Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Eğer Bir Gün Hayallerimi Gerçekleştirirsem

Eğer bir gün hayallerimi gerçekleştirirsem “insanla uğraşmaktan bıktım, sabah günaydın dediğin insan ile akşam kanlı bıçaklı olabiliyorsun, o yüzden bitki ve hayvanla uğraşmayı tercih ettim diyeceğim soranlara” dedim eşime.


Eğer hayallerimi gerçekleştirirsem adada yaşayacağım. Gözüm gibi baktığım zeytinlerim olacak dallarda. Her biri sağlık ve ölümsüzlük timsali olacak. Ben yaşamım elverdiğince onların bakımına adayacağım ömrümü. Sofraya her konduğunda lezzeti ile mest edecek yiyenleri. Yağından her tadan can bulacak. Kenarına yerleştirdiğim kulübemde dışarıdan bakıp kimsenin göremediği detayları göreceğim. Yeni tomurcuğu, daldaki kuşu, o doyumsuz tada ulaşmak isteyen kurtçuğu, açan çiçeği, batan güneşin yer değiştirdiğini, ayın her akşam ayrı bir yerden çıkıp göz kırpışını…


Şimdi sayfalar dolusu şehir hayatından bıkkınlığımızı ve kaçış hayallerini yazabilirim ama gelmek istediğim konu bu değil. Bu sadece sevdiğim konuyu yazma isteğimdi.


Okullar açıldı. Bizim telaşlı günlerimiz başladı. Aslına bakarsanız eğitim işinde çalışan herkes bilir ki bizlerin telaşı aslında okullar açılmadan epey önce başlar. Okulun tadilatları, programların oluşturulması, kadronun tamamlanması vs derken okul açıldığında herkes bir oh der çünkü iş rutine binme eğilimine girmiş olur. Artık tek hedef eğitim ve başarılara odaklanmaktır.


Geçen hafta 25. Yıl mezunlarımızla buluştuk. 1993’te okulumuzdan mezun olan bir sürü eski öğrencimizle birlikteydik. Okulun kapısının dışında kocaman adam ve kadındılar. Bahçe kapısından bize doğru yaklaşırken hepsinin gözlerine o genel, donuk ifade silinip genç bakışlar yerleşti. Hepsi birbirlerine kenetlendiler, bizlere özlemle sarıldılar. Eski günlerinden derlediğim resimlerden yaptığım videoyu kâh kahkahayla kâh gözyaşlarıyla seyrettiler. Onlar ekrana kilitlenmişken ben tek tek yüzlerini inceledim. Resimlerdeki çocukların kaç tanesi o yıllardaki hayallerine ulaşıp yaşamak istedikleri hayatı yaşıyordu acaba? Bunu öğrenemedim ama fark ettiğim bir şey vardı ki o da okuldaki başarılarıyla ters orantılı olarak iş hayatında çok daha başarılı olanlar vardı. 


Bu ayrıntı aslında eğitim sistemimizin öğrencinin yapısıyla ne kadar uzak olduğunu gösteriyordu. Standart eğitim, kişilik özelliklerini nasıl da göz ardı ediyordu. Herkes matematiği sevmeli, herkes fizik dersinde başarılı olmalı veya herkes tüm edebi eserleri okuyup yorumlayabilmeli mi? Oysa bizler insanız. Herkes ayrı özelliklere sahip. 


Vakit buldukça körler derneği için kitap okuyorum. Son okuduğum kitap yeni Milli Eğitim Bakanımızın yazdığı ve mizaçları anlatan tam da anlatmak isteğim konuyu içeriyor. 


Bence bu eğitim sistemimizden ziyade tüm insanların bilmesi gereken bir durum. Her insana aynı davranılamayacağı, her insana aynı hitap şekliyle konuşulmaması veya duygu ifadelerinin herkese aynı olmaması… Çok kısa bir gözlemle insanların karşısından ne beklediği anlaşılabilir aslında. 


 

Çok uzatmadan yazımı bitireyim. Gelecek günlerin mutluluklarla dolu olması dileğiyle, Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar