Harun BARUN

Harun BARUN

Mail: barunharun@gmail.com

Düzeni Değiştirmek

Ekonomide Yeni Dünya nizamı kurulurken bunları seyretmek zorunda kalamayız elbette. Dünyada ekonomik değişimler olurken ülkemizin de bu değişimden etkilenmemesi tabi ki kaçınılmazdı. Döviz yükselişi ve diğer ekonomik dalgalanmalar sadece bizde mi olduğunu sanıyorsunuz. Yaşanan bu gelişmeler; Çin, Rusya ve diğer Asya ve Avrupa devletlerinde de aynı sıkıntılara sebep olmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler özellikle enerji, sağlık, teknoloji alanında dışa bağımlı olduklarından en küçük ekonomik dalgalanmalardan dahi kolaylıkla olumsuz yönde etkilenebilirler. Hele ki bizim gibi ekonomik bağımsızlığın mücadalesini veren ve mevcut düzenin oyuncusu değil oyunu kuran tarafta olmak isteyen ülkelerde bu durum çok daha sancılı ve etkili olmaktadır. 

Parayı yönetenlerin öncelikli amaçlarından biri de dünyada gelişmiş değil az gelişmiş ülkelerinin sayısının yüksek olması. Çünkü ne kadar az gelişmiş ülke olursa, dünyayı yönetmek de o kadar kolay olacak. Peki, sizce para dünyada ne kadar önemli? Çok mu? Bence değil! Bireysel olarak Dünyada parayı değerli kılanda aslında bizleriz. Neden mi? Onun için çalışıyoruz ve ona ulaşmak için enerjimizi, zamanımızı harcıyoruz. Kurulan sistemde hayatımızı devam ettiremediğimiz için de bunu yapmak zorundayız.

Paradan önce aslından en önemlisi altın, peki altın paradan daha değerliyse neden şuan ki dünyada ticarette altın konuşulmuyor ki. Çünkü altının işlenmesi ve onu ticarette kullanılması için hazırlanışı daha maliyetli ama para öyle değil! Neredeyse karşılığı olmadan, daha az maliyetle ve daha parayı basarken, kazanmaya başlıyorlar parayı yönetenler. 

Şimdi gelelim dünyada yaşanan, neredeyse basının kaosa götürdüğü döviz lobisine. Yaşanan bu olaylar neden bu kadar büyütülüyor ve sanki eski haline gelinmeyecek gibi konuşuluyor. Ya da neden ilk döviz algısıyla başlatarak değerini artırmak isteniliyor. İşte asıl anlatılmak istenen bu, parayı yönetenler dünyada ticarette kullanılan ve alternatifi bulunmayan paranın değerini artırmak istemeleridir. Çünkü yönettikleri paranın değerini artırırlarsa kazandıkları da o kadar fazla olacaktır. Düşünebiliyor musunuz? Paranızı hiçbir şekilde bankaya ya da ticarete bile koymadan her saniye paranız değerleniyor. Ve yapmanız gereken tek şey sadece kurduğunuz bu sistemi izlemek olacaktır. İşte para babalarının amaçları da bu, hiç bir şey yapmadan taptıkları paranın değerini artırmak. Onun için bizimde dediğimiz gibi dünya beşten büyüktür sözü aslında sistemin değişmesi ve bu eşitsizliğin son bulmasıdır. 

Tekrar söylemek gerekirse sistemi değiştirecek olan biziz nasıl derseniz susmayacağız ve bir olacağız. Oluşmuş olan bu sisteme boyun eğmeyeceğiz. Para babaların kurdukları bu sistem tüm dünyada dalgalanırken, bu durum ülkemizde nasıl görünüyor? Dünyanın pek çok ülkesinde olan bu gelişmeler, toplum üzerinde olumsuz ekti oluşturmak, halkımızı en olumsuz tabloya inandırmak için, ülkemizde milli olmayan aktörler tarafından dillendirilmekte ve yine milli olmayan medya kuruluşlarının abartısıyla sürekli gündemde tutulmaktadır. Medya aslında insanların düşüncelerini en kolay değiştirebilecek onlardır. Sizi, gösterdiği ya da anlattığı her şeye inandırma kapasitesi vardır. 

Gelelim ülkemizdeki ARGE ve girişimciliğe! Aslında ekonomi bu iki varlığa endekslidir. ARGE çalışmalarını yaparsınız dünya piyasasına yeni sistemin ilk tanıtımını yaparsınız. Girişimcilik var olan ekonomik değerlerini artıran kişilerle mümkündür. Bir yandan girişimcilik ruhu ile ekonomiye katılım sağlayan kişi ile diğer yandan insanların hayatlarında yer alacak yeni ürünlerini sisteme katan bu kişilerin var oluşu bizi hedeflerimize ulaştıracak varlıklardır. Üniversitede okuyan gençlerimizin şuan ki tek düşüncesi acaba iş bulabilecek miyimdir? Peki, neden kendi alanımda hangi konuda ARGE çalışması yapabilirim demiyorlar. Çünkü dünya sizin öyle düşünmenizi istiyor. Siz çalışan olun biz işveren, ama sakın kendiniz için düşünmeyin. Bizim için düşünün bizim için düşündüklerinizi gerçekleştirin. Daha üniversitede kendi iş yerlerini açma düşüncesinde olan gençlerimizin sayısı o kadar az ki belki parmakla gösterebileceğimiz kadardır. 

Bizdeki mevcut eğitim sistemi çok ilkel. Oku ve kolay geçineceğin bir meslek seç ve geçimini sağlayacak işi bul. Bunu değiştiremez miyiz? Ebetteki değiştirebiliriz aslında her şey bizim elimizde sadece isteyin. Bir mühendis kendi alanında ARGE çalışması yaparak ülkemizde yaşanan döviz krizinden kurtarabilir. Ya da bir kimyacımız belki de dünyayı değiştirebilir. Ve bu değişimleri yaparken ülkemizin ticaret hacmini artırmakla kalmaz aynı zamanda yaşanan bu döviz krizine katkı sağlayabilir. İşte, ekonomideki krizi atlatmak istiyorsak, gençlerimizin üniversitedeki eğitimlerinde neler yapabileceklerinin, farkında olmasını sağlamamız gerekmektedir. Şunu düşünebilirsiniz yaşadığımız bu dünyada en ünlü markalarının nerede ve nasıl ortaya çıktıklarını görebilmektesiniz. İşte aslında yapmanız gereken tam olarak bu ve sadece yapabileceğimize inanmamız yeterli olacaktır. Amacımız hayallerimizden vazgeçmemek ve pes etmemek. Ecdadımız İstanbul kuşatmasında vazgeçmediği için İstanbul da yaşama fırsatını buluyoruz. Buna benzer hikâyeler ve yaşanmışlar hayallerinizden ve projelerinizden vazgeçmemeyi öğretmelidir. Tüm okurlarımıza hayırlı ve umut dolu günler dilerim. 


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar