Farklılıklarımızdır Bizi Üstün Kılan

Ölüye olan saygımızdan dolayı konuşmayacağız dedik. Ancak, ölen kişi bahane edilerek inançlarımıza saldırılırsa bizim de ağzımız mühürlü kalmaz. Bu ülkede herkes ölüsüne ağlayabilmelidir. Dini mezhebi ideolojisi ne olursa olsun ama bunu başka inançlara düşmanlık haline getirmeden yapmalıdır. 1000 yıldır bu topraklarda hangi devleti kurmuşsak her çeşit inanç sahibi özgürce yaşamıştır yeter ki halkın ekseriyetinin inancına sövmesin. Sadece halkın ekseriyetinin değil azınlıklarında inancına sövemezsiniz. Hatta tek ferdi olmayan bir inanca da sövemezsiniz değil ki tüm milletinkine. Kimsenin müslüman olmak zorunluluğu yoktur bu ülkede. Din de zorlama yoktur ama hiç kimse de insanlarımızı katleden terörü destekleyemez! Herkesin Müslüman olma zorunluluğu yok ama herkesin milli olma zorunluluğu vardır. Kimse teröre destek veremez, övemez, ihanet edemez. Bedeli olur bunun. Bu Osmanlı’da da Selçuklu’da da böyle idi.. Kimseye din dayatmadık ama dinimizi de çiğnetmedik.. Devlete ihanet edeni ise bağışlamadı milletimiz. 


Geçtiğimiz günlerde vefat eden bir sanatçı için dilim varmıyor ölüye kötü söz söylemeye. Yakışmaz da bize ama ölünün ardına saklanarak üstümüze ateş edilmesini de kabul edemeyiz. Ömrünü halkımız ve halkımızın inancı ile savaşmış bir kişiyi bile tolere ediyoruz salt ölüye olan saygımızdan dolayı ama yandaşları da haddini bilsin. 


Müslümanlar bu ülkenin yaklaşık yüz yıldır mazlumudur zalimi değil. Asılan biziz kesilen biziz ille de inançlarına pranga vurulan da biziz! Öz yurdumuz da garip, öz yurudumuzda parya muamelesi gördük 80 sene. Savaşta cepheye sürülen biz barışta ise dövülen sövülen yine biz olduk. 


1970’li yıllarda bir Türk filmi ödül aldı diye sinemaya koştuk. Bir de gittik dinimize, inancımıza küfredilip alay ediliyor o yüzden ödül almış! Eğer Avrupa Yılmaz Güney’e, Orhan Pamuk’a, Zülfü Livaneli’ye ödül vermişse onlar film ve romanlarında İslam’a ve Türkler’e hakaret ettiklerinden dolayı bu ödüllere layık! görülmüşlerdir Avrupalı efendileri tarafından! Birbirimizle iyi geçinmek - kabullenmek zorundayız.Aynı vapurun içinde yaşayan farklı inançlarda ki insanlarız. Tahammül etmeliyiz birbirimize. Şehir hatları vapuruna bindiğimiz de birbirimizin inançlarını aynı mı diye sorguluyormuyuz karşımızdakiyle? Ama vapuru batırmaya da çalışmıyoruz! işte vapur devlettir! Vapur da delik açarsak vapur batar, hepimiz boğuluruz boğazın serin sularında! Farklı inançlı olsak da vapuru delemeyiz. Her görüş, inanç, mezhep, ideoloji sahibi buna göre yaşamalı ve karşısındakine ona göre muamele etmelidir!