Kürtleri manipüle etmek için kullandığı argümanlar da elinden alınınca asıl derdinin Kürtler olmadığı belli oldu. Zira sorunların kaynağı olanlarla ittifak eden PKK sözcüleri, o kaynakları artık “Demokrasi Güçleri” olarak tanımlayacak kadar arsızlaşıp ibretlik hale düştüler.
2009 yılından başlayarak Alevilerle ilgili ilk kez devlet nezdinde çalıştaylar yapılmış, kısa vadede sonuç alınamadıysa da karşılıklı empati sürecinin oluşması da bir kazanç olmuştur. Çeşitli nedenlerle yarım kalan bu süreç, özellikle son birkaç yıldır yeniden gündeme gelmiştir. Bir süredir Alevi cemaatinin temsilcileri ile Hükümet arasında görüşmeler devam etmekte ve Alevilerin talepleri üzerine çalışılmaktadır. 2019 yılında ülkemizin önerisi ile alınan kararla 2021 yılı, Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 750’nci yıldönümü, Yunus Emre’nin vefatının 700’üncü yıldönümü ve Ahi Evran’ın doğumunun 850’nci yıldönümü de UNESCO Anma ve Kutlama Yıldönümleri Programı’na alındı.
Bu yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nevşehir’de Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 751. Yıl Dönümü Anma Programı’na katılarak, yapılan çalışmalardan bahsedip güzel mesajlar verdi.
“Bu Kapı Sevgi, Barış, Kardeşlik, Muhabbet Kapısıdır” adlı etkinlikte Alevi- Bektaşi taleplerinin çoğunun karşılandığı ve çalışmaların devam ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki sorunları çözmede kararlı olduğu gözlendi. Biz sorunlarımızı çözer, istismar noktalarını ortadan kaldırırsak, art niyetli girişimlerin karşısında sağlam durabiliriz. Başka ülkemiz yok; kimsenin kimseden üstünlüğü de yok. Geçmiş hatalarımızdan ders alıp, kendimiz için istediğimizi başkası için de isteyerek huzur ve barış içinde yaşamayı başarmak zorundayız.
Facebook Yorum
Yorum Yazın