Çağımız insanlarının süratli teknolojik geliÅŸim, tempolu iÅŸ dünyası, uzay araÅŸtırmaları, hızla büyüme derdindeyiz demelerinin yanı sıra hakikatte bir takım tembellikleri yaÅŸadığını görmekteyiz. Fikirde, zikirde, eylemde, mücadelede tembellik çağın baÅŸlıca sorunlarından biri olmuÅŸtur. Bunlardan en önemlisi de düÅŸünme tembelliÄŸidir.
Bugün ilim irfan düÅŸkünü sınırlı sayıda Müslüman ÅŸahsiyetin haricinde pratik hayatta Müslümanlardan düÅŸünce eylemini gerçekleÅŸtiren veya benimseyen çok az görülmektedir. Ä°slam dünyasında düÅŸünme ve buna baÄŸlı olarak eyleme geçme fiili vahiyle Kuran-ı Kerim’de sık sık hatırlatılmasına raÄŸmen gerekli gayret günümüzde gösterilmemektedir.
Bu hızlı teknolojik çağın insanı her ÅŸeyi dijital makinelerden beklemeye alışmış olduÄŸu için düÅŸünme zahmetine de katlanmamakta, belki de bunu da sahip olduÄŸu veya yönlendirdiÄŸi teknolojik makinelerden beklemektedir. Bu tespit abartılı gelebilir ancak fikirden yoksun, başıboÅŸ yayınlar, oyun ve eÄŸlenceden öteye geçmeyen dijital aletler ve bunların oluÅŸturduÄŸu sosyal aÄŸlar ile ilim ve fikir dolu yayınların tercihleri mukayese edildiÄŸi zaman haklılık payına karar verebiliriz.
KonuÅŸmaya henüz baÅŸlamamış, düÅŸünemeyen bir çocuk hadiseleri nasıl seyrederek öÄŸrenmeye çalışıyorsa düÅŸünme tembelliÄŸi yaÅŸayan büyük insanlar da aynı ÅŸekilde kısa bilgilendirme yazıları eÅŸliÄŸinde resim ve videolarla düÅŸünme zahmetine girmeden hadiseleri ve hayatı çözümlemeye çalışıyor. DüÅŸünme bütün hareketlerimizin merkezi, kumandanı ve ölçüsüdür. DüÅŸünmeden mahrum olanın hareketlerinde bir ayar ve ölçü kalmayıp başıboÅŸ, geliÅŸigüzel, nizamsız ve gayesiz davranışlardan ibaret kalır. Ä°ÅŸte çağımızın ekseri sıkıntılarından biri olan düÅŸünme tembelliÄŸi ile içine düÅŸülen boÅŸluk. Ä°nsanlığın durumunu düÅŸünmeyen
insanda; Müslümanların halini düÅŸünüp hissetmeyen müslümanda; patronu sayesinde iÅŸ sahibi olup geçimini temin ettiÄŸini düÅŸünmeden ona düÅŸman olan, malına göz diken iÅŸçide; iÅŸçinin fakirin halini, mülkün sahibi ve onun emirlerini ve rızasını düÅŸünmeyen patron ve zenginde ne hayır kalmış olabilir?
Cihadı sadece nefsine ağır gelen bir harb sanan ve esas önemlisi nefsi ile olan cihadı düÅŸünmeyen, sözle ilimle fikirle de Allah’ın Ä°la-yı Kelimetullah’ını yüceltebilecekten tembellik gösteren ÅŸuursuz, basiretsiz, pasif Müslümanın hayırlı olması mümkün müdür?
Çağın bulaşıcı hastalıklarına, hızla yayılan kanser virüslerine karşı kendisini, ailesini, çoluk çocuÄŸunu korumaya alarak tedbirler alan, sık sık kontroller ile düzenli ilaç alarak saÄŸlıklı beslenmeye çalışan kimseler; bunlardan daha hızla yayılan ve daha vahim sonuçlar doÄŸuran dinsizlik, imansızlık, ahlaksızlık, başıboÅŸluk, nemelazımcılık, menfaatçilik gibi salgın ve yok edici hastalıklara karşı kendisi, ailesini ve toplumunu da aynı hassasiyetle koruyamıyorsa hayırlı bir insan diyebilir miyiz?
Allah’ın ve Peygamberinin emirlerini düÅŸünmeyen ve hesaba katmayan, geleceÄŸi planlarken dünyadan öteye geçmeyip kabirle açılacak asıl geleceÄŸi düÅŸünmeyen ve plana almayan kimselerde de hayat kalmadığını söylemek hakkına sahibiz
Cenab-ı Hak Kuran-ı Keriminin birçok ayetinde düÅŸünmemizi, aklımızı kullanmamızı emretmektedir. Peygamber efendimiz de bir an düÅŸünmenin uzun zaman ibadetten (nafile ibadetten) hayırlı olduÄŸunu müjdeliyor.
DüÅŸünmeye çalışalım! Allahın bize vermiÅŸ olduÄŸu akıl nimetinden istifade edelim!…
Facebook Yorum
Yorum Yazın