DÜNYA KUPASININ ARDINDAN

Yıllarca akıllardan çıkmayacak, her maçı ayrı bir güzellikte ve futbolun üzerine birşeylerin eklenebildiği bir Dünya Kupası izlemek istedik ama olmadı... Oysa büyük beklentiler içindeydik. Zira günümüz futbolu; bundan bir 10-15 sene öncesine göre daha fizik güce dayalı, daha çok mücadele edilmesi gereken ve bir makine haline gelmiş kurgular ile takım oyunu ön plana çıkmış bir vaziyet almış durumda...

Ancak bunu yapabilen tek bir takım vardı ve o da şampiyon oldu zaten; İspanya.

Oysa Güney Amerika futbolu hep hoş gelmiştir gözümüze. Geçen yazımda da söylediğim gibi tutkulu oynar Güney Amerikalı futbolcular. Taraftarları da tıpkı futbolcuları gibi tutku ile bağlıdır futbola. Sanki meslekleri, para kazandıkları işleri gibi değil de, ekmeğe suya muhtaç oldukları gibi muhtaçtırlar sanki futbola.. Bu tutku onlara ayrı bir meziyet kattığı içindir belki de bir başka oynarlar futbolu. Ya da oynarlardı demek lazım artık herhalde...

Çünkü bu turnuva gösterdiki, sistem ve düzen tutkuyu yine alt etti. Artık oynanan güzel futbol, fotoğraflık kareler değil önemli olan; disiplin ve takım oyunu... Almanlar ve İspanyollar haricinde iyi top oynadı diyeceğimiz bir takım daha göremedim ben. Bu iki takımda saydığımız özellikleri yerine getirmeye çalışan, skor ne olursa olsun maçın sonuna kadar konsantrasyonunu kaybetmeyen, bireysel hareketlerden ziyade takım oyunu kimliğiyle savaşan bir görüntü çizdiler. İspanya Xavi ve İniesta farkı ile şampiyon oldu...

Arjantin bende büyük hayal kırıklığı yarattı. Finalde olması gereken bir kadroya sahip olan Arjantin'in turnuvaya çeyrek finalde havlu atması kesinlikle teknik yönetimin hatasıdır. Futbolculuğu rüyalarımıza giren Maradona yaptığı yanlış tercihler ile Arjantin'i takdir toplayarak çıkabileceği finalden etti. Önemli isimleri kadroya almayarak hatalarına başladı ve son Almanya maçında ki yaptığı kurguyla bunu neticelendirdi.

Burada ilginç olan bir diğer hususta Arjantin halkının takımlarını Dünya Kupası dönüşünde kupa kazanmış bir edayla karşılaması, Maradona'yı büyük bir başarı kazanmış havasına sokmayı tercih etmeleri. Finale gidecek kapasiteyi kullanamaması ve Arjantin'i hakettiği yere getirememesi Arjantinliler tarafından hayret edilecek derecede küçümsendi ve heykelinin dikilmesi gerektiği konuşuluyor. Futbolcu kimliğiyle Maradona'nın Arjantin'e kattıkları tartışılmaz tabi ki. Sanırım teknik direktörlük konusunda ki başarısızlığını bu geçmişi sebebi ile görmezden gelmiş olacaklar ki heykelini yapmaya başladılar bile...

Bu olaylar neticesinde aklıma şu soru geldi; aynı pozisyonda Aykut Kocaman osaydı mesela, ya da Hakan Şükür??? Tepkiler nasıl olurdu???