Elektrik Sektöründe Üst Kimlikler Alt Kimlikler

Şimdi bu başlığı görenlerin son günlerin tartışma konusunun sektörümüzle ne ilgisi var dediklerini duyar gibiyim. Sayın Başbakan’ın ağzından döküldüğü andan itibaren Türkiye’nin gündemine oturan bu ibare aslında hayatın her alanında var. Milliyetler’de, Zihniyetler’de, Ticaret’te, Sanayi’de, Futbol’da, Siyaset’te her yerde alt kimlik ve üst kimlik tartışması vardır. Aslında olmalımıdır bu ayrı bir soru ama gerçek olan bu tartışmalardır. Önce Sayın Başbakan’ın sözlerini çok kısa yorumlayarak konuyu sektörümüze getirmek istiyorum. Başbakanımız bir konu çerçevesinde söylediği “üst kimlik Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşlığıdır, köken itibariyle de her etnik oluşum alt kimliktir” sözleri aslında realitedir. Bu realite sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin bir konusu değil mirasını devraldığı Osmanlı Devletinin’ de temelidir. Hatta olayı derinleştirirsek Türklerin Anadolu’ya adım attığı 1071’den beri üst kimlik, alt kimlik vardır. Bunu bir ırk veya sınıf ayırımı olarak değil bir realite olarak görüyorum. Osmanlı Tebaası veya Selçuklu Tebaası herkes bu devletlerin hak ve hukuklarını korumakla görevli birinci sınıf vatandaşı idi. Yani bir Ermeni, Rum veya Musevi vatandaşımız, Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu gibi, Osmanlı ve Selçuklu Devletleri’ninde birinci sınıf vatandaşı idi. Özellikle Osmanlı Devlet geleneğinde Ermeni, Rum, Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Tatar, Gürcü, Abaza hiçbir ayrım yapılmaksızın İnsan Hak ve Hürriyetleri çevresinde eşit muamele görmüşlerdir. Sadece Askerlik konusunda zımnilere bir farklı uygulama söz konusu olmuştur. Ama tüm Müslüman halklar Türk muamelesi ve vatandaşlık statüsü görmüş ve yüzyıllarca hiçbir ayrımcılık yapılmadan beraberce kardeşçe yaşamışlardır. Bu teoride Türkiye Cumhuriyeti’nde de böyle kabul edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes aynı statüde yer almıştır. Pratikte lokâl hatalar olsa dahi teoride hiçbir ayrım olmamıştır ve olamazda. Kökeni itibariyle hangi etnikliğe mensup olursa olsun bütün Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşları üst kimlik mensubudur. Yerel örf ve adetler, lehçeler, diller v.s. hep olmuştur ve olacaktır. Zaten insanların aynı renk, dil, düşünce, lehçe v.s ye sahip olması düşünülemez.
Buradan Elektrik sektörüne geçelim: Bizim sektörümüzde her çeşit din, dil, mezhep, etnik köken ve düşünceye sahip bir mozaiktir. Tıpkı diğer sektörlerin ve ülkemizin diğer katmanlarında olduğu gibi… Sadece farklılıklar bunlar mıdır? Tabiî ki hayır! Birde ekonomik formasyonlar ve kimlikler var. Büyük üreticilerimiz var, onların büyük toptancı bayileri var, sonra bölge toptancıları ve yarı toptancılar var. Sırasıyla perakendeci ve tesisatçıları var. Bunlar elektrik sektörünün formasyonlarıdır. Bunlar arasında insani olarak hiçbir statü farkı yoktur. Herkes bu sektörün ve ülkemizin saygın esnafı ve sanayicisidir. Fark şuradadır; Görev bölümü ve dağıtım kanallarındaki bekleme noktaları. Bu noktalar sanayici-üreticiden başlar… Sanayici malı üretir ve ana bayisine belli bir kota karşılığında en yüksek iskonto ile verir. Bunun karşılığında sanayiciye belli garantiler, teminat mektupları vs’ ler verir. Yani sanayiciye ana bayii olmak kolay değildir ve belli şart yükümlülükleri vardır. Ana bayii aldığı bu mamülleri belli bir kâr marjı koyarak bir alt bölge toptancısına satıyor. Bölge toptancısı da yine makul kâr marjı koyarak perakendeciye oda bir alt formasyona vs. diye gidiyor.
