Ercan BABACAN

Ercan BABACAN

Mail: yazarlar49@teknikelektrik.com

Düşünme Tembelliği

Çağımız insanlarının süratli teknolojik gelişim, tempolu iş dünyası, uzay araştırmaları, hızla büyüme derdindeyiz demelerinin yanı sıra hakikatte bir takım tembellikleri yaşadığını görmekteyiz. Fikirde, zikirde, eylemde, mücadelede tembellik çağın başlıca sorunlarından biri olmuştur. Bunlardan en önemlisi de düşünme tembelliğidir.

Bugün ilim irfan düşkünü sınırlı sayıda Müslüman şahsiyetin haricinde pratik hayatta Müslümanlardan düşünce eylemini gerçekleştiren veya benimseyen çok az görülmektedir. İslam dünyasında düşünme ve buna bağlı olarak eyleme geçme fiili vahiyle Kuran-ı Kerim’de sık sık hatırlatılmasına rağmen gerekli gayret günümüzde gösterilmemektedir.

Bu hızlı teknolojik çağın insanı her şeyi dijital makinelerden beklemeye alışmış olduğu için düşünme zahmetine de katlanmamakta, belki de bunu da sahip olduğu veya yönlendirdiği teknolojik makinelerden beklemektedir. Bu tespit abartılı gelebilir ancak fikirden yoksun, başıboş yayınlar, oyun ve eğlenceden öteye geçmeyen dijital aletler ve bunların oluşturduğu sosyal ağlar ile ilim ve fikir dolu yayınların tercihleri mukayese edildiği zaman haklılık payına karar verebiliriz.

Konuşmaya henüz başlamamış, düşünemeyen bir çocuk hadiseleri nasıl seyrederek öğrenmeye çalışıyorsa düşünme tembelliği yaşayan büyük insanlar da aynı şekilde kısa bilgilendirme yazıları eşliğinde resim ve videolarla düşünme zahmetine girmeden hadiseleri ve hayatı çözümlemeye çalışıyor. Düşünme bütün hareketlerimizin merkezi, kumandanı ve ölçüsüdür. Düşünmeden mahrum olanın hareketlerinde bir ayar ve ölçü kalmayıp başıboş, gelişigüzel, nizamsız ve gayesiz davranışlardan ibaret kalır. İşte çağımızın ekseri sıkıntılarından biri olan düşünme tembelliği ile içine düşülen boşluk. İnsanlığın durumunu düşünmeyen 

insanda; Müslümanların halini düşünüp hissetmeyen müslümanda; patronu sayesinde iş sahibi olup geçimini temin ettiğini düşünmeden ona düşman olan, malına göz diken işçide; işçinin fakirin halini, mülkün sahibi ve onun emirlerini ve rızasını düşünmeyen patron ve zenginde ne hayır kalmış olabilir?

Cihadı sadece nefsine ağır gelen bir harb sanan ve esas önemlisi nefsi ile olan cihadı düşünmeyen, sözle ilimle fikirle de Allah’ın İla-yı Kelimetullah’ını yüceltebilecekten tembellik gösteren şuursuz, basiretsiz, pasif Müslümanın hayırlı olması mümkün müdür?

Çağın bulaşıcı hastalıklarına, hızla yayılan kanser virüslerine karşı kendisini, ailesini, çoluk çocuğunu korumaya alarak tedbirler alan, sık sık kontroller ile düzenli ilaç alarak sağlıklı beslenmeye çalışan kimseler; bunlardan daha hızla yayılan ve daha vahim sonuçlar doğuran dinsizlik, imansızlık, ahlaksızlık, başıboşluk, nemelazımcılık, menfaatçilik gibi salgın ve yok edici hastalıklara karşı kendisi, ailesini ve toplumunu da aynı hassasiyetle koruyamıyorsa hayırlı bir insan diyebilir miyiz?

Allah’ın ve Peygamberinin emirlerini düşünmeyen ve hesaba katmayan, geleceği planlarken dünyadan öteye geçmeyip kabirle açılacak asıl geleceği düşünmeyen ve plana almayan kimselerde de hayat kalmadığını söylemek hakkına sahibiz

Cenab-ı Hak Kuran-ı Keriminin birçok ayetinde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı emretmektedir. Peygamber efendimiz de bir an düşünmenin uzun zaman ibadetten (nafile ibadetten) hayırlı olduğunu müjdeliyor.

Düşünmeye çalışalım! Allahın bize vermiş olduğu akıl nimetinden istifade edelim!…


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar