Derbide genel olarak üstün olan Beşiktaş’tı... Hem kendi oynadı, hem de Fenerbahçe’yi oynamaya zorladı. Erol hoca tedirgindi. Kartal’ı kafese koymak istiyordu ama pençe yemekten korkuyordu... Maçın son bölümüne kadar da bu korkunun esiri oldu... Sonra bir cesaret geldi ve doğru değişiklikler yaptı.. Beşiktaş, son bölüme kadar, yakaladığı fırsatların yarısını gole çevirmiş olsa tarihi bir skor ortaya çıkabilirdi...
Pas-şut tercihlerinin yanlış yapılması tabelanın çok fazla değişmesini engelledi. Buna karşılık Fenerbahçe de pes etmedi. Son dakikalarda gelen golden sonra galibiyet için risk aldı. Bu bölümde ikinci golü bulabilirdi ama yiyebilirdi de... Son bölümde Beşiktaş yoruldu, durdu ve Sergen hoca uzun süre Mensah dışında müdahalede bulunmadı... Bana göre daha 60. dakikada Larin çıkmalıydı 87’de değil...
Samatta Fenerbahçe’de, Llajiç ise Beşiktaş’ta ilk yarıda adeta yokları oynadılar. Fenerbahçe, Osayi ile NSakala birebir kaldığında pozisyonlarda ilk 45’te tehlikeli oldu. Bunların birinde Ersin çok kritik bir kurtarışa imza attı. Beşiktaş ise ilk yarıda Aboubakar topla her buluştuğunda tehlikeliydi. Ancak hem kaleci Altay iki kritik kurtarış yaptı hem de Beşiktaş ilk 35 dakikada aylardır yapmadığı cinsten pas hataları yapınca kendisini liderliğe taşıyan oyun kalitesini sadece ilk yarının sonlarında sergileyip baskı kurabildi. İlk yarıda Halil Umut Meler de standardının altında kaldı, özellikle faullerde standardı tutturamadı!
Kadroları görünce iki tarafta kazanmaya çıkmış dedik. Maç başlayınca bu defa iki tarafında kontrollü oynadığını gördük. Mutlak kazanmak durumunda olan Fenerbahçe’nin bu maçı yaşamış ustaları (Sosa, Ozan, Gökhan) kulübedeydi. Fenerbahçe maça önde başladı, ilerleyen dakikalarda geriye yaslandı. Çok adamla ikinci bölgeyi kalabalık tutup, İrfan Can, Pelkas, Valencia ve Samuel ile ani ataklar kovalamaya başladı. İlk yarıda oyunda hiç gözükmeyen Samatta’yı Erol Bulut neden tercih etmişti anlayamadık. İlk bölümde yakalanan iki gol pozisyonunda ise sahnede Samuel ve Nazım’ı gördük, Samatta’yı değil. Beşiktaş da oyunu ilk bölümde riske etmeyince, tatsız tutsuz bir 45 dakika izledik.
Entübeden Çıktı
Aboubakar mükemmel girip kalecinin üzerine vurması maçın dönüm noktasıydı. Çalım atıp gitse ya boş kaleye atar ya da penaltı/kırmızı olurdu. Bu sonuç; Galatasaray’a yaradı. Fenerbahçe’ye biraz oksijen verdi. Entübeden yoğun bakıma geçti. Siyah-beyazlılar bu maçla enselerinde boza pişirecek takımları uzakta tutacaklardı galip gelselerdi. Bu da olmadı... Kalitesiz ligin heyecanı tepede biraz daha devam edecek.
Hem yorgundu, hem de sarı kartı vardı, ne hücuma katkı yapıyordu ne de savunmaya... Dahası bu bölümde tam da N’Koudou’nun alıp götürebileceği toplar geldi Larin ve Aboubakar’a, ikisi de götüremedi.
Kupa yorgunluğu vardı...
Kartal’ın ikinci golü bulamaması Altay’ın kalecilik kalitesi kadar kendi hatalı tercihlerinin de sonucu. Son bölümde Fenerbahçe A planında sahaya sürdü; Osayi ve Valencia çıktıktan sonra çok daha etkili oldu. Bunda şüphesiz Beşiktaş’ın geçtiğimiz salı gecesi kupada oynadığı ekstra 120 dakikanın yorgunluğu da belirleyici oldu. Sergen Yalçın hoca bazı yıpranmış isimleri daha önce oyundan alabilirdi. Tabii oyuna alınabilecek oyuncular ne durumdaydı, bunu da irdelemek gerek.
Aboubakar
Beşiktaş, Aboubakar topla her buluştuğunda tehlikeliydi. Vida ile golü bulduktan sonra rakipte Altay kadar harika bir kaleci olmasaydı, maçı çoktan bitirebilirdi. Bunda Altay’ın performansı kadar, hatalı tercihlerin de etkisi vardı.
Beşiktaş takım olarak iyiydi ama birini öne çıkarsam Abuş derim... Kara Şövalye tek başına tüm savunmanın dengesini bozdu, biraz dikkatli olsa kariyer rekorunu kırabilirdi.
Facebook Yorum
Yorum Yazın