Burada önemli olan Sanayici perakendeci veya toptancı olmak değil. Bu kimliklerin hepsi vardır, realitedir ama birbirlerine üstünlüğünü göstermez. Eğer bu kimliklerden biri veya birkaçı bulundukları bekleme noktalarının haklarını veremediklerinde yani malı aldıkları veya sattıkları birimlere yükümlülüklerini yerine getiremediklerinde artık üst kimliklerini yitirmişlerdir. Bunu bir tiyatroya benzetebiliriz. Oyunculardan bazısı başrolde jön vs.dir bazısı kötü adam, bazısı iyi adam rolündedir. Kötü adam ( misal rahmetli Erol Taş )ben kötü adam rolünü oynamam veya rolümü inkar ederim diyebilir mi? İyi adam ( mesela Hulusi Kentmen ) kendi rolünün hakkını vermelidir. Bütün rol sahipleri işlevlerini tiyatroda yerine getirirse ortaya bir piyes çıkar. İyi bir oyun veya iyi bir film iyi oyuncularla çıkar. Her oyuncunun rolünün hakkını vermesi ile çıkar.
Elektrik sektöründe yukarıda saydığım tüm sanayiciler, ana bayiler, bölge toptancıları, toptancılar, perakendeci ve tesisatçılar, hatta taahhütçüler üst kimlikleri oluştururlar. Bu görevlerini yerine getiren üst kimlik oyuncular sektörde filmi gerçekleştirirler. Kimse ben perakendeciyim benim rolüm önemli değil, ödememi toptancıma yapmasam veya geç yapsam da olur diyemez.
Hiçbir sanayici ben bu malı ürettim, bu elektrik sayacını ürettim oldu gerisi beni ilgilendirmez, bundan sonrasına karışmam diyemez. Senin ürettiğin elektrik sayacı veya ürettiğin kabloda eksiklik veya yanlışlık varsa malına sahip çıkmak zorundasın. TTR’ni standartlardan % 10- 11 ince, düşük yaparsan sen artık üst kimlik bir kablo üreticisi olamazsın her zaman daha ucuz satmak zorunda olan bir alt kimlik kablocu olursun. Sayacın eğer arıza yaparsa ismi kötüye çıkar ve senin bunu toparlaman artık çok güçleşir. Sen artık alt kimlik bir sayaç üreticisi olursun. Aynı konular Anahtar, Şalt ve Aydınlatma birimleri içinde geçerlidir elektrik sektöründe. Tabiî üst kimlik olmak için sadece malın kaliteli olması yeterli değildir. Standart ve adaletli bir fiyat politikası, müşteriye yolunacak bir kaz değil velinimet muamelesi, iyi bir risk analiz muhasebesi sayılabilir. Bu kriterler veya benzerleri toptancılar, ana bayiler ve perakendeci – tesisatçılar içinde geçerlidir. Ben buradan özellikle tesisat, tesisat-taahhütçü ve perakendeci meslektaşlarımızın dikkatini çekmek istiyorum. Fiyat istikrarı olmayan, kaliteli olmayan ve müşterilerine gaddarca tutumları olan firmaların mamüllerini alıp onlara kan vermesinler. Bu tip mamüllere prim vermemeliyiz. Mamüllerin nihai tüketicileri sizlersiniz. Eğer siz bu konuda duyarlı olursanız sektöre çeki düzen vermek daha kolay olacaktır. Yoksa bu standartların altında kalan rolünü hakkıyla yerine getirmeyen her birim alt kimlik kalmaya mahkümdür.
Burada kıyaslama yaptığımız elektrik sektöründeki üst-alt kimlikle, siyasi gündem oluşturan alt-üst kimlik meselesinin hiçbir alakası yoktur. Siyasetteki alt kimlik bir realitedir her hangi bir üstünlük veya aşağılık getirmez. Ancak ticaretteki alt kimlikler düşündürücü olmalıdır. Çünkü ticaretteki alt kimlikler asalet-soy-sop-makam-mevki-para-pul sahibi olmakla değil ticari teamülleri yerine getirmek veya getirmemekle gerçekleşir.