Bazı iÅŸ yerlerine alış veriÅŸ için uÄŸradığınızda iÅŸyerinin gözle görünür alanlarında muhtelif ikazlar, yazılı ve görsel reklam panoları, uyarıcı veya hatırlatıcı yazılar görürsünüz. Ä°ndirim günleri, yeni ürünler, taksitlere bölünmüÅŸ hileli rakamlar ile ucuzluk kampanyaları veya en acısı müÅŸterisinden kaygı duyulduÄŸu apaçık belli edilen gözetlendiÄŸinizi bildirir kamera kaydı ikazları gibi onlarcası.
Eskiden esnafımız, sanayicimiz veya tüccarımız; müÅŸterinin bizatihi kendisini alınır satılır / kazanılır kaybedilir meta gibi görmezdi. Ahilik ve ahilik teÅŸkilatlanmaları, esnaf ve zanaatkârlıkta usta çırak iliÅŸkileri, odalar birliÄŸi gibi kurum ve kuruluÅŸlar ile ticari ahlak ve alış veriÅŸ kültürünün temel hassasiyetleri korunmaya çalışılmaktaydı.
Ticari iliÅŸkilerde sosyal dokuya önem verilirdi. Esnaf veya tüccar, davranışlarının tümüne azami özen gösterirdi. Ä°ÅŸyeri sahiplerinin mesleki ve ahlaki karakterlerinin mükemmeliyeti bazen mekânların düzenlemelerinde de izlenebilmekteydi. Eskiden iÅŸyerlerine adımınızı atar atmaz çerçeve içine alınmış tabelalar veya duvara nakÅŸedilmiÅŸ hüsnü hatlar ile insani, kültürel ve içeriÄŸinde sosyal mesajları da bulunduran ticari söz veya dizeler sizi karşılardı.
Bir hacetiniz için bir iÅŸyerine, imalathaneye veya ticarethaneye uÄŸradığınızda öncelikle size hoÅŸ geldiniz diyen iÅŸyeri sahibi veya çalışanı olur, daha ne istediÄŸinizi dile getirmeden ya ocakta kaynayan mevsimine göre ıhlamur, kuÅŸburnu, çay veya kırk yıl hatırı kalan bir fincan kahve ikram edilirdi. Kısa bir hal hatırın ardından ihtiyacınız olan alış veriÅŸ diyalogları sıcak ve samimi bir ortamda bir anda gerçekleÅŸmiÅŸ olup, karşılıklı paramızdan / malımızdan hayır görünüz duaları ile alış veriÅŸ hatime olurdu.
Åžimdi globalleÅŸen ve hızlı ticari iliÅŸkilerin yaÅŸandığı iÅŸ dünyamızda belki bu ÅŸekilde ortamları yakalamak veya yaÅŸamak oldukça zor olabilir. Ancak günümüz iÅŸ dünyasında, aktif ticaretin döndüÄŸü mekânlarda hiç olmazsa ticari ahlakın ve ticari iliÅŸkilerin alınır satılır meta gibi görünmesine vesile olabilen yazı ve tabelaların yerini, daha ahlaki ve vicdani sorumlukları hatırlatan yazılar alsaydı daha iyi olurdu diyesi geliyor insanın.
Mesela iÅŸ yerimiz falan saatlerde açılır falan saatlerde kapanır veya satılan mal kesinlikle geri alınmaz gibi müÅŸteriyi iÅŸyerinin lehinde disiplinize edici keskin ifadeler yerine eskiden olduÄŸu gibi;
“Her sabah Besmeleyle açılır dükkânımız. / Hakk’a iman ederiz, Müslümandır ÅŸanımız./
Eğrisi varsa bizden, doğrusu elbet sizin. / Hiylesi hurdası yok, helalinden malımız. /
MüÅŸterilerimiz velinimet, yaranımız yarimiz. / Ziyadesi zarar verir, kanaattir kârımız.”
dense idi, müÅŸterinin o iÅŸyerine bakış açısı ve güven duygusu ne ölçüde olurdu acaba?
Veresiyemiz yoktur kesinlikle teklif etmeyiniz tarzında ifadeler ile dar gelirli müÅŸterilerin kısa vadeli borçlanma ile hacetlerini giderme ümidi kırılmaz,
“Ehl-i aÅŸka müptelayım(tutkunum) nemelazım kâr benim,
Mal ve mülküm yoktur amma kanaatim var benim.”
diyerek, çok kazanma hırsı yerine kanaatkarlık ile ticari ve vicdani ahlakımızı üstün vasıflara dönüÅŸtürebilir miydik acaba?
Bir vitrine baktıkça peÅŸin fiyatına taksitlere bölünerek, hileli rakamlarla boÄŸulmak yerine,
“Dükkân kapusu Hak kapusu, Hakkına yalvar,
ÇeÅŸmim gibidir çeÅŸmeleri akmasa da damlar.”
diyerek, dükkânını Hak kapısı olarak görebilen bir esnafın varlığından emin olabilseydik, ehli tevekkül tüccar kanaatkârlığının her türlü hileyi defettiÄŸini bilerek alış veriÅŸ yapabilseydik fena mı olurdu?
Ä°ÅŸyerlerini süsleyen ve birçoÄŸu toplumsal mesajlar içeren bu sözler, askeri komut gibi dokunmak yasaktır, el sürmeyin, perakende satışımız yoktur teklif dahi etmeyin, çalışanı meÅŸgul etmeyin vs tarzında emirler vermezler. Anlayarak okuyana kibarca çok ince mesajlar ile meramını anlatırlar.
“Sefa geldin ey müsafir, ısmarla kahve içelim, / Ä°ÅŸçi ile sohbet olmaz, bir merhaba der geçelim”
Bir yanda çalışanı meÅŸgul etmemeyi bu kadar ince anlatan, her uÄŸrayanı sefa ile gelmiÅŸ misafir olarak algılayan ve bir ikram ile taçlandıran zihniyet, diÄŸer yanda bu gün dükkânına kim girip girmediÄŸini umursamayan, ilgisini dijital ekranlar ve fiyat etiketleri ile müÅŸterisine aktarmaya çalışan anlayış.
Hangisini kendinize daha yakın hissederdiniz?
Sizin de bazen tıpkı bir hırdavatçı dükkânına yazılmış güzel bir söz ile vurgulandığı gibi
“Gelen gelsin saadetle, / Giden gitsin selametle” diyesiniz geliyor mu?
Facebook Yorum
Yorum Yazın