Seminer döneminde okulumuza gelen drama öğretmenimiz bir kez daha eğitimdeki dramanın öneminin altını çizmişti. Olaylar karşısındaki farkındalığımızı, birbirimizi dinlerken nasıl takip etmemiz gerektiğini, bildiklerimizi anlatırken, bilgiyi paylaşırken beden dilimizi, hayal gücümüzü, yaratıcılığımızı, hatta oyunculuk yeteneğimizi en iyi ve en doğru şekilde kullanmamızı, örnek birer model olduğumuzu çok keyifli süren etkinliklerle yeniden hatırlattı ve yaşattı. O günün keyfini bu konuyu kaleme alırken tekrar yaşadım. Teşekkürler hocam…
Bilindiği gibi öğretim yöntemleri öğrenciyi hedefe ulaştırmak için izlenen önemli bir yoldur. Bu yöntemlerle de belli öğretme teknikleri ve araçları kullanılarak öğretmen ve öğrenci etkinliklerinin bir plana göre düzenlenmesi ve yürütülmesi amaçlanır.
Günümüz öğretim yöntemlerinde öğretmene düşen görev; geleneksel yöntemlere göre oldukça değişik biçimdedir ve hatta gelişmektedir. Tabii ki bu durum yeni nesil öğrenciler için oldukça faydalı ve sevindirici. Öğretmen, öğrencinin öğrenmesini kolaylaştırma, öğrenciye rehberlik etme, öğrenme sürecine öğrencinin katılımını sağlama ve öğrenciyi sürekli güdüleme ile yükümlüdür. Bu bağlamda öğretmenin kullanacağı yöntem de bu etkinlikleri gerçekleştirecek nitelikte olmak zorundadır. Gelişime açık, araştıran ve idealist öğretmenler kesinlikle böyle düşünür.
Yaratıcı drama; eğitim sürecinde oyunlarla geliştirilen bir etkinliktir. Bu özelliği ile eğitimin bir parçasıdır. Eğitsel drama çalışmaları, örgün eğitimin her basamağında, yaygın eğitimde, dersler içinde bir öğretim yöntemi olarak giderek daha da yaygınlık kazanacaktır.
Yaratıcı Drama Nedir?
Yaratıcı drama, küçük çocukların oyunlarında görülen katılımcının sanatsal duyarlılığını, kendisi, başkaları ve dünya hakkındaki bilincini artıran ve her çocuğun hayal gücünü geliştiren bir öğrenme aracıdır. Yaratıcı drama, bir grup etkinliğidir. Öğrenme sürecine çocuğun etkin şekilde katılabilmesi için, duyularını, düş gücünü, imgeleme yetisini devreye sokar.
Öğretimde önemli olan öğrenciyi edilgin bir dinleyici durumundan kurtarabilmek, onu bedeni ve duyu organları ile harekete geçirebilmek, konuları canlandırarak yaşanır duruma getirebilmek olduğuna göre yaratıcı drama bu süreçte uygun bir seçenek olarak görülebilir. Böylelikle öğrenci; öğrenme sürecinde etkin durumdadır, kendi yaptığıyla öğrenirken bir yandan da duyu organlarını harekete geçirmekte olay ya da durumları yaşamaktadır.
Bu konuda yapılan araştırmalar (Yaratıcı Dramanın öğrenme ve duyu organları arasındaki ilişkiler) Araştırma sonuçlarına göre, zaman sabit tutulmak üzere insanlar;
- Okuduklarının %10’unu
- Duyduklarının %20’sini
- Gördüklerinin %30’unu
- Hem görüp hem duyduklarının %50’sini
- Görüp, duyup, yapıp söylediklerinin %90’ını hatırlamaktadır.
- Öğrendiklerimizin %1’ini tatma, %1,5’ini dokunma, %3,5’ini koklama, %11’ini işitme ve %83’ünü görme yoluyla öğreniriz.
Yaratıcı dramada birey farkında olmadan; bir yandan duyularını eğitme sürecindedir, diğer yandan da öğrenme sürecinde etkin katılımcı durumuyla unutulmayacak yaşantılar kazanır. Bu yaşantıların kazanılması aynı zamanda, bireyin sözel ve sözel olmayan iletişim becerilerini de geliştirmesi demektir.
Peki Eğitimde Yaratıcı Drama Neden Bu Kadar Önemlidir?
Çünkü Eğitimde drama öğrencilerin:
- Özgüven duygusunun gelişmesini
- Bilişsel, dil, motor ve sosyal açıdan gelişmesini
- Kendini başkasının yerine koyarak (empati) çok yönlü düşünebilmesini
- İşbirliği, dayanışma ve paylaşma duygusunun gelişmesini
- Kendini ifade edebilmesini
- Öğrendiği şeylerin kalıcılığını
- Değişik yaşantıları tanımasını
- Eğitim ve öğretimde aktif rol almasını
- Rahatlamasını (oyun ve değişiklik ihtiyacını gidermesi)
- Sorumluluk duygusunun gelişmesini
- Kendini ve vücudunu tanımasını, nerede ve nasıl kullanılabileceğini
- Yaratıcı olmasını
- Yaşamı çok yönlü algılamasını
- Araştırma istek ve duygusunun gelişmesini
- Farklı görüş açılarına sahip olmasını, eleştirmeyi, tartışmayı öğrenmesini sağlar.
Sonuç olarak bu özellikleri kazanabilmeleri için özellikle çocuklarımızın eğitiminde, daha bebeklik dönemlerinden başlayarak bilinçli bir yaklaşımla onları çok iyi gözlemlemeliyiz. Doğru yöntemleri araştırıp uygulamalıyız.
Drama oyun yoluyla çocuğun doğasında zaten vardır. Burada önemli olan, çocuğa öğretilmek istenen şeyin önceden belirlenip planlanmasıdır. Anne ve baba olarak çocuklarımızın , okul eğitimlerinin yanında bizlerde yer almalıyız.Eğitimi okul - aile işbirliği içinde yürütmeliyiz. Hangi meslekte olursak olalım , ne kadar yoğun bir iş ortamında bulunursak bulunalım çocuklarımızın, tek sığınacakları ve daima güvende hissedecekleri yer ailelerinin yanıdır.Bunu lütfen unutmayalım. Çocuklarımız aile desteği ile de aktif olarak konunun içine girdiğinde, kendi yöntemleri ile ayrıntıları araştıracak ve sonuca ulaşacaktır. Böylece yaşadığı dünyayı gözlemleme, araştırma ve keşfetme şansına sahip olacaktır. Çocuğun, bir şeyi öğrenmesi, öğrendiği şeyi unutmayıp günlük yaşamına uyarlayabilmesi için bir nedene, yani bir gerekliliğe ihtiyaç vardır. İşte bu gereklilik eğitimde yaratıcı drama aracılığı ile yapılabilir.
Son yıllarda yapılan ve birçok okulda uygulanan DRAMA etkinliklerinin çalışmaları bu anlamda sevindirici ve ümit verici diye düşünüyorum.
Daha sağlıklı ,daha bilgili , daha güçlü ve düşünen bireyler yetiştirmek amacıyla DRAMA etkinliklerinin artması dileklerimle…
Sevgiyle kalın…
Facebook Yorum
Yorum Yazın