Durum Güncellemesi... (Facebook sayfamdan)

Geçenlerde canlı yayında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Irak ziyaretinden bir anısını anlattı; “Iraklı bir yetkili Sayın Başbakan’ın Irak’ı bir eyaleti veya Türkiye’nin şehri gibi gördüğünü söyledi.”

Aynı şekilde bir kaç aydır çeşitli çevrelerden yükselen ''Suriye rejimi ve Esed’e adeta müstemleke valisi gibi davrandığı ve bu yüzden Suriye ile ilişkilerinin kötüleştiği ile alakalı” eleştirileri duyuyoruz.

Gerek Suriye ile gerekse Irak ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın asla böyle bir tavrı olmamıştır. Herkesin de defalarca ikrar ettiği gibi yıllarca ''KARDEŞİM'' diye bahsederdi. Ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılırdı. Peki Sayın Erdoğan ne zaman Esed’i MÜSTEMLEKE VALİSİ gibi azarladı? !!! Ne zaman? Kardeşim dediği zaman mı yoksa bakanlar kurulu ortak toplantısında mı? Yoksa Esed katliama başladıktan sonra tam 8 ay diplomasiyi sürdürüp Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nu tam 37 kez Esed’ın ayağına gönderdiği zaman mı? Ne zaman müstemleke valisi muamelesi yaptı Sayın Başbakan Beşşar Esed’e?

Bu anlattığım zamanlarda diyemeyeceğine göre (çünkü hiç bir aşağılanan ev sahibi kendisini aşağılayan misafirini kendi evinde 37 kez ağırlamaz...) Bu aynı şey Irak ve Maliki içinde geçerlidir...İran, Irak, Hizbullah RED cephesi BAAS rejimini destekledikleri için Türkiye ile ters düşmüşlerdir.. Bu gayet normaldir... Osmanlı’nın son zamanlarında ki gibi farklı ülkeler ile farklı zamanlarda itttifakların yapılması tarihi gerçeklerdir.. Bunu doğru bulmasak da anlayabiliyoruz.. Bununla beraber ülkemizdeki muhalefetinde olayları konuları çarpıtarak AK Parti’ye olan doğal düşmanlıklarında bunu iddia etmeleri yine gayet tabiidir.

Pekiyi kendilerini müslüman olarak adlandıran ve dünya görüşlerinin siyasi islam olduklarını bildiğimiz insanlara ve islamcılara ne oluyor? Onlar bu iddiayı nasıl dillendirebiliyorlar? Onlar bu memlekette yaşamadılar mı? Onların siyasi veya haber analizi yapma yetenekleri yok mu? Tabii ki var... Ama hırsları iktidar olamamaları kendilerinden başka müslümanların başarılı olmamalarını arzu etmeleri gözlerini karartıyor... Ve adeta islam düşmanlarının mesela; Sözcü Gazetesi’nin ya da Ergenekoncuların ağızları ile konuşmalarını sağlıyor... Yoksa ben bu arkadaşlarımızın bu kadar basiretsiz ve bilgisiz değerlendirme yapmaktan aciz olduklarına inanamıyorum... Her halta bin tane yorum yapan ve sabahtan akşama kadar komplo teorisi üretebilen bu kişilerin yaptıkları en zayıf kelime ile acizliktir... Bir insan başka bir insana helede bu aynı kıbleye baş koyduğu kardeşine bu kadar kolay iftira atamaz...

Evet Recep Tayyip Erdoğan Sayın Başbakan ne Suriye’yi ne de Irak’ı asla müstemleke valisi olarak görmemiştir.. Hep onlara kardeş ve eşit insan olarak hitap etmiştir. Eşit iki devlet olarak bahsetmiş ve ortak bakanlar kurulu da dahil her konuda işbirliği tavsiye etmiştir. Ne zaman ki kendi insanlarını öldürmeye başlamış o zaman bu rejimlerle ters düşmüştür. Ne yapmalı idi Türkiye Cumhuriyet’i ve onun Başbakan’ı? Tıpkı İsmet Paşa’nın Azeri Gardaşlarını sattığı gibi Rus sınırında Moskof askerine eli ile teslim ettirip kurşuna mı dizdirtmeli idi? O zaman ne farkı kalır bu iktidarın da tek parti CHP iktidarından? Günde 200 kişi tavuk gibi boğazlanırken BAAS rejimi hergün sivil halkın üzerine ölüm yağdırırken Türkiye Cumhuriyeti ve onun Başbakan’ı katillerle sarılmaya devam mı etmeli idi? Doğru ya destek yanlışa (hele de bu yanlış insan katletmekse) hayır demek insani islami ve vicdani bir gerekliliktir... Bunu anlamayan arkadaşlarımıza Allah Basiret ve vicdan versin demekten başka elimden bir şey gelmiyor....