“En güzel şeylerin listesini yapabilir misiniz?” diye bir yazı geldi facebook’ta. Basit bir soru dedim. İnsan neyin eksikliğini hissediyorsa, neye özlemi varsa, neyin elinden kaçıvereceğini düşünüyorsa odur onun için değerli olan.
Sağlığını yitirmiş birine sağlıktan, sevgisiz kalmış bir çocuğa şefkatten, huzuru gitmiş birine huzurdan öte güzel bir şey olur mu a dostlar? Elimizden yitip gitmeden kıymetini bilsek keşke yaşadığımız anların. Keşkeler olmadan yaşayabilmemiz mümkün olsa, keşke…
Televizyondaki kayıp çocukları, dövülerek/vurularak öldürülen kadınları seyrediyorum. Daha doğrusu seyredemiyorum. Bakamıyorum o haberlere. Aklım almıyor. Affetme sınırlarımın çok ötesinde duygular taşıyorum. Kendi dünyama dönüyorum sakinleşmek için çabalıyorum. Bir şiir düşüyor dilime. Eksik olan bu işte diyorum. Ruhlarında aşk, şiir olmayan insanlar dolu. Sevgi yok, saygı yok ama en önemlisi yaradan aşkı yok. Bunca katliamın başka açıklaması olamaz. Bu insanlar, eksikler ve affedilemeyen günahlara sahipler.
Dün telefonda konuştuğum bir arkadaşım dedi ki; günahlarımız bile affedilebilir cinsten olsun. Öyle üzerinde düşünülesi bir söz geldi ki bana, neredeyse kalanını dinleyemedim konuşmamızın. Ne kadar ferahlatıcı, ne kadar olumlu, ne kadar önemli…
Bana kızıyor kadim dostlarım, diyorlar ki sen çok iyi niyetlisin, insanlar böyle değil. Suç mu diyorum iyi niyet? Bakıyorum etrafıma, gözünde tedirginlik, riya, haset olanın bakışları bile bir tuhaf. İşte bunları düşünürken o “en güzel şeylerin listesini yapabilir misiniz?” sorusu takılıyor gene aklıma. Evet diyorum, en güzel şey “sevmek”…aşk ile sevmek, kabullenerek sevmek, mertçe sevmek, zarar vermeden sahiplenerek sevmek.
ah mine'l-aşk ve hâlâtihî
ahraka kalbî bi harârâtihî
"ah aşktan ve onun hallerinden, kalbimi sıcaklığıyla yaktı"
Sözü çok olanın, yalanı çok olur imiş.
Aşk’ınız daim olsun, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Facebook Yorum
Yorum Yazın