Sevgili Dostlar, Bu ayki yazımda sizlerle Katar izlenimlerimi paylaşmak istiyorum...
Osmanlı Devleti’nin Katar üzerindeki haklarından vazgeçmesi üzerine, son Türk askeri Katar’dan 1915 yılında çekilir ve bölge 1916’da İngilizlerin işgaline girer. 1971’de bağımsız bir devlet olur ve uzun yıllar aşiret beylerinin emri altında yönetilir.
Önceleri balıkçılık ve inci avcılığıyla ekonomisini canlı tutan Katar, Petrol ve doğalgaz rezervlerini keşfettikten sonra tüm ekonomisi değişime uğramıştır. Şöyle ki; Uluslar arası Para Fonu (IMF) tarafından yayınlanan verilere göre Katar’ın kişi başına düşen gayri safi milli hasılası geçen yıl 88 bin 221 dolara ulaştı. Bu rakamın 2016'da 111 bin 963 doları bulabileceği tahmin ediliyor. Aynı habere göre, IMF, Katar’ın iki yıl üst üste dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisine sahip olacağını belirtti. Nüfusu ancak 850 bini bulan Katar, dünyanın halen en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatçısı konumunda ve yakın zamanda yıllık 77 milyon ton hedefine ulaştığını açıkladı.
2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmaya hazırlanan ve milyar dolarlık altyapı projelerini hayata geçiren Katar’ın ekonomisinin bu yıl yüzde 16 büyümesi ve bütçesinin 6.1 milyar dolar fazlalık vermesi bekleniyor. Kaynaklara göre dünyadaki en büyük servet fonlarından birine sahip Katar, önümüzdeki beş yıl boyunca inşaat ve enerji projelerine 125 milyar doların üzerine harcama yapacak.
Katar Arapları; üst düzey yönetici, bürokrat, iş adamı, mal sahibi olduğundan, kaldığım süre zarfında hiçbir yerli Katarlı ile tanışmadım.. Sahada çalışanlar genelde, Hindistan, Nepal, Filipinler ve diğer arap ülkelerinden gelmişler.
Öğrenci sayısı az olduğundan, anaokulundan üniversiteye kadar eğitim tüm Katar vatandaşları için ücretsiz hale getirilmiş.
Yarımada’nın tek komşusu Suudi Arabistan.
Gelelim Katar’da sosyal hayata.. Cornish adı verilen İzmir Kordonuyla çok benzeşen bir sahil şeridi var; yürüyüş parkurları, sütlü çay veya nargile keyfi yapabileceğiniz muhteşem sahilleri, akşamların vazgeçilmezi… Ülkede suç oranının sıfır olması nedeniyle, herhangi bir gasp edilme korkusu olmadan, sosyal hayatın içinde kalabilirsiniz. Malta’dan sonra suç oranı sıfır olan ikinci ülke oldu benim için de. Ne hoş!
Ülke gündemi belli: 2022 Dünya Kupası.
Fuar organizasyonu için bulunduğum sürede, bütün ekonomik faaliyetler, bütçe payları vb herşey Dünya Kupasına endekslenmiş. Katar Emiri ve Dış İşleri Bakanı Fuar açılış konuşmasında da aynı konulara dem vurdular.
Taksilerin çoğu Hummer!... Lamborgini, Ferrari, Maseratiler, bizim ülkedeki şahin gibi algılanıyor. Fosforlu yeşil Hummer, Turuncu Mercedes, Nar Çiçeği Mercedes görmüşlüğüm var, fantezi bu boyutlarda !...
Cuma günleri resmi tatil. Cuma namazı 11’de başlıyor 14’de bitiyor. Kadınlar bölümünde bayan hafızalar var. Hafıza Ümmü Muhammed hemen yanıma gelip Cuma Sûresini okutuyor bana. Kendimi hiç bu kadar ispatlamak zorunda kalmadımdı, ama takdir edilmek güzeldi finalde..
Cuma günü Türk İslam Müzesi ziyaretinin ardından, çarşı gezileri, yerel kıyafetlerden oluşan bir alışveriş sepeti ve akşamına dünyanın en iyi restoranı ödülünü almış Al-Mourjan Restoran’da günün finali… Denize sıfır olması, kulelerin gece başlayan ve denize vuran ışık oyunları, Desert Flowers (Çöl Çiçekleri) kulelerinden sarmaşık şeklinde denize yansıyan lazer gösterileri müthiş bir görsellikti.
Yemeklerimizin soğumasına neden olan bu görsel şölen, geceye ayrı bir keyif kattı... Garsonların özel eğitimli olduğunu oturunca anlıyoruz, size kendinizi özel hissettirecek her şey düşünülmüş. Siz sadece körfezin tadını çıkarıp, dünya mutfağının eşsiz lezzetleriyle meşgul oluyorsunuz… Birbirinden güzel renk ve tadlarda hazırlanmış içecekler, körfezden yeni çıkmış balık ve kalamarın alkolsüz sunumu, (Alkol sadece beş yıldızlı otellerde satılıyor, restoran veya kafelerde bira vs hiçbir içecek satışı yok), ardından naneli-kivili bir meyve suyu ile takdim edilen Türk Kahvesi, gülümseyen bir çift göz ile masaya konuluyor. Daha ne olsun? Beyrut’lu garsonlar gece boyunca bize, yan masadaki Suudi petrol şeyhlerinden farksız davranmadılar... Verdiğimiz bahşiş dışında bizim de onlardan pek bir farkımız yoktu.
Katara Kültür Köyü adı verilen bir yerleşim biriminden söz edildi sıkça ve ben orayı da görmeden gelemezdim. Gittim, gördüm de. Corniche sahil şeridinden giderken Nepalli taksi şoförü ile yol boyunca sohbet de ettik… Onlar için çok özel bir mekan olmalı anlattığına göre. Vardığımızda bizi karşılayan yemyeşil berrak bir deniz, altın sarısı bir kumsal, kafeler, golf sahaları, butik müzeler, en pahalı markaların yer aldığı dükkanlar, açık hava tiyatroları, özel villalar, vs vs. Hafta sonları dolaşacak yer olmadığını, hafta içi ise böyle bomboş olduğunu da öğrendik. Nüfusu 850 bin olan bir ülkede, kalabalık kavramı, İstiklal Caddesi akla geldiğinde çok da efektif değil.
Giyim mağazalarına yaklaşmak akıl kârı değil, vasat bir markanın ceketi vitrinde 1300$ etiketi ile yerini almış(!)... Burada yaşamak, kendi milli gelir seviyesine göre çok rahat ama dışarıdan giden birisi için ise şartlara bağlı. Bir şişe su(500gr) 2 KR iken, benzinin litresi 0,80 KR. (Katar Riyali).
Devlet yabancı yatırımcıyı destekliyor, banka kredileri çok cazip, yapmanız gereken sadece üretmek, devlet bütün kapıları açıyor size, arazi veya arsa veriyor, ciddi bir yatırım ile giden, bu cazip şartlara takılmadan gelemez sanırım. Orada hizmet pahalı, üreten çok kıymetli..
Bir haftalık sürede, orada kalma dürtüleri hasıl olmadı değil... Ama bir başkadır benim memleketim türküsüne eşlik edenlerdenseniz, bu gayret boşuna. Hiçbir yer size yâr olamıyor doğduğunuz diyar kadar.
Vesile ile hepinizin Mübarek Kurban Bayramınızı kutluyor, bayramlarımızı, hayatın geneline yayabildiğimiz güzel günlerde birlikte olabilmek dileğiyle, kalbî selamlarımı gönderiyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın