Dünyanın En Günahkâr Adamı ve En Günahsız Adamı…

Hz. Musa (a.s.) zamanında adamın biri sorar:
“-Ya Musa dünyanın en günahkâr adamı kimdir?”
Hz. Musa, Allah (celle celaluhu) ile Tur dağında kelam ettikten sonra sorar:
“-Yarabbi senin kulların içinde en günahkâr kul kimdir?”
Allah (celle celaluhu) :
“-Ya Musa, sen birazdan buradan ayrıldıktan sonra senin yanından bir çocuk ile babası geçecek. O adam dünyanın en günahkâr insanıdır”, der.
Ve öyle olur adam ile bir çocuk yanından geçer ve o günahkâr adamı görür.

Aradan belirli bir zaman geçer yine sorarlar Musa (a.s)’a:
“-Peki dünyanın en günahsız insanı kimdir ya Musa” derler.
Musa (a.s) yine Allah (celle celaluhu)’a münacat eder:
“-Yarabbi peki senin dünyadaki en günahsız kulun kimdir?” der.
Allah azze ve celle:
“-Ya Musa sen buradan ayrılırken yanından bir çocuk ile babası geçecek işte o adam dünyanın en günahsız insanıdır” der!

Musa (a.s.) bakar ki dünkü ile aynı adam:
“-Yarabbi” der.
“Dün dünyanın en günahkâr insanı iken nasıl olur da bugün en günahsız adamı olur”
Allah (celle celaluhu)  der ki:
“-Ya Musa, senden ayrıldıktan sonra bu çocuk ile babası deniz kenarına gittiler çocuk babasına sordu:”•
“-Babacığım bu kumlardan daha çok bir şey var mıdır?”

Babası
“-Oğlum bu kumlardan daha çok denizler var, dalgaları var, köpükleri var”

Çocuk tekrar:
“-Peki babacığım bu denizlerden büyük ne var?”

“-Babanın günahları var yavrum”, der

Çocuk ya bu yine sorar:
“-Peki babacım senin günahlarından daha büyük bir şey var mıdır?”

Adam der ki
“-Babanın günahlarından daha büyük Allahın rahmeti, merhameti vardır oğlum”, der.

Allah (celle celaluhu)  Musa (a.s)’a döner:
“-İşte ya Musa, onun Beni rahmet ve merhamet sahibi bilişi hatırına ben de onu af ettim.”•
“Allah’a yemin ederim ki, Allahü Teâlâ kendisine hüsnü zan ederek yapılan duayı, elbette kabul eder.” Berika••
“Allahü Teâlâya hüsnü zan etmek, ibadettir.” Ebu Davud••
“Allahü Teâlâ buyurdu ki: Kulum beni nasıl zannederse, ona zannettiği gibi muamele ederim.” İ.Ahmed, İbni Hibban

Diğer bir Kudsî Hadis’te de: “Ben, kulumun, bana zannı gibiyim ” diye vârid olmuştur.
 
Hz. Peygamber (s.a.s) de: “Her biriniz, Allah’a, hüsnü zan ederek ölsün” buyurmuş ve bir başka hadisinde de: “Hüznü zan, imândandır” demiştir.

İnsanı su-i zanna sevk eden en önemli sebep, kendi mizacının bozukluğu yahut kendi hayat düzeninin çarpıklığıdır. Daima karşısındakileri aldatan bir insan, herkesin sözlerini şüphe ile karşılar ve her işin altında bir hile, bir oyun arar.

İnsanlar hakkında "Hiç kimse sorumluluğu ölçüsünde Allah'ı anmıyor" diye bir mülahazaya girilecek olursa, sûi zan edilmiş olunur. "Bunlar ne zikir, ne fikir, ne de şükür vazifelerini hakkıyla eda edemiyorlar" düşüncesi, sûi zanna saplanmış olmanın ifadesidir. Bu çok tehlikelidir ve kaybettirir.
 
İyi düşünceler taşımak ve aşılamak öğretisiyle şekillenmeli hayatlarımız. Çağımızın insanı  “Olumlu düşüncenin gücü, pozitif Düşünce vs ” gibi bilimsellik içeren birçok batılı akımlar ve kaynaklarla işin içinden çıkmaya çalışırken, işin içinde olan bizler, bunca ayet ve hadisin ortasında hüsnü zan hasletine ne kadar aşinayız, bilinmez.  Farkındalıklar zincirimizin halkasına derhal eklememiz gereken hüznü zan, müminin bu dünyadaki konforudur aslında. Şöyle ki, hüsnü zan karşısındaki sudaki moleküler değişmeyi kitap haline getiren Dr. Masaru EMOTO, bu konuda gerçekleştirdiği araştırmaları ile bilim dünyasını çok şaşırtmıştır.

Dr. Emoto'nun çalışmaları bizlere İnsanın titreşimsel enerjiden etkilendiğini ispatlamakta. Düşünceler, kelimeler, fikirler, dualar ve müzik suyun moleküler yapısını etkilemekte.

Bu gezegendeki hayatın temel kaynağı herkesçe de bilindiği üzere SU'dur. SU'yun kalitesi ve içeriği her tür yaşamın kalitesini ve sürdürülebilirliğini belirler. Bu sebeple sizin yaşamınızın kalitesi de, vücudunuzda mevcut olan SU'yun kalitesine bağlıdır. Düşüncelerin şekline göre su kristalleri de değişiklik gösterir. Pozitif titreşimler güzel sözleri yaratırken ve negatif titreşimler ise negatif kelimeleri yaratmıştır. Bu evrenin en temel prensibidir.

Bu sonuçlar doğrultusunda, her insanın %70'inin SU olduğunu ve İnsanlara söylediğimiz sözlerin, beslediğimiz niyetlerin  ya da dinlediğimiz ve dinlettiğimiz müziklerin onlar üzerinde ki etkisinin ne olacağını lütfen bir saniyeliğine düşünün.
 
Bütün bunlara ek olarak şimdilerde yeni bir çalışma yapan Dr. Emoto bunu İslam dünyasına hediye edeceğini bildirmiştir. Bu çalışmada Allah’ın 99 ismi su örneklerinin üzerine yazılmakta ve oluşturdukları su kristali fotoğraflanmaktadır. Buna örnek olarak ‘’Adl ve Muksit’’ isimlerinin yazılmış olduğu suyun oluşturduğu kristalin resmi Dr.Emoto’nun web sayfasında yayınlanmaktadır.

Özellikle ‘’Sevgiler ve teşekkürler’’ gibi kelimeler söylendiğinde araştırmalara göre en güzel su kristali oluşmuş, “Teşekkür ederim!” şeklinde hitap edilen veya üzerine hayır dualar okunan su kristallerinin şeklinin ise, düzenli hâlini koruması ve fıtrî mükemmelliğini devam ettirmesi çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır. (Sızıntı Dergisi, Haziran 2008, Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan)

Çocuklarımıza ve çevremizdeki insanlara hiç kimse hakkında kötü hisler beslememelerini, kötü düşünmemelerini ve kötü konuşmamalarını, hüsn-ü zan, hüsn-ü niyet ve hayır duayla insanlığa yaklaşmalarını öğütlemeliyiz. Daha da önemlisi, bu konuda hüsn-ü misâl olmalıyız.  Herhangi birisi hakkındaki konuşmalarımız gibi duygu ve düşüncelerimiz de dua ve temenni hükmüne geçebilmektedir.
 
Netice itibariyle, insan, söz ve niyetiyle gerek kendisinin, gerekse çevresindeki canlı-cansız varlıkların durumunun değişmesine sebep olur. Allah, insanı ve tabiatı buna açık yarattığından, doğru olanı buyurmuş, su-i zandan kaçınmayı, hüsn-ü zanda bulunmayı emretmiştir.

Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olabilmek niyazıyla, kalbî selamlar…